TARİH YÜKLÜ BİR KENT: KIRŞEHİR
Kırşehir İç Anadolu bölgesinin önemli tarihi bir ilidir. Bu ay yolum bu güzelim tarih yüklü kente düştü. Kırşehir, Kızılırmak nehri havzası içinde kurulmuş bir kent. Kentin adına gelince, Türklerin uçsuz bucaksız bir kırın ortasında yükselen bir şehir olması nedeni ile ‘Kır Şehri’ iken zamanla halk dilinde Kırşehir olmuştur. Bir rivayete göre Timur Anadolu’ya geldiğinde kendisine karşı koyan halkı göstererek ‘Kırın şehri ‘demiş sonra da buraya ‘kır şehri denilmiştir. Kırşehir, Kapadokya bölgesinin adeta bir giriş kapısı durumundadır.
Kentin tarihi Hititler dönemine kadar uzanmaktadır. İmparator Birinci Justinianus devrinde (Bizans Dönemi) (527-568) Justinianopolis adı ile anılmıştır. Roma döneminde Makissos, Anadolu Selçuklu döneminde de Gül şehri adını almıştır. Kırşehir aynı zamanda Ahi Evren tarafından kurulan ve Anadolu’dan Orta Asya’ya kadar esnaf ve sanatkarları tek çatı altında toplamayı amaçlayan Ahilik teşkilatının merkezi durumundadır. Şehir merkezinde Ahi Evren Külliyesi yer almaktadır. Kentin beni etkileyen en önemli tarihi bir yapısına da değinmek isterim. Burası 13.yüzyılda bir bilim merkezi olarak yaptırılan Cacabey ve Gökbilim Medresesidir. Ayrıca, Kırşehir Müzesi, Aşık Paşa Türbesi kentin önemli tarihi yapıları arasında yer alıyor.
Kırşehir’in tarihine baktığımızda özellikle 11. yy dan sonra bilim ve güzel sanatlar alanında büyük bir öneme sahip olduğunu görüyoruz. Moğollar 1243 de Anadolu’ya hâkim olunca bu dönemde Kırşehir valisi olan Cacaoğlu Nureddin, Moğollara karşı barışçı bir siyaset izleyerek Kırşehir’i bayındır hale getirmiştir. Bu dönem tarihte Kırşehir’in Türk Kültür Merkezlerinden en önemlilerinden biri haline gelmesine neden olmuştur.
Türk Dilinin öncüsü olan Aşık Paşa, Gökbilim Medresesinin kurucusu Cacabey, Ahilik teşkilatının kurucusu Ahi Evreni Veli Süleyman Türkmani, Hacı Bektaşi Veli gibi Türk düşünür ve şairlerini yetiştirmiş bir kenttir. Ayrıca Yunus Emre ve Taptuk Emre de Kırşehir’de yaşamışlardır.
Millî Mücadele döneminde Mustafa Kemal de burada 5 gün konaklamıştır. 1924 yılında il olmuş,1954 de ilçe yapılarak, Nevşehir’e bağlanmıştır.1957 yılında ise yine il olmuştur.
Mustafa Kemal’in Aralık 1919 da Mucur Kırşehir’de söylediği bir söz vardır: Diyor ki, ’Bu küçük kasabada gördüğüm hürmeti, çocuklarda gördüğüm zekayı ve pırıltıyı hiçbir yerde görmedim.’
Gerçekten de insanları son derecede saygılı, bilgili ve donanımlı bir kent burası. Kırşehir’de her yıl eylül ayında Yunus Emre’yi anma gününün düzenlendiğini öğrendim. Ayrıca Kırşehir’in önemli bir yönü de termal turizminin gelişmiş olması.
Yazımı Kâtip Çelebinin Seyahatnamesinde yer alan Kırşehir’e ilişkin bir sözü ile bitirmek isterim. Şöyle diyor: ’Havası güzel bir sahrada kurulduğunu, üzerinde bir kalesi bulunduğunu yazmaktadır.’
Görüyorsunuz Kırşehir, tarihi ve birçok Türk düşünür ve şairlerinin yetiştiği çok zengin, çok görkemli ve çok güzel bir kent. Kırşehir’i görün inanın çok beğeneceksiniz. Tarihi dolu dolu yaşayacaksınız.