THY UÇAK BAKIM MERKEZİNDEKİ İLK TEKNOLOJİ DESTEKLİ
UÇAK BAKIM ÜRETİM PLANLAMA PROJESİ
Değerli okurlar, bu yazımda sizleri 1992-1995 yıllarına götürerek THY Uçak Bakım Merkezi’nde birkaç genç mühendis ve tecrübeli uçak teknisyenlerinden oluşan harika bir grubun Uçak Bakım Üretim Planlama adına yaptıkları faaliyetlerden bahsetmeye çalışacağım.
Yaklaşık 1 yıl Boğaziçi Hava Taşımacılık Koordinatör Mühendis’lik tecrübesinden sonra Türk Hava Yolları Uçak Bakım Merkezi’ne dahil oldum. 6 ay atölye çalışmasından sonra B727 tip mühendisliğine transfer oldum ve sonrasında yeniden yapılanma sonucu Yakıt ve Akışkanlar Tip mühendisi olarak görev aldım. Bu görevlerim süresince yapım sebebiyle sürekli olarak aşağıda uçak bakımı bilfiil yapan Uçak Teknisyeni grubu ile yakın iletişimde oldum, birçok arkadaş edindim.
Uçak Bakım Üretim Planlama Bölümü’ne transfer olduğumda tüm yukarıda bahsi geçen tecrübelerin çok işe yaradığını belirtmeme gerek yok şüphesiz. Yıllardan beri standart şekilde tecrübeli teknisyenler ve teknik kontrollerin inisiyatifi ile yürütülmekte olan uçak bakım sürecinin teknolojinin de yardımıyla daha takip edilebilir, yorumlanabilir ve gelecek bakım planlarına ışık olabilecek şekilde yapılanması için bir proje başlattık. Bu proje ile bir bakımın tüm rutin kartlarını yazılıma girecektik ve oluşacak yeni kartları anında dahil edecek ve tüm bakım sürecini tümüyle takip edecektik. Yazılım olarak Microsoft Project, Access, Excel ve Word ana programlar olacaktı. Şüphesiz ön hazırlık yaklaşık 2 ay sürdü. Bu süreçte tüm önceki bakımlar, kartlar incelendi, tecrübeli uçak teknisyenleri tarafından yorumlandı, her kartın hem öncesinde hem de sonrasında uygulanacak kartlar detaylandırıldı, tahmini kart süreleri hem eski kartlardan hem de tecrübelerden faydalanılarak belirlendi. Son derece zorlandığımız bir süreçti doğal olarak. Ancak kesinlikle belirmek isterim ki bu süreçte rol alan tecrübeli uçak teknisyenlerimiz de dahil hiçbir kimse “eski köye yeni adet” cümlesini hiç kurmadı.
Daha sonra C bakımları da dahil birçok önemli bakımda uygulanacak bu yeni sistemi küçük bir bakımda deneme olarak klasik yöntemin yanında uyguladık ve bakım sonunda gözden geçirme toplantıları yaptık. Bu işin üstesinden gelebileceğimizi çok net anladık.
Microsoft Project Manager ile süreci canlı takip ettik, kart bilgilerini Access Programı ile kayıt altına aldık, Excel ile raporlar için baz olacak grafikleri hazırladık ve en nihayetinde Word ile raporları ortaya koyduk. Birkaç bakım uygulamasından sonra öyle bir hale geldik ki bin 500 ve üzeri karta sahip bir bakım çıkışını rahatlıkla tahmin edebiliyorduk. Bu sonuçlar bakım merkezi yöneticilerini de memnun etti.
Bu proje şüphesiz ki gelecek bakım planlama uygulamalarına önemli bir ışık tuttu ve yazılımların da gelişmesiyle çok daha tutarlı sonuçlar alınmaya başlandı.
Projede çalışan hiçbir paydaşın; ‘‘Biz devlet kuruluşuyuz, ne gerek var böyle bir projeye, ne güzel işimizi yapıyoruz’’ gibi bahanelere ve yakınmalara başvurmaması her zaman beni gururlandırmıştır.
Bu yazımı okuyan tüm proje katılımcıları eski günleri çok güzel hatırlayacaklardır şüphesiz. Hepsine buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.
Saygılarımla.