1994’te havacılık sektörüne uçuş maliyetçisi olarak giriş yaptıktan sonra Türk Hava Yolları ve MNG Havayolları gibi büyük şirketlerde deneyim kazandıktan sonra 2007’de sektördeki eksikleri fark edip kendi şirketini kuran kadın girişimci Aslıhan Bulut, Aviation Parts & Services ile uluslararası pazarda saygın bir marka olma başarısı ile ülkemiz adına iyi bir örnek teşkil ediyor.
Havacılık alanında 30 yıl yakın bir süredir çalışmalar yürüten ve Türk Hava Yolları ve MNG Havayolları gibi önemli şirketlerde çalıştıktan sonra 2007’de havacılık sektöründeki ihtiyaçlar üzerinden Aviation Parts & Services şirketini kuran kadın girişimci Aslıhan Bulut, Şirketin 17 yıllık geçmişinde, sektördeki eksiklikleri fark edip çözümler üreterek, uluslararası pazarda saygın bir marka olma başarısını elde etti.
Bulut, Türkiye’de uçak parçası ticaretini dünya standartlarına taşımak için çabalarken, bir taraftan da Türkiye Kadın Girişimciler Derneği üyesi olarak kadın girişimcilere ilham olma ve destek verme misyonunu üstleniyor. Hem sektörel hem de kadın girişimcilik alanındaki başarılarıyla dikkat çeken; havacılık sektöründe kaliteden ödün vermeyen, esnekliğe önem gösteren ve dünya standartlarına bağlı kalma misyonuyla hareket eden Aviation Parts & Services yetkilisi Aslıhan Bulut ile sıcak ve samimi bir sohbet gerçekleştirdik…
Aslıhan hanım öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1975 İstanbul doğumlu ve 2 çocuk annesiyim. 19 yaşında havacılık sektörüne “uçuş maliyetçisi” olarak girdim. Daha sonra uçak sigortası, uçak bakım ve satış işlerinde çalıştıktan hemen sonra, 17 sene önce kendi şirketimi kurmaya karar verdim.
Havacılık sektörüne ilginiz nasıl başladı?
Aslında havacılık sektörüne girişim 19 yaşında işe ihtiyaç duymam ve bir arkadaşımın bana ön ayak olmasıyla gerçekleşti. 1995 yılında Air Alfa Havayolları’nda “uçuş maliyetçisi” olarak işe başladım. Takip eden yıllarda Türk Hava Yolları’na yine uçuş maliyetçisi olarak girmek istememe rağmen kadro açılmadığı için uzun bir müddet yer hostesliği; ardından Top Air, MNG Havayolları ve MNG Technic’te çalıştım. MNG Havayolları’nda uçuş maliyetçisi ve MNG Technic’te ise “uçak bakım satış şefi” olarak çalıştım. 8 Kasım 2007 tarihinde ise kendi havacılık şirketimin resmi kuruluşunu gerçekleştirdim.
30 senedir havacılık sektöründesiniz, yaklaşık 17 senedir de uçak parçaları tedarik şirketiniz var. Bir girişimci olarak bu işe girmek ve Aviation Parts & Services’i kurmak fikri nasıl gelişti?
Belirttiğim gibi havacılığa ilk girişimle beraber, süreç içerisinde havacılık sektörünün farklı alanlarında uzun yıllar boyu çalıştım. Yaptığı işte farkındalığı yüksek bir karaktere sahip olduğum için sektör içerisindeki aksaklıkları ve fırsatları da hem bilinçli olarak hem de bilinçsiz olarak içimde biriktiriyordum. Aslında AP&S’i kurduğum zamandaki hedeflerimden bir tanesi, uçak bakım yabancı temsilci planlamasını organize etmek ve bunun yanında uçak parçası işini de aynı anda yürütmekti. Fakat işin tam planlamasına girdiğimde, asıl açığın uçak parçası ticaretinde olduğuna kanaat getirdim. Dünya standartlarında, kendi ülkemde bu işi yapmak için öncelikle dünyadaki en iyi şirketlerin prosedürlerini inceledim ve bir benzerini oluşturmak hedefiyle bu yola çıktım ve hala o yoldayım.
Şirketinizi kurarken karşılaştığınız sıkıntılar oldu mu ve bunları nasıl aştınız?
Bu, iş modelinin ülkemizde temsilcilik ile kısıtlı kalmasından dolayı ilgili mevzuatların hazır olmaması önümüzdeki en büyük engeldi. Dünyadaki benzer başarılı örnekleri incelediğimde, başarının sadece şirketin kendi işlevi değil; aynı zamanda ülkenin regülasyonunun da uyumlanmasından kaynaklandığını gördüm ve bundan dolayı sadece işletmemi geliştirmek değil, aynı zamanda ülkemizde bu işi en iyi şekilde oturtmak için yetkili makamlarla görüşmeler yaparak bugüne kadar pek çok konuda mevzuatsal değişikliklere katkıda bulunmaya çalıştım. Bugün geldiğimiz noktada uluslararası pazarda yetkin bir marka olabilmemiz, bu mevzuatların uluslararası standartlara uyumlanmasıyla gerçekleşmiştir.
Tüm bu süreç içinde yaşadığım en büyük zorluk, bireysel hareket etme zorunda olmam ve bir Türk şirketi olarak kendi ülkemde rüştümü ispat etmek durumunda kalmamdı. Biraz daha net ifade etmek gerekirse; enerjimizi amacımıza yönelik sarf etmenin yanında, o amaca giden yolda varlığınızı kabul ettirme çabası ile kuvvet bölünmesi belki de bir hedefe ulaşmada yaşanan en büyük sıkıntıdır.
Havacılık sektörüne çok önem verdiğinizi biliyoruz. Aviation Parts & Services’in ilk kurulduğu günle bugünü kıyaslayabilir misiniz? Sektörde neler değişti sizce?
Havacılık sektöründe kendi yaptığım işin dışında bütününe çok önem veriyorum. Hatta önem vermenin dışında ben bu sektöre aşığım diyebilirim. Havacılık sektörünün ülke içinde kendi kendine yetkinliği arttıkça, özgürlüğünün de o oranda geliştiği kanaatindeyim. Tabi bir de Türkiye’nin havacılık geçmişine dair bir bilgiye de sahip olunca; aslında havacılığın ilk tarih yazanlarından oluşan kıymetli büyüklerimizin çeşitli sebeplerle sekteye uğramış, belki de virgül vermiş sürecini, şimdi devam etme motivasyonumun olması da ayrı bir konu. Osmanlı’nın son döneminde başlayan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu sürecinde devam eden havacılık hamleleri; sadece ülkemizi değil dünyayı da ilgilendirecek kadar ciddi ve kuvvetliydi. Aslında bizlerin yaptığı; bir mirasın, bir hikayenin devamını sağlamak.
Şirketi ilk kurduğum dönemde; daha önce de söylediğim gibi, Türkiye’de uçak parçası tedariği, “temsilcilik hizmeti” sınırları içindeydi. Bugün geldiğimiz noktada ise ülkemiz; uçak parçası depolayan, planlayan, sadece satış değil; gövde ömrü bitmiş uçakları tekrar piyasaya kazandıran, takas ve kiralama gibi konularda yetkinleşen ve gittikçe uluslararası markette de yer edinen bir seviyeye gelmiştir. Bu konuda en büyük hedeflerimizden biri şahsi başarımız değil, tüm paydaşların başarısıyla bir adrese değil bir markete dönüşmektir.
Çalıştığımız, görev aldığımız hiçbir kurum ve kuruluş; sektörün gelişim hedefinde bir diğerinin rakibi değildir. Gelişim hedef ise burada rekabet değil, ancak iş birliği olabilir. Rekabet kavramı ile iş birliği kavramlarını doğru yerlere koymadan yol almamız mümkün değildir, her iki kavramın işlevselliğinin olduğu yerler vardır; ama temelde gelişim olmaz ise rekabet zaten hükmünü yitirir.
Hepimiz görev alanımız içinde olan aksaklıklara hâkim olmalı, bu aksaklıkları bütünün faydasına ortak çabayla düzeltmeliyiz. Kimse aksaklıklara göz yummamalı, “Aman n’apayım, benim derdim mi?” dememeli veya “Vay arkadaş, bu buradan güzel nemalanır! Ben niye destek olayım?” gibi düşünce kalıplarına kapılmamalıdır. Geldiğimiz yer hedefimize giden yolda kat ettiğimiz onurlu bir mesafedir. Yol uzun ve zevkli.
SHGM’den Türkiye’de uçak parçası satma yetkisi alan ilk 4 firmadan bir tanesisiniz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Çok önem verdiğim bir belgelendirme. Ve bunun sadece bir belge değil; sektörün standartlarının belirlenmesini sağlayan ve bizi dünya standartlarına uyumlu hale getiren bir yönetmelik olduğunu düşünüyorum. Bu konuda çok gururluyum ve sayımızın günden güne arttığına şahit oluyorum. Bu da market olma hayalimin günden güne yakınlaştığının ve ülkemizin havacılık parça sektöründe bir market haline dönüşmesinin en büyük göstergesi.
Dünyanın dört bir yanına hizmet veren bir şirketsiniz, bu başarınızın sırrını nasıl tarif edersiniz?
Yola çıktığımda öncelikli hedefim global markette yer almaktı. Bu hedefe ulaşmak için hem fiziksel hem zihinsel çok ciddi bir efor sarfettim. Bu işin en doğru şekilde yapılmasının standartlara bağlı kalarak ve fakat aynı oranda esnekliğini muhafaza ederek gerçekleştiği kanaatindeyim. Esneklikten kastım kurallara bağlı; ama hizmette müşterisine çözüm üretme, performans yüksekliğidir. Biz, sektörün değerleri ile kültürel değerlerimizi birleştirerek sektördeki yerimizi en iyi şekilde aldığımız kanaatindeyim.
Uçak parçası tedariği, çok geniş bir ürün yelpazesi demek… Siz uçakların hangi bölümlerinin parçalarını tedarik ediyorsunuz?
Biz nose to tail tüm ürün yelpazesinin tedariğinde hizmet veriyoruz. Tedarik stoklama ve hizmet skalamızı müşterilerimizin filo ihtiyaçlarına göre düzenliyoruz. Müşterilerimizle yaptığımız işbirliklerinde; onların yıl içinde planlı satın almaları ve bizim kendi içimizde tuttuğumuz istatistiki verilerle ürün gamımız şekilleniyor. Sabit bir ürün yelpazesi bulundurmamamızın en büyük sebebi, müşteriyle organik şekilde ilerliyor olmamızdır.
ACMI’ın en önemli bacaklarından olan “M”nin altında, ciddi bir maliyet kaleminde müşterilerimize finansman kolaylığı yaratıyor olmamız ve ayrıca planlamada iş birliğine açık bir yaklaşım içende olduğumuz anlamı var.
Sektöre uçak parçaları satmak her açıdan dikkat ve zamanlama gerektiren bir iş, olmazsa olmaz dediğiniz kriterleriniz vardır mutlaka…
Buna verilebilecek en net cevap kalite standartları. Havacılık sektörünün belki de en zor sektörler arasında geçmesi ve fakat standartlarının bir o kadar da net bir şekilde belirlenmiş olması bu işin en yüksek kalitede ve en kolay şekilde yapılmasını sağlamaktadır. İnsanlar bir işte ne kadar çok kural varsa; o kadar zor olduğunu düşünürler. Halbuki sınırları belirlenmiş bir işi yapmak, sınırı olmayan bir işi yapmaktan her zaman daha kolaydır. Dolayısıyla yapmış olduğumuz işte bize hız kazandıran şey, aslında standartların bu kadar net belirli olmasıdır.
Çok başarılı bir kadın girişimci olarak aynı zamanda Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) üyesisiniz… Bu konuda özellikle vurgulamak istediğiniz bir husus var mı?
Evet, benim için çok önemli bir konuya değindiniz teşekkür ederim. KAGİDER Türkiye’deki pek çok girişimci kadının bir araya geldiği; tecrübe ve fikirlerini paylaştığı, birbirine ilham olduğu çok önemli bir dernek. Benim de diğer insanlar gibi tıkandığım pek çok konu oluyor ve siz aslında konunun içindeyken bazen körleşebiliyorsunuz. Size dışarıdan tamamen profesyonel bir yaklaşımla bakan, dostluğuna güvendiğiniz insanların yanınızda olduğunu bilmek kuvvet veriyor. Havacılık sektöründe çok daha fazla kadının girişimci olmasını ve ülkemize maddi-manevi katkı sunmak için birlikteliğimize dahil olmasını canı gönülden dilerim.
Bir kez daha dünyaya gelseniz seçeceğiniz meslek ne olurdu?
Astronot…
Bizlere vakit ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz… Eklemek istediğiniz, eksik bıraktığımız bir konu varsa dinlemek isteriz…
Sektörün kendi insan kaynağını yaratmak için planlama yapmaya ve eğitime dahil olmaya yetecek kadar gücü var. Malzeme sağlamak, ekipman vermek, para vermek değil kastım; onlara vizyon vermek, bilgi vermek, emek vermek. Ve sizin bu yolculukta katkınız çok kıymetli ben şahsım adına sizlere çok teşekkür ederim.