Bize kendinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
20 Mayıs 1965 İstanbul Cihangir doğumluyum. Aslen Erzincan Refahiye’liyim. İlköğretim sonuna kadar Cihangirdeki ikametimden sonra Ümraniye’ye taşındık ve halen Ümraniyede oturmaktayım. Şişli Endüstri Meslek Lisesi Motor bölümü mevzunuyum. Vatani görevimi tamamladıktan sonra 03.07.1989 da Türk Hava Yolları Teknik bölümünde Push-Back te göreve başladım. 1993 yılında bölüm değiştirerek gene teknik’de uçak revizyon atölyesinde uçak bakım teknisyeni olarak göreve başladım. Uçak temel eğitim kursunda eğitimi tamamladıktan sonra, Boeing 737-400 tip motor gövde kursu aldım. Lisans sınavlarını bitirdikten sonra 2.sınıf uçak bakım lisansı aldım. RJ-70, RJ-100, Boeing 737-300 serisinden 900 serisine kadar, Airbus A310-200 ve 300 serileri, Airbus A320-319/320 ve 321 serileri gövde ve V2500 motor sertifikaları ile çalışma hayatıma uçak revizyon atelyesinde devam ettim. Lisansıma işli olan uçak tipleriyle, şirketimizin uçtuğu bir çok meydana uçarak, uçuş teknisyeni olarak da görev yaptım. Halen uçak bakım atölyesine aynı şekilde görevime devam etmekteyim.
Türkiye havacılık sektörüyle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Türk sivil havacılığının hızlı yükselişi bu sektörün bir parçası olarak beni de çok memnun ediyor. THY başta olmak üzere özel havayolu şirketlerinin de büyümesi sektörü olumlu etkilemektedir. Bu hızlı gelişme ülkemizde gözardı edilemez bir yolcu artışının yanı sıra bir çok yerli ve yabancı insana istihdam da sağlamaktadır. Bildiğiniz gibi 1980 li yıllarda uçak denince sadece akıllara gelen hava yolu Türk Hava Yolları, hava alanı denince Yeşilköy ve Esenboğa’dan başka bir şey gelmezdi. İnsanların hayretler içerisinde gökyüzünde koskoca demir yığınının nasıl uçtuğunu ve o demir parçasının içinde olmanın nasıl bir duygu olduğunu düşünürken, günümüzde 42 ilde havaalanı olup ve bu hava alanlarına sefer yapan toplam 5 şirket bulunmaktadır. Bu kadar havayolu şirketinin yaratmış olduğu rekabet ortamı sayesinde; yanlızca zengin zümrelerin yolculuk ulaşım aracı olan uçaklar artık hemen hemen 70 milyonluk Türk halkının gözde ulaşım aracı olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ün “İSTİKBAL GÖKLERDEDİR” sözü ve Türkiye’nin kitalararasi bir kavsak noktasında bulunması, uluslararası hava taşımacılığında önemli ve stratejik bir yer isgal etmesi, 2000 li yıllar başından itibaren Globalleşen dünyada havacılık sektörüne ayak uydurma, takip etme ve havayolu taşımacılığında oluşan kar pastasından en büyük paya sahip olma adına Türkiye de havacılık sektöründe ciddi adımlar atılmıştır. İşte günümüzde görüldüğü üzere özel hava yollarının sayısının artması, 42 ilde havaalanının mevcut olması ve havaalanlarının sayılarını arttırma çabaları sonucunda; 20 Mayıs 1933 yılında Türk Hava Postaları adı altında 5 uçakla başlayan havacılık sektörü, 2015 yılı itibariyle en modern uçakları ve teknik personeli ile donanımlı özel hava yolu şirketleriyle dolup taşmıştır. Bu bağlamda dünyadaki sivil havacılığın gelişmesi ve ülkemizdeki yansımaları, güvenli uçuş için olmazsa olmaz teknik bakımları da önemli kılmıştır. THY Teknik A.Ş. ailesi olarak bu sektörde lokomotif görevi üstleniyoruz ve ben de böyle büyük bir sektörün bir parçası olmaktan ve THY’de uçak teknisyeni olarak görev yapmanın ayrıcalığını hissetmekteyim.
Sizce sektörün ihtiyaç duyduğu teknisyen açığı nasıl kapatılabilir?
Hava yolu taşımacılığı en güvenli taşımacılık sektörüdür. Bu güvenin temel taşlarından biri olan tekniğin önemi her geçen gün daha da artmıştır.Teknik personelin bu hususta tam bir iş bilinci ile hareket ederek yapmış olduğu işin ehemniyetine hakim olmalıdır. Bu teknik personeli yetiştiren meslek liseleri, meslek yüksek okulları ve üniversitelere havayolu şirketleri tarafından gereken desteğin sağlanması ve bu mesleğe ilişkin seminerler tertip edilerek teknisyen adaylarının sayısı artırılabilir. Hatta bu hava yolu şirketleri mesleğe aday olmuş kursiyerlere burs imkanı sağlayarak eğitim hayatlarını kolaylaştırıp, eğitim sonrası kendi bünyelerinde çalışma şartı koyarak artırılabilir. Bu tarz burslu eğitimlerin örneği günümüzde havacılık sektörü için de mevcuttur.Aslında bu hususta en büyük görev UTED’e düşmektedir. UTED yönetimi yanlızca mevcut çalışan personel üyelerin sivil toplum kuruluşu değil, mesleğe aday olanlarında sivil toplum kuruluşu olmalıdır.
Hali hazırda teknisyenlerin ne gibi sorunları var ve sizce bunları gidermek için neler yapılmalı?
Sivil havacılıktaki gelişmeler biz uçak teknisyenlerini olumlu yönde etkilese de beraberinde bazı sorunlarıda getirmektedir. Bu sorunlarına da değinmek gerekirse; şuan en büyük sorun lisanslandırma ile ilgili prosedürler olup gün geçtikçe şartlar daha da zorlaşmaktadır. Üniversitelerin zamanında mezun verdiği teknisyen arkadaşlara lisans vermesi sektörü bir anlamda rahatlatmış ve bu okullardan mezun olan arkadaşların iyi derecede ingilizce bilmeleri ve temel eğitimlerinde ki bilgi ve becerileri ile birlikte iş hayatına katılmaları,kısa sürede tecrübe edinmeleri sürecini hızlandırmıştır. Fakat günümüzde sivil havacılık mezunu teknisyen arkadaşlarımızın adaptasyonu lisanslandırmadan dolayı süreci etkilemekte ve tecrübeli teknisyenlerede ayrı bir iş yükü getirmektedir. Sivil havacılık mezunu lisanslı bir uçak teknisyeninin yetişmesi en az 2-3 yıl iken, lisanssız gelen teknisyen arkadaşlarımızın lisanslandırmayla birlikte yetişmeleri 5-7 yılı bulmaktadır. Aslında bu durum; uçak teknisyeni olmanın da ne kadar önemli olduğunun bir göstergesidir. Günümüzde açılan pilotaj okullarıyla 1 ya da 2 senede pilot yetiştirilirip kokpit emanet edilirken teknisyenlikte bu durum en az 5 senedir. Maalesef üzücü bir durumdur ki; bu önemli meslek en basit örneğiyle sosyal haklar kıyaslandığında, sektörümüzde pek değer görmemektedir.
UTED ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
Her meslek mensunun bir sivil toplum kuruluşu olduğu gibi, biz uçak teknisyenleri sivil toplum kuruluşu 1968 yılında THY teknik personeli tarafından kısa adı UTED olarak kurulmuştur ve günümüzde bir marka olmuştur. Mesleki sıkıntılarımızdaki öncülüğü dile getirmede ve sosyal faaliyetlerinden dolayı kurulan bu derneğin kuruluşunda emeği geçen kurucular kurulu üyelerinden ebedi hayata intikal edenleri şükranla anıyor, hala hayatta olanlara sıhhat afiyet dileyip teşekkürlerimi sunuyorum. Dernek yöneticiliği her türlü sosyal hayatından çalıp, büyük bir özveri ve fedakarlıkla yapılan faaliyet olup; Bu hususta yeni seçilen yönetime çalışmalarında başarılar diliyor, bu özverilerinden dolayıda kendilerine teşekkür ediyorum.
Eklemek istediğiniz bir şey ya da UTED dergisi okurlarına bir mesajınız var mı?
Öncelikle bana UTED dergide yer ayırdığınız ve onurlandırdığınız için size çok teşekkür ediyor, yeni seçilmiş UTED yönetimine de başarılar diliyorum. Her derneğin bir kuruluş tüzüğü mevcut olup, bu tüzük çerçevesinde hareket eder. UTED bu bağlamda tüzüğünde mevcut tüm maddeleri, hem gözlemlemelerimde hemde yapılan kongrelerdeki faaliyet raporları bildirimlerinden takip etmekteyim. Yukarıda da bahis geçtiğim üzere UTED yanlızca mevcut çalışan teknisyenlerin derneği değil, mesleğe talip olan kursiyerlerinde derneği olmalıdır. Kıymetli UTED dergisi okuyucuları: Biz teknisyenler olarak yaptığımız işin ne kadar dikkat ve ehemniyet arz ettiği bilinci içerisinde yolcularımıza daha güvenli, kaliteli ve konforlu yolculuk sunmak için emek sarf ettiğimizi bilmenizi ister, her geçen gün büyüyen Türk Hava Yolları ile yapacağınız yolculuklarda iyi uçuşlar dileriz.