UTED: Teknisyenliğe girişiniz nasıl oldu? Havacılıkla bir ilginiz var mıydı?

 

Emin Gündüz Peşinci: Ben Türk Hava Yolları’nda çalışmaya başlamadan önce hem Türkiye, hem de Almanya’da çalışmıştım. Maçka Sanat Lisesini bitirdikten sonra Türkiye’de konusundaki ilk şirket olan Sinyalizasyon Sanayii’de çalıştım. Burada trafik ışıkları üretiliyordu. Daha sonra da Almanya’dan gelen bir daveti değerlendirip Siemens Halske şirketinin telefon santrali fabrikasında çalıştım. Almanya serüvenim iki yıl sürdü. Sonra 20 yaşına geldiğimde askerlik için Türkiye’ye döndüm. Askerlik sonrası Almanya’dan iki, Türkiye’den iki farklı teklif vardı ama beşinci seçeneği değerlendirdim. Eniştem Halil Kolcuoğlu Türk Hava Yolları’nda teknisyen olarak çalışıyordu ve zamanında benim Maçka Sanat Lisesini seçmemde de etkisi olmuştu. Ben Almanya’ya dönmeyi düşünürken eniştemin “kibar” baskısı, annemin isteğiyle THY’ye başvurdum. 1969 sonlarında girdiğim sınavları kazanarak davet edildim. 8 Ocak 1970 tarihinde de Uçak Elektronik Atölyesinde çalışmaya başladım.

 

 

UTED: Seçeneğiniz çokmuş ama uçak teknisyenliğini seçmişsiniz. Hiç pişman oldunuz mu?

 

Emin Gündüz Peşinci: İlk zamanlar bana çok zor geldi. Uçağa ekiplerle çıkıp baktığımda bana çok karmaşık geliyordu. Hatta bir kez “ben bu işi yapamayacağım” deyip uçaktan atlamıştım. Ciddi ciddi bırakmayı düşünürken başıma gelen bir olay uçak teknisyenliğine devam etmemi sağladı.

 

UTED: Ne oldu?

 

Emin Gündüz Peşinci: İşe başlamanın on beşinci günüydü. Sürekli dalgalanıyorum, her an “ben yarın gelmiyorum” deyip gitmeyi düşünüyorum. Genç yaşta vefat eden Turan Saka adlı bir  başteknisyenimiz vardı. Esenboğa’da radar sorunu yaşayan bir uçak için beni göndereceğini söyledi. O zamanlar imzalar, mühürler, yetki falan yok. “Aman nasıl olur” diye itiraz edecek oldum, dinlemedi. “Oğlum, sen git, telefonla destek veririm” dedi. Benim elim ayağım titriyor. Göndermeden önce de bir F27’nin içinde yapmam gerekenleri tarif etti. Yanıma da bir “vertical gyro” verdi ve Ankara’ya gönderdi. Sorunu telefonla tarif ettiğimde “Bir numaralı vertical gyro değişecek” dedi. Değişimi yapıp kontrol ettikten sonra sorunun çözüldüğünü görünce büyük bir sevinç yaşadım ve uçak teknisyenliğini yapabileceğimi anladım. Bir özgüven geldi bana… Uçaktaki dönüşüm, gidişime hiç benzemiyordu. İşte ben o gün Türk Hava Yolları’nda kalmaya karar verdim.

 

UTED: Uçak teknisyeni olarak kalmaya karar verdikten sonra neler oldu?


Emin Gündüz Peşinci: Bizim kuşak uçak teknisyenliğinin mesleki olarak kurumsallaşmasına çok şey kattı diyebilirim. Derneğin, sendikal faaliyetlerin hatta sportif faaliyetlerin de hep içinde oldum. Erhan İnanç başkan olduğunda da yönetim kurulu üyesi olmuştum.

 

 

UTED: Sportif faaliyet olarak neler yaptınız?

 

Emin Gündüz Peşinci: 1980’li yılların başlarında çok genç bir grubumuz vardı. Hem genç hem de amatör futbol oynayan arkadaşlardan oluşan bir gruptu. Kimi Okmeydanı’nda, kimi Küçükçekmece’de oynuyordu. Ben de Yeldeğirmeni’nde oynuyordum. Önce UTED Spor’u kurduk. Vardiyası olmayan arkadaşların katılımıyla dışarıda maçlar yapardık. İlk renklerimiz de mavi lacivertti. Lacivert de mavi de gökyüzünün renkleri olduğu için seçmiştik. Kısa süre sonra da THY Spor’u kurmak için girişimlerde bulunmaya başladık. Neticede yönetimden de izin alıp THY Spor’u kurduk ve benim hayatım değişti. İşten çıkıp antrenmana, oradan da eve gidiyordum. Eve sadece yatmaya gidiyordum. Çok yoğun bir dönemdi. THY Spor’un antrenmanları, altyapının takibi ve mesleğim. Tam anlamıyla üçe bölünmüştüm. Çok çalıştık, şansımızın da yardımıyla takımı 3. Profesyonel Lige çıkarmayı başardık. Bu dönemde üzerimdeki yük çok artmıştı. Haftanın beş günü antrenman yapıyor, altıncı gün de deplasmana gidiyor veya kampa giriyorduk. Yedinci gün de maç… Bu dönemde Yönetim Kurulu’ndan bana sınırsız spor izni verildi. Yine de suiistimal etmeden bu izni pek kullanmadan çalışmaları birlikte yürüttüm. Çünkü işimi çok seviyordum.

 

 

UTED: Profesyonel ligi maddi olarak nasıl yürüttünüz?

 

Emin Gündüz Peşinci: Önceleri çalışanların katkılarıyla yürütüyorduk. Sanırım 10 lira gibi bir katkı yapılıyordu. Profesyonel ligde bu aidat yetişmemeye başladı. Genel Müdürümüze gidip destek istedik. Transferlerimizin işe alınması için kontenjan verdiler. Ayrıca hangarın içerisinde bir büfe açıldı. Aidatların da desteğiyle yürütmeye çalıştık.

 

UTED: Türk Hava Yolları’ndan erken emekli olmuşsunuz…

 

Emin Gündüz Peşinci: Evet, 44 yaşındaydım. 1985 senesinde İstanbul Hava Yolları kurulmuştu. Bazı arkadaşlar da THY’den ayrılıp gitmişti. Bana da çok ısrar ediyorlardı. Bir gün arkadaşları kıramayıp gitmeye karar verdim. Gittim ama üç ay boyunca ayrıldığım için üzüldüm. Sonra yavaş yavaş yeni işime alıştım. Maddi olarak sıkışık bir dönemdeydim. Kızımın İngilizce kursunun bile parası sorun olunca ayrılmaya karar vermiştim.

 

UTED: Genç uçak teknisyenlerine neler söylemek istersiniz?

 

Emin Gündüz Peşinci: Öncelikle bir anımla başlamak istiyorum. 1969 yılında THY’de sınavım, astsubaylıktan emekli Kemal Pektaş adında radyo atölye şefi bir büyüğümüzün kontrolünde yapıldı. Yazılı ve sözlü sınav sonrası mülakata geçildi. Sınav bittikten sonra, Kemal Bey, “Gündüz, herşey güzel, doğru idari işlere git ve evraklarını hazırla” dedi. “Teşekkür ederim” dedim, tam çıkarken, önemli bir şey unutmuş gibi “Gündüz bir dakika bakar mısın” diye seslendi. Buyurun, dedim. “Gündüz, evladım, ne olur İngilizcenin üzerine düş, İngilizceni ilerletmeye çalış” dedi. İngilizce ile ilgili hiçbir şey konuşmamıştık, niye bunu söyledi, diye hem düşündüm hem de endişelendim ama bir süre sonra da unuttum gitti. 1969 yılında büyük bir öngörü ile bana bu tavsiyelerde bulunan Kemal Beyi dinlemediğim için de 2012 yılında bir buçuk yıl boyunca her akşam 18:00 ile 22:00 arasında İngilizce kursuna gitmek zorunda kaldım. Bugün İngilizcenin önemi o güne göre daha fazla, yarın çok daha fazla olacak. Kısacası gençlere ilk tavsiyem İngilizceye önem vermeleri... İkinci tavsiyem ise düzenli çalışmaları...

 

Bizim işimizde tertipli, düzenli ve temiz çalışmak işin kalitesi açısından çok önemli. Benim için düzenli çalışma ön şarttır. Üçüncü olarak, hiçbir zaman “ben oldum” dememelerini öneririm. Ben 46 yıldır bu meslekteyim ve her gün tecrübe ve bilgim arttıkça ne kadar az şey bildiğimi anlıyorum. Meslekteki bilgi birikimi bir insanın kısa sürede öğrenebileceğinden çok fazla. Aynı zamanda da her geçen gün yeni bilgiler ortaya konuyor, eskiler de değişebiliyor. “Ben oldum” demek bu yeni bilgileri öğrenmeyi engeller. Şu anda eğitimci olduğum için öğrencilerime sık sık söylediğim bir konu da bilgiyi paylaşmalarıdır. Paylaştıkça artan en önemli şeylerden biridir bilgi. Paylaştığınız kimse yeni bir şeyler ekler, yanlış bildiğinizi düzeltir, böylece mükemmele doğru gidersiniz.

 

 

UTED: Yarım yüzyıla yakın meslek hayatınızda güzel anılarınız da vardır şüphesiz…

 

Emin Gündüz Peşinci: Benim için en önemlilerinden birini sizinle paylaştım. Bir de ileriki yıllardan bir anımı anlatayım. İstanbul Hava Yolları’nda çalışıyorduk. Adem ve İlkay isimli iki genç arkadaşımız okuldan yeni mezun olmuşlar, bizimle çalışıyorlar. Benim felsefem de gençlere özgüven vermek için işi olabildiğince onlara yaptırmaktır... Tabii çeşitli ön şartlarım var: Bana danışmadan hiçbir yere dokunma, sök dediğim şey sökülmüyorsa zorlamayacaksın benzeri şartlar… Bir gün bir 727’de oto pilot yunuslama arızası vardı. Elevatör pozisyon sensörünün ayarlanması gerekiyor. Adem ve İlkay benden arızayı yalnız gidermek için ricada bulundular. En fazla el melekeleri olmadığı için ayarı tutturamazlar, çıkar ayarlarım diye düşündüm. Gittiler ama yanlarına telsiz almayı unutmuşlar. Bir saat boyunca onlara ulaşamadım. Bir saat sonra bir baktım, sensörü tamamen söküp getirmişler. “Yahu bunun ayarını yukarıda yapılacaktı, niye söktünüz” dedim ama iş işten geçmişti. İşi çok uzatmıştık.

 

 

EMİN GÜNDÜZ PEŞİNCİ:

1947 yılında İstanbul Cihangir’de doğdu. Cihangir Firuzağa İlkokulu, Beyoğlu Ortaokulu ve Maçka Sanat Lisesi Radyo bölümünde öğrenim gördü. İş hayatına Türkiye’nin ilk trafik ışığı imalatçısı Sinyal Sanayii’nde başladı. Kısa süre sonra Almanya’ya giderek, iki yıl boyunca Siemens Halske şirketinde telefon santrallarının imalatında çalıştı. 1967 yılında Türkiye’ye dönerek askerlik görevini tamamladı. Askerlik sonrası Almanya’dan iki, Türkiye’den iki olmak üzere tam dört iş teklifi ile karşılaştı. Siemens Halske ve Telefunken Radyo Fabrikası Almanya, İstanbul Radyosu ve Sinyal Sanayii de Türkiye’deki seçenekleriydi. Almanya’ya gitmeyi düşünürken Türk Hava Yolları’nı öneren eniştesinin etkisiyle THY’ye başvurdu. 1969 yılı sonlarında sınavlarda başarılı olarak 8 Ocak 1970’te Uçak Elektronik Atölyesinde çalışmaya başladı. 1980 yılında başteknisyen, 1986 yılında Uçak Elektronik Revizyon Atölyesi Şefi oldu. 14 Ekim 1992’de Türk Hava Yolları’ndan emekli oldu. 15 Ekim 1992 günü İstanbul Hava Yolları’nda Uçak Elektronik Sistemleri Sorumlusu olarak çalışmaya başladı. 1 Şubat 2001 tarihinde Free Bird Airlines Bakım Müdür Yardımcısı oldu. 1 Nisan 2010 tarihinde MNG Hava Yolları’nda çalışmaya başlayan Emin Gündüz Peşinci, bu şirketi 2014 yılında THY Habom’un satın almasından kısa süre sonra Aviyonik Eğitmenliğine başladı. 14 Aralık 2015 tarihinden beri THY Teknik Aviyonik Eğitmeni olan Peşinci 22 yıl sonra döndüğü Türk Hava Yolları’nda çalışmasını sürdürüyor.

 

Önerdiklerimiz

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği