Değerli UTED Dergi okuyucuları, ilk yazımda Uçak Teknisyenliği mesleğinin önemini ve zaman içinde değişimini ve gelişimini anlatmaya çalışmıştım.

 

 

Bu yazım da ise Uçak Teknisyeni adayı yetiştirmek üzere kurulan lise, meslek yüksek okulu ve üniversite seviyesindeki yaklaşık 55 eğitim kurumunun durumunu ele almaya çalışacağım.

 

Ülkemizde maalesef ki genç nüfus artış oranı ile istihdam artış oranı arasında negatif yönde büyük bir fark bulunmaktadır. Havacılık dahil birçok sektörde müthiş diyebileceğimiz gelişmeler olmasına rağmen istihdam artışında beklentileri karşılayamamaktadır.

 

Bu sebepledir ki devlet bu gençlerin hem işsiz geçirebilecekleri yılları azaltmak adına hem de daha nitelik kazandırabilmek adına hem meslek okulları hem de üniversiteler açılmasına destek olmaktadır. Şu aşamada bunun yanlış strateji olmadığını düşünmekteyim. Ancak, genç bireylerin bu hayata atılma ötelemesinin ileride daha da karmaşık sorunlar doğurmaması için devletimizin ne yapıp edip istihdamı artırıcı destekler ortaya koyması gerekmektedir.

 

Diğer bir açıdan baktığımızda, Havacılık ile ilgili eğitim veren/verecek eğitim kurumlarını sayısı (özellikle de özel eğitim kurumları) istihdam ile ilgili bir araştırma yapmadan sadece havacılığın geliştiği ve benzeri okulların çoğaldığı bilgisine dayanarak sürekli artmaktadır.

Tıpkı okul açan patronlar gibi, velilerin de elinde havacılığın büyüdüğü ve gelecekte çok çok elemana ihtiyaç olacağı bilgisi vardır üstün körü.

 

Havacılık ile ilgili eğitim veren/verecek özel eğitim kurumları ticari kuruluşlar oldukları için gelir-gider farkı onlar için bir numaralı hedeftir. Her ne kadar idealist olduklarını söyleseler de hiçbir ticari kuruluş sadece idealist olduğu için para kazanamaz. Durum böyle olunca, ücret ayarlamasını da yaptınız mı müşteri bulmak hiç zor olmamaktadır.

Talep arzın üzerinde olduğu bu durumda okul patronları kalite iyileştirmesi konusunda ek maliyetlerin altına hiç girmeyeceklerdir. Çünkü onlar patrondurlar ve ana hedefleri para kazanmaktır.

 

Kaliteyi sorgulamayan ve talebi kısmayan veliler olduğu sürece de bu böyle devam edecektir diye düşünüyorum.

Sivil Havacılık üzerine eğitim veren okullarda sivil havacılık sektöründe 5 yıl ve daha fazla bilfiil çalışmış eğitmen/yönetici sayısı ya çok azdır ya da hiç yoktur.

 

 

Havacılık sektöründe ücretler diğer sektörlere göre yüksek olduğu için ve müşteri talebinde azalma olmadığı için okul yönetimleri eğitmen/yönetici ihtiyaçlarını YÖK veya Milli Eğitim Bakanlığı"nın belirlediği standart gereklilikleri kullanarak genellikle sektör tecrübesi olmayan adaylar arasından karşılamaktadırlar. Sonuçta okullardan mezun olanların hem teknik hem de teorik bilgi seviyeleri oldukça düşük olmaktadır.

Sadece birkaç devlet okulu ve çok az özel eğitim kuruluşunu bu tanımın dışında sayabiliriz. İsim vermem doğru olmaz; ama, sektör istihdamına bakıldığında bu okullar net olarak ortaya çıkacaklardır.

 

Tüm okullarda kaliteyi yükseltmek için hem YÖK hem de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yeni çıtalar koyulmalı, başta Türk Hava Yolları olmak üzere belli başlı Havayolu şirketlerinin bir şekilde eğitim süreçlerine dâhil edilmesi an akılcı yol olacaktır.

Gelecek yazımızda sizlere Pusula Havacılık olarak Okul Sanayi Eşgüdüm Projesi (OSEP) kapsamında uygulamaya koyduğumuz www.mrodemy.com video eğitim portalını ve yapmayı düşündüğümüz faaliyetleri aktaracağız.

Önerdiklerimiz

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği