Bugün Türk havacılık tarihi için büyük bir önem arzeden Yeşilköy Tayyare Mektebi’nin kuruluşunun üzerinden tam 108 yıl geçti. Osmanlı askerî havacılığının gelişmesinde ve güçlenmesinde önemli bir rol üstlendiği gibi, mektebin Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında ve istikbalin göklere çevrildiği Cumhuriyetimizin kuruluşundaki katkısı asla unutulmaz…
1925 yılında Türk Tayyare Cemiyeti’ni kuruluşuna önderlik eden Atatürk, geleceği göklere yönelten bu sözleri söylediğinde Cumhuriyet henüz daha çok gençti. Ancak yılları savaş meydanlarında geçmiş bir askerin bu tespiti yapmış olmasının ardında; müthiş bir zeka, Mısır’da, Trablusgarp’ta, Suriye’de ve daha birçok yerde kök salmış derin ve köklü bir hayat deneyimi olduğunu da görmek lazım.
1903 yılında Wilbur ve Orville Wright Kardeşler’in ilk motorlu hava aracını uçurmasından sonra, dünyada artık hiçbir şey eskisi gibi olamazdı. İşte dünyadaki havacılık yarışının yoğunlaşmaya başladığı bir dönemde, bilhassa askeri alanda üstünlük sağlayacak bu teknolojik gelişmeyi görmezden gelmek büyük bir kayıp olurdu. Ki 600 yıl hüküm sürmüş Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri ordusu için de havacılık alanında çalışmalar yapılması hayati bir önceliğe sahipti.
Havacılık teşkilatının gelişimi
Trablusgarp, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı’na giren Osmanlı Devleti’nin bu savaşlar sonucunda çıkardığı askeri dersler elbette vardır… Ama bunun en önemli dersinin havacılık alanındaki askeri teşkilatlanmanın da önemini gördüğünün altını çizmek lazım. Wright Kardeşler’in buluşundan hemen sonra ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Avusturya ve Rusya gibi dönemin güçlü ülkeleri askeri havacılık alanında askeri yapılarını kurma yoluna giderken, Osmanlı Devleti de hiç vakit kaybetmeden bu yarışın içine girmişti bile. Balkan Savaşı ile birlikte Osmanlı Devleti’nin askeri gücünü geliştirmesinin yegane yolunun o döneme damgasını vurmuş en önemli teknolojik gelişme olan hava araçlarına yönelmesini beraberinde getirmiş. Havacılığın var olmanın, ayakta kalmanın ve geleceğin inşası konusunda önemli bir payı olacağının o dönemde anlaşılmış olması, Osmanlı Devleti açısından da bu alanda çalışmalar yapılmasına neden olmuştu. Yine Osmanlı Devleti’nin Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa’nın milli savunmaya yönelik yaklaşımları ve havacılığa yönelik vizyonu da, askeri havacılık teşkilatının kurulmasına yönelik atılan bu adımlarda önemli bir paya sahiptir.
Devletin ekonomik sıkıntıları nedeniyle, o dönemde 13 tane uçak alınması konusunda Osmanlı donanmasına bağlı faaliyet içinde olan yardım derneğince toplanan paralardan faydalanılmıştı. Ancak önemli sorunlardan biri de bu uçakları kullanacak pilotların olmayışıydı. Bu konuda da önceden atılan adımlar vardı. Yurtiçinde havacılık eğitimi verilecek bir eğitim kuruluşu olmaması nedeniyle 1911 yılında Osmanlı subayları arasında bulunan Süvari Yüzbaşı Fesa Bey ile İstihkâm Teğmen Yusuf Kenan Bey uçuş eğitimi için Fransa’daki Bleriot Fabrikası’nın uçuş okuluna gönderilmişti. Bu eğitimler sonunda Yüzbaşı Fesa Bey uçuş eğitimini başarıyla bitirerek Osmanlı Ordusu’nun ilk brövesini alan kişi olarak havacılık tarihinde yerini alır. Yine Fesa Bey’in hemen ardından Fransa’ya birlikte eğitime gittiği Yusuf Kenan Bey de, Fransızlar’ın 797’nci brövesini alarak yurda döner. Sonrasında ise Osmanlı ordusunun havacılıktaki gelişimini sürdürmek için daha fazla havacı pilota ihtiyacı vardır. Yurtiçinde halen pilotluk eğitimi verebilecek bir kuruluş yoktur. Bu nedenle kara ve deniz kuvvetlerine bağlı sekiz asker daha Fransa’ya, 4 asker de İngiltere’ye pilotluk eğitimi almak üzere gönderilir. Ancak Balkan Savaşı’nın başlamasıyla eğitimler yarıda kesilir ve yurtdışına giden subaylar geri dönmek durumunda kalır.
Yeşilköy Tayyare Mektebi’nin doğuşu
Zor koşullarda da olsa 3 Temmuz 1912 tarihinde açılışı gerçekleşen Yeşilköy Tayyare Mektebi, böyle bir iklimde ortaya çıktı. Okul; Osmanlı ordusu içinde ‘havacılık teşkilatı’ kurulması, askeri alanda havacılığın geliştirilmesi, havacılar yetiştirilmesi ve askeri subaylara pilotluk eğitimi verilmesi konularında öncülük yapmış bir misyona sahipti. Yeşilköy’ün bu manada Osmanlı askeri gücünün oluşturulma çabasının ilk adımlarından biri olduğunun altını çizmekte fayda var. Yeşilköy, Osmanlı Devleti için de havacılıkta bir üs olarak konumlandı ve bu uğurda atılan ilk adım, o dönemki adı ‘Ayastefanos Tayyare Mektebi’ olan ‘Yeşilköy Tayyare Mektebi’ oldu. Herşeyden önce bu okul, Mahmut Şevket Paşa sonrasında Harbiye Nazırı olan Enver Paşa döneminde başlanan ve Osmanlı Devleti’nin askeri alandaki gelişiminin öncülüğünü yapan bir simgedir. İçerisinde müdüriyet, zabit ofisi, makinist ofisi ve nöbetçi odaları, hastane, tamirhane, depo, benzin depoları, otomobil garajları, hangarlar ve hayvan ahırlarının bulunduğu Yeşilköy Tayyare Mektebi’nde sadece dört uçak bulunuyordu. Okul içinde uçakların bakımının yapılacağı iki hangar bulunuyordu. Yeşilköy Tayyare Mektebi, sadece uçaklar için değil, o dönemde önemli bir hava aracı olarak kabul gören zeplin için de önemlidir. Mektep içinde, Osmanlı’nın satın aldığı Parseval yapımı PL9 hava gemisinin hangarı da bulunmaktaydı.
Yabancıların etkisinde
Birinci Dünya Savaşı öncesinde kurulan Yeşilköy Tayyare Mektebi, başlarda yabancı eğitim uzmanlarının aktif olduğu bir yapı ortaya koyuyor. Açıldığı 1912 yılında, kendisiyle sözleşme yapılan Fransız hava yüzbaşı Marki De Gois De Mezeyrac, okulun hem ilk öğretmeni, hem de ilk müdürlüğü görevini kısa bir süreliğine yerine getiriyor. Okulun o dönemdeki pilot eğitimindeki kıstaslarına baktığımızda şu noktalar dikkat çekiyor: Yeşilköy Tayyare Mektebi, kurulduğu dönemde öğretim süresinin 3 ay olduğu görülüyor ve yıl içerisinde üç ayrı dönemde öğrenci alımı gerçekleştiriliyordu. Hedef sayı o dönem için yılda 60 pilot yetiştirilmesiydi. Her bir eğitim döneminde 15-20 aralığında öğrenci kabul ediyordu. İçerik eğitimi olarak da pilotluk eğitimi odaklı olsa da; hem teorik uçak bilgisi hem de motor konusunda eğitimleri içeren bir müfredattan söz edilebilir. Ki, 1914 yılında Tayyareci Üsteğmen Midhat Nuri’nin Türk havacılık tarihinin ilk Türkçe teknik uçuş kitabı olan ‘Vasıtai Tayyare’ adlı kitabının yine bu dönemlerde basılmış olması, havacılık eğitiminin Türk pilotlar nezdinde hızlı bir yol kat ettiğinin de önemli bir göstergesidir.
Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte De Mezeyrac, ülkesine döner ve ardından okul müdürlüğünü Topçu Binbaşı Latif Bey atanır. Ancak bu dönemde seferberlik ilan edilince savaş ortamında verimli bir çalışma yürütülemez.
Yeşilköy Tayyare Mektebi
Okul, Osmanlı askerî havacılığının ve güçlenmesinde önemli bir rol üstlenir. 1912 yılından sonra, artık Osmanlı Devleti, havacı pilot ihtiyacını Yeşilköy Tayyare Mektebi’nde, bugünün moda tabiriyle, yerli bir eğitim modeli ile yerli hocalarla yetiştirmeye başlar. Tayyare Mektebi’nin açılmasının ardından Osmanlı Ordusu’nda havacılık alanındaki gelişme hız kazanır, askeri pilot sayısı artış gösterir ve Balkan Savaşı’ndaki hava bölüklerindeki yetersizliklerin aksine Birinci Dünya Savaşı’na girildiğinde tayyare bölükleri muharebede aktif bir rol oynar. Yeşilköy Tayyare Mektebi, Osmanlı havacılık gücü için önemli bir işlev görmüş olsa da, bu istasyonun dışında Çanakkale’de, Uzunköprü’de, Adana’da, Kafkas Cephesi’nde, Şam’da, Keşan’da da uçak birlikleri oluşturulmuştur. 1914 yılında Yeşilköy Tayyare Mektebi’nin yanı sıra, yine Yeşilköy’de iki ‘Niyaport’, bir ‘Curtis’ ve sekiz ‘Gotha’ olmak üzere toplam 11 uçağa sahip olan ‘Bahriye Tayyare Mektebi’ de açılır. Yeşilköy Tayyare Mektebi’nde eğitim gören ve burada yetişen havacı pilotlar, hem Balkan Savaşı’nda hem de Çanakkale Savaşı’nda önemli bir görevi yerine getirir.
Yeşilköy Tayyare Mektebi ile birlikte Osmanlı Devleti’nin havacılık gücü yavaş yavaş oluşmaya başlasa da Birinci Dünya Savaşı’na girildiğinde arzu edilen seviyeye henüz ulaşamamıştır. Osmanlı ordusu savaş sırasında 8 uçak ve 10 pilota sahiptir. Savaş sırasında ittifak kurulan Almanya’dan hem 12 hava aracı hem de birkaç pilot gücü konusunda destek alınmıştı. Bu sayı savaş sonunda 100 uçak ve 100 pilot seviyesindedir. Osmanlı’ya destek vermek üzere gönderilen ve sonrasında Çanakkale Savaşı’na da destek olan yüzbaşı pilot Erich Serno, bu dönemde Yeşilköy Tayyare Mektebi’nin yöneticiliğini yapar. Savaş döneminde okulda telsiz, seyrüsefer, bombardıman, fotoğraf ve motor gibi havacılık eğitimi verilir.
Osmanlı’nın havacılık serüveninin sonu
Birinci Dünya Savaşı’nın bitimine kadar, Yeşilköy Tayyare Mektebi, Osmanlı Ordusu için tüm havacılık çalışmalarının yapıldığı bir merkezdir. Ancak İstanbul’un işgaliyle birlikte bu özelliğini yitirir. Yeşilköy Tayyare Mektebi’nin gidişatını Birinci Dünya Savaşı’nın seyri değiştirir. Okul, savaş sırasında birçok düşman uçağının bombardımanına maruz kaldığı gibi, Yeşilköy istasyonundan da başarılı hava operasyonları yapılır, bilhassa Çanakkale’de Türk uçakları keşif görevlerinde önemli bir rol üstlenir. Osmanlı Devleti’nin savaştan yenik çıkması ile birlikte, Hava Kuvvetleri Teşkilatı, Osmanlı Hükümeti Harbiye Nezareti’nin emriyle lağvedilir ve personeli dağıtılır. Teşkilatın ve personelin dağıtılması, hava araçlarının kullanılamaz hale gelmesine neden olur ve böylece Osmanlı’nın havacılık serüveni. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına kadar son bulur.
Kurtuluş Savaşı’nın emrinde
Mustafa Kemal öncülüğünde başlanan Kurtuluş Savaşı, Osmanlı’ya birçok alanda olduğu gibi havacılık gelişimine vurulan pranganın da önüne geçer ve Türk havacılık alanında yeniden bir kıpırdanmaya olanak sağlar. Yeşilköy Tayyare Mektebi’nin Osmanlı Devleti için oynadığı rol, bağımsızlık savaşıyla birlikte bu kez Milli Mücadele’nin dolaylı olarak emrindedir. Yeşilköy Tayyare Mektebi’nde yetişen havacı subaylar, bu kez Anadolu’nun bağımsızlığı için savaşır. Milli mücadele döneminde Anadolu’da Konya Hava İstasyonu’nda görev yaparak katkı sunarlar. Ankara Hükümeti’nin devreye girmesiyle Anadolu’da Harbiye Dairesi’ne bağlı olarak başlayan Kuva-yı Milliye ordusuna, 1920 tarihi itibariyle ‘Kuva-yı Havaiye’ (Hava Kuvvetleri) de iştirak eder. Dönemin havacıları tüm yokluklara karşın, eldeki uçakları onararak milli mücadeleye destek olur. Ankara Hükümeti’nin canlandırdığı hava teşkilatı önce ‘Kuva-yı Havaiye Müdüriyeti Umumiyesi’ (Hava Kuvvetleri Genel Müdürlüğü), ardından ‘Kuva yı Havaiye Müfettişliği’ (Hava Kuvvetleri Müfettişliği) adını alır.
Yeşilköy Tayyare Mektebi’nin sivilleşmesi
Kurulduğu dönemde Osmanlı ordusu için pilot yetiştiren Yeşilköy Tayyare Mektebi’nin sivilleşmesi Cumhuriyet döneminde olur. 1933 yılında ABD’den iki ‘King Bird’ modeli uçak alınır. Okul ve askeri hava istasyonu olma hüvviyetinin yanına bir de yolcu taşımacılığı eklenir. Yeni bir hangar yapılır. Yolcuların bekleyeceği ve bilet satışının yapılacağı kagir bir bina ile sivil uçuşlara başlar. 1942 yılında ise uçakların iniş kalkışı için ilk asfalt pist ve yolcular için dönemin mimari anlayışıyla bir terminal yapılır. 1956 yılında Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin hizmetine girer. İki yıl sonra da Almanya’ya işçi göçü ile birlikte dış hatlara hizmet vermeye başlar. Bunun için pasaport kontrol noktaları ve gümrük muayene bankoları eklenir.
Bugün Türk havacılık tarihi için büyük bir önem arzeden Yeşilköy Tayyare Mektebi’nin kuruluşunun üzerinden tam 108 yıl geçmiş durumda. Kuşkusuz Yeşilköy, Türkiye’nin ilk havacılık macerasının başladığı yer ve Türk havacılık tarihinde özel bir yere sahip. Hem bugünün çok nezih bir semti oluşu, hem de Türk havacılık tarihi açısından üstlendiği rol itibariyle havacılığın markalaşmış halidir. Türk havacılığına yaptığı katkı düşünüldüğünde Yeşilköy Tayyare Mektebi, yetiştirdiği ilk havacı pilotlarla birlikte istikbalin göklere çevrildiği yer olarak tarihte bıraktığı izlerle anılmaya devam edecek.