1990’da işe başladığımda yaptığım işle, 2014’te emekli olduğumda yapmakta olduğum iş çok farklıydı. İşler çok değişti, çok katmerlendi, karmaşıklaştı ama hepsinde de mutfakta olmanın verdiği bir güven vardı. İşi içerden görmenin bir avantajı vardı ve biz çalışmaya çok gönüllüydük..
Üretim Planlama Kontrol Başkanlığı (ÜPK)’nda görev yapmış olan Endüstri Yüksek Mühendisi Lüsan Şaşkal ile THY Genel Müdür Teknik Yardımcılığı ve THY Teknik zamanında organizasyonda kullanılan yönetim bilişim sistemlerinin gelişimini, zaman içinde farklı iş modellerinin geliştirilmesini ve kadın bir mühendisin bu önemli çalışmalara sağladığı değerli katkıyı konuştuk.
Seksenli yılların ortalarında ABD menşeli USAir’den temin edilen MERLIN sistemi Türk Hava Yolları Genel Müdür Teknik Yardımcılığı’nın bakım, mühendislik, malzeme yönetimi, envanter, planlama gibi faaliyetlerinde yönetim bilişim sistemi olarak kullanılmaya başlandı. Mainframe adı verilen ana bilgisayar tarafından desteklenen bu sistemde ofislerde ve atölyelerde bulunan yeşil ekranlı terminaller vasıtası ile bilgileri sisteme girmek ve bilgilere erişmek mümkün oluyordu. Kullanıcılar profillerine göre tanımlanmış yetki ile transaction adı verilen ekranlara erişebiliyordu. Türk Hava Yolları Genel Müdür Teknik Yardımcılığı’nın ihtiyaçlarına göre şirket içindeki bir ekip tarafından sağlanan bu ekranlar ile günümüzde TRAX sistemi ile yapılan işler yapılıyordu. Türk Hava Yolları Bakım ve Mühendislik Sistemi kelimelerinin İngilizcesi olan Turkish Airlines Maintenance and Engineering System kelimelerinin baş harfleri kullanılarak bu sisteme TAMES Sistemi adı verilmişti. Henüz herkesin masasında bir Kişisel Bilgisayar bulunmadığı yıllarda yeşil ekranlı TAMES terminali ve yanında Nokta Vuruşlu Yazıcı atölye ve ofislerin demirbaşıydı.
1990 yılında Transaction adı verilen ekranların programlanmasını yapan THY EBİ (Bilgi İşlem Bölümü)’ye bağlı TAMES Proje Grubu ile Genel Müdür Teknik Yardımcılığındaki TAMES kullanıcı bölümler arasında irtibatın sağlanması için TAMES Koordinasyon Müdürlüğü oluşturuldu. Bu Müdürlüğün kurulması ile atölye ve ofislerde yürütülen hem mevcut işlerde hem de yeni ihtiyaçlarda TAMES Koordinasyon aracılığı ile hızlı ve güvenilir Yönetim Bilişim Sistemleri desteği verilmeye başlandı. Lüsan Şaşkal ve diğer iki Endüstri Mühendisi genç kadın, Gündüz Can beyin müdür olduğu bu bölümün ilk personeli oldular. Organizasyonun tüm birimleri ile çok yakın bir çalışma yaparak çok sayıda farklı işin kayıt altına alınmasını ve takip edilebilir olmasını sağladılar.
Lüsan Şaşkal daha sonra Komponent Kontrol Şefi olarak çalıştığında uçak komponentlerinin her ortamda sağlıklı olarak izlenebilir olması için gerekli çalışmalarda bulundu.
Lüsan Şaşkal 2003 yılından sonra komponent envanteri ve yatırımı konusunda çalıştı. THY Teknik’in sahip olduğu komponent yedeklerinin başka havayolları ile ortak kullanılması anlamına gelen Komponent Havuzu (Pool) hizmetlerinin verilmesine ve bu işlemlerin TAMES üzerinden işlenmesine yönelik ilk çalışmalarda bulundu.
Sabiha Gökçen Havaalanında yer alacak THY Teknik’in yeni bakım üssü için Stratejik Yönetim ve Planlama Müdürlüğünde oluşturulan Proje grubunda yer aldı. Bu bakım üssüne Havacılık Bakım Onarım Merkezi kelimelerinin baş harfleri olan HABOM ismi de bu grup tarafından verilmiştir.
Türk Havayolları’nda ve THY Teknik’te çalışan ve çalışmış olan tüm kadınların emeklerine bir saygı olarak değerli Lüsan Şaşkal ile bu röportajı yazarımız Ersan YÜKSEL gerçekleştirdi.
Lüsan hanım hoş geldiniz. Bize kendinizden ve Türk Hava Yolları’nda işe başladığınız günlerden bahseder misiniz?
1989 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Üniversite sınavına tekrar girerek Marmara Üniversitesinde İngilizce eğitim veren bir bölüme girmeye hak kazandım. Bir sene Marmara Üniversitesinde İngilizce hazırlık sınıfı okuduktan sonra 1990 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinde Endüstri Mühendisliği yüksek lisansına başladım. Aynı sene Türk Hava Yolları’na yaptığım müracaatta işe alındığım bilgisi geldi. 1990 yılında Genel Müdür Cem Kozlu tarafından organizasyonda büyük bir genişleme yapılmıştı. Mühendis, teknisyen, memur farklı pozisyonlara işe alımlar yapıldı. Türk Hava Yolları’na kabul edildiğim bilgisi bana telgraf ile verildi. Çok mutlu oldum. THY ismi bizde her zaman saygı uyandırmış bir markaydı. Türk Hava Yolarında işe alındığımda henüz uçağa binmemiştim. İşe kabul edilme süreci kısa değildi. Yazılı sınav, İngilizce sınavı ve mülakattan geçtikten sonra işe kabul edildim.
30 Ekim 1990 günü çok sayıda arkadaşımla birlikte THY Genel Müdür Teknik Yardımcılığı’nda işe başladım. İşe başlamamdan önce bir hafta oryantasyon sürecimiz oldu. Orada başka arkadaşlar ile de tanıştık. Şirketle ilgili de bir miktar bilgimiz oldu. İşe başladığımızda henüz hangi departmanda işe başlayacağımızdan emin değildik. TAMES Koordinasyon Müdürlüğü diye bir Müdürlüğün ismi geçiyordu. Ama ne ofis vardı ne de müdürümüz vardı.
TAMES Koordinasyon Müdürlüğü yeni kurulmuş, Müdürümüz olan Gündüz (Can) Bey sağlık nedenleri ile raporluymuş. Biz iki üç ay ÜPK’nın (Üretim Planlama Kontrol Başkanlığı) diğer bölümlerinde misafir olarak kaldık. Müdürlüğe benimle beraber üç Endüstri Mühendisi alınmıştı. Biri sınıf arkadaşım Hülya Zonguralp, diğeri de benden bir sene önce aynı okul ve bölümden mezun olan Sabiha Ekmen. Biz üçümüz aynı bölüme seçildiğimizi öğrendik. Farklı bölümlerde misafir olarak kaldık ve süreci farklı boyutları ile tanımaya, öğrenmeye çalıştık.
TAMES Koordinasyon Müdürlüğü ÜPK Başkanlığı bünyesindeydi. Bizle işe başlayan grubun hepsinin sicil numarası 13000 ile başlıyordu. Malzeme Planlama’da, Komponent Kontrol Merkezi’nde, Uçak Tahsis’de dönüşümlü olarak ilk tecrübelerimizi edindik. 1991 yılının ilk aylarında müdürümüz Gündüz Bey ile tanıştık. Gündüz Bey Galatasaray Lisesi’nden ve İTÜ Elektrik Mühendisliği zayıf akım şubesinden mezundu. Daha önce Aviyonik Mühendislik Müdürlüğü görevinde bulunmuştu. Bize daha sonra hangarda ikinci katta bir ofis verildi, çalışmaya başladık. İki sene sonra aramıza Füsun Aktolun arkadaşımız katıldı. 2001’de yeni hangara geçildi.
Genel Müdür Teknik Yardımcılığı bünyesinde TAMES sistemi kullanılıyordu. Atölyelerde ve ofislerde terminaller vardı ve bu terminallerde farklı kullanıcı profillerine göre açılan transaction adını verdiğimiz ekranlar vardı. Bizim ilk işimiz farklı bölümlerin bu ekranlarda ne tip işlemler yaptıklarını öğrenmekti. Müdürlük olarak bir araya geldiğimizde de kullanıcı bölümler ile EBİ (Elektronik Bilgi İşlem) adını verdiğimiz bölüm arasında Sistem Analisti olarak bir filtre görevi yaptık. Benim çalışmam Komponent Kontrol etrafında başladı.
EBİ ile TAMES Koordinasyon Müdürlüğü arasındaki bağlantı nasıldı?
Bizim amacımız kullanıcıların ihtiyacı olan veya kullanmalarında fayda olacak, süreci destekleyecek veya süreci geliştirecek ekranların kullanıcılara sunulmasıydı. Ersin Karatuğ Bey’in başında olduğu TAMES Proje Grubu THY’ye bağlı olan EBI içinde yer alıyordu. Şirket genelinde bilgisayar hardware temini ve software çözümleri de onların görevlerinin arasındaydı.
Siz işe başladığınızda Genel Müdür Teknik Yardımcılığı görevinde, yani Teknik’in başında kim bulunuyordu?
Genel Müdür Teknik Yardımcısı Yusuf Bolayırlı Bey idi. Yusuf Bey herkesi tanırdı. Bütün personele ismi ile hitap ederdi. Bugün bile yolda karşılaşsam bana adımla hitap etse ve çocuklarımın nasıl olduklarını sorsa şaşırmam.
Çocuklarınızdan bahseder misiniz?
İkiz erkek çocuklarım var. 1996 yılında dünyaya geldiler.
İkiz çocuk beklerken çalışmak kolay olmamıştır sanırım.
Size bu konuyla ilgili bir anımı anlatayım. 1995 yılında Uçak Bakım Başkanlığı’na bağlı Lastik ve Jant atölyesinde işlem gören jantların üzerindeki lastiklerin de sisteme tanıtılarak lastik söküm takımlarının TAMES sisteminden takip edilmesini sağlayacak bir çalışma yapmıştık. Bu çalışmayı önce Mühendislikte Sistem Şef Mühendisi Mehmet Yılmaz ile başlattık. Sonra yerine gelen Göksun Günal ile devam ettik. KKM (Komponent Kontrol Merkezi) ’den Yaşar Deniz’in de bu çalışmada çok emeği geçmişti. Lastik ve Jant Atölyesi Yurdaer Aksoy’un yönetimindeki Uçak Bakım Başkanlığına bağlı bir atölye idi. Komponent atölyelerinde her türlü işlem atölyede bulunan TAMES terminalleri kullanılarak atölye personeli tarafından yapılıyordu. Lastik ve Jant atölyesi ise TAMES kullanmıyordu. Yaptıkları işlemleri gösteren kartları biriktirip toplu olarak KKM’ye teslim ediyorlardı. KKM bu kartları TAMES sistemine giriyordu. Bazen bu işlemde KKM’ye biz de yardımcı oluyorduk. TAMES üzerinden işlem yapılmaya başlanınca bu konuda hem İstanbul’daki personele hem de Türkiye’de ve yurtdışındaki istasyonlarda bulunan personele TAMES Koordinasyon Müdürlüğü personeli olarak kullanıcı eğitimi vermeye başladık. Bir gün içerisinde uçakla Ankara’ya, Trabzon’a, Adana’ya ve İzmir’e gidip geldiğimi hatırlarım. O sırada ikizlere 6,5 aylık hamileyim. Eğitim vermek için gittiğim İzmir’den dönerken görevliler hamile olduğumu fark ederek uçağa almak istemediler. Havaalanındaki doktora gönderdiler. Doktorun ve uçağın kaptan pilotunun izni alındıktan sonra uçağa binebildim. Bir hafta sonra da yine THY İstasyon personeline eğitim vermek için uçakla Bangkok’a gidecektim, bu durumda iptal ettik. Bugün hatırladıkça bu cesaretime hayret ediyorum.
İşe başladığınızda filoda kaç uçak vardı? Filo nasıldı?
Ben işe başladığımda filoda 33 uçak vardı. Boeing B727 ve A310 uçaklarına daha sonra, Boeing B737-400, Airbus A340 ve İngiliz Avro RJ-100 ve RJ-70 uçakları katıldı. Daha sonra Boeing B737NG ve Airbus A320 ailesi yolcu uçakları ile Airbus A330, Boeing B777 uçakları filoya girdi. Emekli olduğum 2014 yılında THY filosundaki uçak sayısı 200’ün üzerindeydi.
TAMES Koordinasyon Müdürlüğündeki çalışmalarınızın amacı neydi?
Amacımız kullanıcıların ihtiyacı olan veya kullanmalarında fayda olacak, süreci geliştirecek, destekleyecek ekranların kullanıcılara sunulması ve bunun için gereken tasarımın yapılmasıydı. Kullanıcılardan ihtiyaçları talep edilmişti. Gündüz Bey her zaman yazılı bilgi alışverişinden yanaydı. Bu konudaki hassasiyeti malumdu. Fazla, eksik ya da yanlış şeyler yapılmasın diye hemen bir form oluşturmuştuk. Formun üzerinde “Avoid verbal information” yani “Sözlü iletişimden kaçının” yazıyordu. Bu formlarla biz ihtiyaçları toplamaya başladık. O zaman wordstar isminde çok ilkel bir program vardı. Formu onunla oluşturmuştuk. Çerçeveyi bile zor çizmiştik. Formun üst kısmında ihtiyaç sahibinin ismi, bölümü, ihtiyacın ne olduğu, açıklama kısmı ve sonuç kısmı yer alıyordu. Yani biz işlemi bitirdiğimizde, değerlendirme yapıp ihtiyacın ne kadarını sonuçlandırdığımızı belirliyorduk. Biz zaman içerisinde talepleri yerine getirmenin bir adım ötesine geçtik. Kullanıcıların işlerini analiz ediyor ve onlara ihtiyaçları doğrultusunda çözüm önerilerinde bulunuyorduk. İşin gelmesini bekleyen değil işi kendisine çeken kişiler olduk. Gündüz Bey’in çok katkısı vardı. Yeniliklere açıktı, fakat çabuk ikna olmazdı, doğru işleri yapmak konusunda çok seçiciydi. Desteklediğinde ise tam olarak desteklerdi.
TAMES sisteminin teknik özellikleri hakkında ne söyleyebilirsiniz?
İlk zamanlarda mainframe üzerinden çalışan sistemin teknik kapasitesi sınırlıydı. Kullanıcıların en çok şikâyet ettikleri şey sistemdeki yoğunluk dolayısıyla ekranların çok geç gelmesiydi. Hatta bu nedenle zamana karşı çalışılan Depo gibi birimlerde komponent ya da malzeme giriş çıkışını engellememek için kâğıt formlar oluşturmuştuk. Buraya girilen bilgiler sonra mümkün olduğunca doğru sıra ile sisteme giriliyordu.
Bilgisayar kullanımı henüz yaygın değilken, bilgisayarlı TAMES sisteminin kullanımı ile ilgili zorluklar oluyor muydu?
1990’da işe başladığımızda biz yeni bir ekip olarak, hizmeti daha kaliteli hale getirmek için kullanıcılarla EBI personelinin arasında bir geçiş oluşturduk. Yeni transactionlar eklendiğinde kullanıcı bölümler için eğitim hazırlıyorduk. Günlerce, haftalarca farklı bölümlerde çalıştığımız oluyordu. Üretimin olduğu her yerde çalışıyorduk. Ofiste çalışacağız diye kendimizi sınırlamıyorduk. Depoya, atölyelere, ofislere sık sık giderdik. Şirkette kıdemli olan kişilere saygı duyuyorduk. Havacılıkla ilgili çok geniş bilgileri olan insanlar vardı. Ben daha sonra ÜPK’ya geçtim, 1998 yılıydı. ÜPK’da da bu defa direkt operasyonun içindeydim. Aslında TAMES Koordinasyon şapkamı belki de çıkaramadım. Yine Operasyonun içine girdim ama bu sefer kullanıcı olarak ama biraz daha kalifiye bir kullanıcı olarak taleplerde bulundum.
şe başladığınızda şirkette çalışan kadın personel hakkında bilgi verebilir misiniz?
şe başladığımda farklı birimlerde çalışan kadın personel vardı. Buna karşılık üst düzey yönetici kadın yoktu. Müdür seviyesinde dahi kadın personel yoktu. Şef pozisyonunda olan kadın personel vardı. Özellikle Mühendislik Başkanlığında çok sayıda kadın mühendis çalışıyordu. Uçak Mühendislik Müdürü Enver Kuru’nun şef mühendislerinin hepsinin bir ara kadın olduğunu hatırlıyorum. Emel hanım, Göksun hanım ve Işıl hanım Uçak Mühendislik Müdürlüğünde şef mühendis olarak çalışıyorlardı. Diğer Mühendislik Müdürlüklerinde de kadınlar vardı. Buna karşılık Teknik’te kadın müdür veya başkan yoktu. Zamanla kadın arkadaşlarımıza Müdürlük görevi de verildi.
ÜPK’da beraber çalıştığınız başkanlardan bahseder misiniz?
İşe başladığımda Atıl Turan ÜPK Başkanı idi. Daha sonra Erdoğan Fırtınoğlu ile çalıştım. Cemil Bey Genel Müdür Teknik Yardımcısı olduğunda Erol Konyalıoğlu ÜPK Başkanı oldu. Her biri çok tecrübeli ve değerli yöneticilerdi. Daha sonra nispeten genç ve havacılık tecrübesi kısa yöneticilerle de çalıştım.
Komponent yedek siparişleri de bir dönem sizin sorumluluğunuzdaydı sanırım.
Evet. Komponent yedek sayıları konusunda uzun süren bir çalışma yürüttük. Bu konuya sevgili arkadaşımız Gazanfer Çelikdemir de çok büyük emek vermişti. Filodaki uçak sayısı çok artmıştı. İlave yedek ihtiyacı ortaya çıktı. Komponent siparişlerini optimum seviyede tutmaya çalışıyorduk. İşe yeni başlayan arkadaşlara hep üzerimizdeki sorumluluğu hissettirmeye çalışıyordum. Nitekim çok yüksek meblağlarda komponent yatırımı yapıyorduk, bunda yapacağımız küçük tasarruflar bile çok önemliydi. Bütçeyi ekonomik kullanmak için titiz davranmaya çalışıyordum. Daha kuvvetli bir mühendis ekibiyle daha az yatırım mümkün görünüyordu. Bunu başaramadığımız zaman çok üzülüyorduk. Doğrusu bu da beni son yıllarımda çok yormuştur.
Çalışma yaşamınız boyunca neler değişti?
1990’da işe başladığımda yaptığım işle, 2014’te emekli olduğumda yapmakta olduğum iş çok farklıydı İşler çok değişti, çok katmerlendi, karmaşıklaştı ama hepsinde de mutfakta olmanın verdiği bir güven vardı. İşi içerden görmenin bir avantajı vardı ve biz çalışmaya çok gönüllüydük. Herhangi bir branşta diyelim aviyonikte, mekanikte veya pnömatikte bir bilgiye ihtiyacımız olduğunda gerek telefonla, gerek atölyeye giderek, anında bilgi alırdık. Ve o bilgiyle TAMES’te yapmamız gereken bir değişiklik varsa yapardı
Lüsan Hanım, bu söyleşiye zaman ayırdığınız ve verdiğiniz değerli bilgiler için size teşekkür ediyorum.
Ben de teşekkür ederim, hep birlikte hizmet verdiğimiz o yılları unutmadığınız için.