PEGASUS HAVA YOLLARI CEO’SU GÜLIZ ÖZTÜRK:
“TÜRKIYE’NIN DIJITAL HAVA YOLU” OLMAYI HEDEFLİYORUZ...
Türkiye’nin havacılık sektöründeki ilk kadın CEO’su olan Pegasus Hava yolları CEO’su Güliz Öztürk ile, salgın sonrası sektördeki gelişmeleri, teknolojik değişimi ve Pegasus Havayollarının hedeflerini konuştuk.
Güliz hanım, öncelikle bizleri kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Güliz Öztürk kimdir, kısaca tanıyabilir miyiz?
Kadıköy Anadolu Lisesi’nin ardından Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldum. İş hayatına Türk Hava Yolları’nda başladım. 1990-2003 yılları arasında Türk Hava Yolları’nda Uluslararası İlişkiler ve Anlaşmalar Müdürü, Alliance Koordinatörü, Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görev aldım. 2005 yılında tarifeli uçuşların başlatılması için Satış ve Pazarlama birimlerinden sorumlu olarak Pegasus Hava Yolları’na katıldım. Pegasus’ta 2008 yılında Satış Direktörü, 2010 yılında Satış, Network Planlama, Pazarlama, Gelir Yönetimi ve Ücret, Kargo, Misafir Deneyimi departmanlarından oluşan Ticaret biriminden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı oldum. Mayıs 2022’den bu yana da CEO’luk görevini sürdürüyorum.
Eğitimin devamlılığına inanan biri olarak, 2018 yılında Columbia Business School’da Advanced Management programını tamamladım. Özyeğin Üniversitesi Havacılık Fakültesi Danışma Kurulu Üyesiyim. UN Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorum. Aynı zamanda Sales Network platformunda, şirketlerin satış bölümlerinde kadın ve erkek dengesini sağlamak misyonuyla çalışan Women in Sales Network (WiSN) sosyal projesinde Eş Başkan olarak yer alıyorum.
Türkiye’de hava yolu taşımacılığı alanında ilk kadın CEO olmanız konusundaki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Elbette Türk Sivil Havacılık Tarihinde, hava yolu taşımacılığında ilk kadın CEO olmak gurur verici. Ancak, doğrusunu söylemek gerekirse, ben kendimi “kadın CEO” olarak adlandırmıyorum. Kariyerimin ilk günlerinden bu yana her zaman yeteneklerime ve potansiyelime odaklandım. Bireyleri cinsiyetlerine göre değil kapasitelerine, yeteneklerine, potansiyellerine ve iyi niyetlerine göre değerlendiriyorum. Ancak elbette, hava yolu sektöründe ilk kadın CEO olarak, iyi bir rol model olabilme sorumluluğuyla hareket ediyorum. Aynı zamanda gerek kurumsal gerekse bireysel olarak, unvanların önüne cinsiyet yazmayacağımız günler için mücadele ediyorum.
2010 yılından bu yana Pegasus’ta yönetici olarak çalışıyorsunuz, Liderlik tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Sizce bu tarz liderlik neden önemli?
Modern ve paylaşımcı bir yönetim anlayışım olduğunu söyleyebilirim. Ekip çalışmasına çok önem veririm ve iyi ekibin gücüne gönülden inanırım. Çünkü ekibiniz ne kadar iyi, donanımlı ve üretken olursa, siz de bir üst yönetici olarak o kadar başarılı olursunuz. Bu nedenle benim en büyük motivasyon kaynağım, birlikte çalıştığım iş arkadaşlarımdır. Birbirimizden aldığımız enerji ve birlikte yarattığımız sinerji benim için çok kıymetli…
Pegasus’un başarı ve gelişmesini takip ediyoruz. Gelecek dönem hedeflerini paylaşabilir misiniz?
Pegasus Hava Yolları olarak, yüksek verimlilik ve etkin maliyet yönetimi başlığında olumlu yönde öne çıkıyoruz. Maliyetlerin etkin yönetimi iş modelimizin çekirdeğini oluşturuyor. Pegasus, hem pandemi öncesi 2019’da hem de pandemi sonrası 2022’de dünyadaki en düşük birim maliyete sahip hava yolu olarak ön plana çıkmıştı; 2023’te de bu performansımızı devam ettirdik. Şirket olarak ana hedefimiz ileriki yıllarda da sektörde bu alandaki öncü ve örnek konumumuzu devam ettirmek ve daha da ileriye götürmek. İlk etapta 2024 yılı maliyetler tarafından zorlu bir yıl olacak ama dediğim gibi burası bizim en güçlü kaslara sahip olduğumuz alan ve bu zorlukları aşma konusunda kendimize çok güveniyoruz.
Gelecek dönem hedeflerimiz arasında elbette uçuş ağımızı büyütmeye devam etmek de bulunuyor. Ülkemiz zaten halihazırda dünyanın önde gelen seyahat destinasyonlarından biri ve her yıl milyonlarca ziyaretçi ağırlıyoruz. 2024 yılında Turizm Bakanlığımız 60 milyon ziyaretçiye ulaşarak yeni bir rekor kırmayı planlıyor. Biz de uçuş ağımıza yeni noktalar katarak ve mevcut noktalardaki uçuş sayılarımızı artırarak hizmet sunduğumuz coğrafyayı ve toplam popülasyonu büyütmeye ve Türkiye’yi ziyaret etmeyi planlayanlara ulaşım imkanı sunmaya devam ediyoruz. Bu süreçte filo planlaması ve yönetimi çok büyük önem arz ediyor. Yeni nesil uçaklarımızı teslim alarak filomuzu yenilemeye devam ediyoruz, bu uçakların faaliyetlerimize getirdiği katkı da günden güne belirginleşiyor. Sipariş takvimimize göre 2024 yılında 16 adet yeni nesil uçak daha filomuza katılacak, yani kapasite yatırımlarımız devam edecek. Bir yandan filodaki eski nesil uçaklarımızdan filodan çıkanlar olacak. Mevcut planlamamızda toplam kapasitemizde %10-12’lik bir büyüme öngörümüz bulunuyor.
Bir diğer önem verdiğimiz ve hedeflerimiz arasında gelişimini takip ettiğimiz başlık da teknoloji yatırımlarımız… 2018 yılında başlattığımız dijital dönüşümümüz ve “Türkiye’nin dijital havayolu” olma vizyonumuz doğrultusunda, misafirlerimizin seyahat deneyimini ve çalışanlarımızın iş deneyimini daha kolay, hızlı ve verimli hale getirmeye yönelik çalışmalar yürütüyoruz ve bu alandaki yatırımlarımızı sürekli genişletiyoruz. Son hamlelerimizden biri ABD’de Silikon Vadisi’nde kurduğumuz Teknoloji İnovasyon Merkezimiz oldu. Bu merkez, teknoloji alanında dünyadaki en son gelişmeleri yerinde takip etmemize ve şirketimizi küresel ölçekte daha da rekabetçi hale getirmemize katkı sağlayacak.
Dijital dönüşüm birçok şirketin gündeminde. Sizin bu konuya önem verdiğinizi biliyoruz, Bu alanla ilgili çalışmalarınızı planlarken odaklandığınız ana alanlar nelerdir?
Teknoloji ve dijitalleşme yatırımlarımız, bizi farklılaştıran en önemli özelliklerimizden biri… Dijital dönüşümümüzü 2018’de başlattık. Sadece internet sitemizi ve mobil kanallarımızı yenilemekle kalmadık, havaalanı ve uçak içi seyahat deneyiminde birçok yeniliği de hayata geçirdik. Uçuş Asistanı, Express Bagaj, Yeni Çipli Kimlik Kartı ile Seyahat Teknolojisi bunlardan sadece birkaçı… Bugün “Türkiye’nin dijital hava yolu” mottosuyla ilerliyoruz. Bütün süreçlerimizde dijital teknolojiler kullanıyoruz.
2023’ün sonlarında kamuoyuyla paylaştığımız Teknoloji İnovasyon Merkezimiz için çok heyecanlıyız. Dijital dönüşüm odağımız ve “Türkiye’nin dijital havayolu” olma vizyonumuz doğrultusunda, misafirlerimizin seyahat deneyimini ve çalışanlarımızın iş deneyimini daha kolay, hızlı ve verimli hale getirmeye yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Silikon Vadisi'nde kuracağımız bu merkez, teknoloji alanında dünyadaki en son gelişmeleri yerinde takip etmemize ve şirketimizi küresel ölçekte daha da rekabetçi hale getirmemize katkı sağlayacak.
Kurumunuzun çağrı merkezi hizmetlerinden biraz bahseder misiniz? Müşteri hizmetlerinin geliştirilmesi ve müşteri memnuniyeti sağlanması aşamasında iletişim merkezinden nasıl yararlanıyorsunuz?
İletişim merkezi olarak; misafirlerimize iyi bir hizmet sunmak adına, çağrı merkezi alanında profesyonelleşmiş global firmalarla iş birliği yapıyoruz.
Çağrı merkezlerinin var olma amacı öncelikle müşterilerin sorunlarını çözmek, sorularını yanıtlamaktır. Biz bunun ötesinde, misafirlerimize kolay ve kaliteli bir deneyim sunmayı hedeflediğimiz ve hizmetlerimizi iyileştirmek için yararlandığımız önemli bir geri bildirim kanalı olarak konumlandırıyoruz. Güçlü bir çağrı merkezi yazılımı ve teknolojik altyapı kullanarak çağrıları etkin şekilde yönetiyoruz. Otomatik yanıt sistemleri, self servis işlemler, yapay zekayı kullandığımız chat servisleri misafirlerimize hızlı ve etkili bir şekilde hizmet sunmamıza yardımcı oluyor.
Çağrı merkezi performansını düzenli olarak değerlendiriyoruz ve sürekli iyileştirme faaliyetleri yürütüyoruz. Kayıt altına aldığımız çağrıları, hizmet performansımızı ölçmek ve iyileştirmek için kullanmanın yanı sıra çeşitli araçlar aracılığıyla analiz ediyor, analiz sonuçlarını iş geliştirme süreçlerimizde kritik girdiler olarak kullanıyoruz. Ek olarak, müşteriye özel çözümler sunarak kişiselleştirilmiş hizmetleri önemsiyoruz. Müşteriye önceden tanımlı bilgileri ve geçmiş etkileşimleri kullanarak, ihtiyaçlarına uygun çözümler sunuyoruz. Bu yöntemler, çağrı merkezi aracılığıyla müşteri hizmetlerini geliştirerek ve müşteri memnuniyetini sağlayarak kurumumuzun başarısına katkıda bulunuyor.
Women in Sales Network (WiSN) sosyal projesinde Eş Başkan olarak yer alıyorsunuz, kadın ve erkek dengesini sağlamak misyonuyla çalışan bu platform’dan kısaca bahsedebilirmisiniz?
Evet, Woman in Sales Network (WiSN) sosyal projesinin eşbaşkanlık görevini yürütüyorum. Women in Sales Network (WiSN), Sales Network şemsiyesi altında satış dünyasındaki kadın-erkek dengesini sağlamak üzere şirketlerde ve kadınlarda farkındalık oluşturmak amacıyla başlattığımız bir sosyal proje. Bu projeyi 2019 yılında hayata geçirdik ve bugün Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin desteğini alan bir büyüklüğe ulaştık. Her yıl düzenli olarak “Cinsiyet Eşitliği Araştırması” gerçekleştiriyoruz. Yılda 4 kez olmak üzere benim moderasyonunu yaptığım ve şirketlerin örnek uygulamalarını dinlediğimiz buluşmalar organize ediyoruz. Mentorluk programımızda kadın satış profesyonellerini destekliyoruz. Ayrıca Sales Network Üyeleri ile satış fonksiyonu için kız öğrencilere staj imkânı sağlamaları konusunda birlikte çalışıyoruz.
İş hayatınızda kadın yönetici olarak zorlandığınız oldu mu? Sizi en çok zorlayan konu neydi? Nasıl başa çıktınız?
Doğrusunu söylemek gerekirse, iş yaşamımda kadın olduğum için herhangi bir zorlukla karşılaşmadım. Pegasus’ta geçirdiğim yıllar boyunca ise böyle bir şey zaten mümkün değildi. Çünkü Pegasus, toplumsal cinsiyet dengesine yürekten inanan ve yıllardır bu alanda elini taşın altına koyan bir şirket. Ben de iş yaşamımın ilk gününden bu yana her zaman kadın olmanın avantaj ya da dezavantajlarına değil, kendi kişisel hedeflerime ve içerisinde bulunduğum sektörün dinamiklerine odaklanarak çalıştım.
Kariyerinizde size mentorluk eden ve ilham veren kişilerin etkisini nasıl tanımlarsınız?
En önemli rol modelim, iş hayatında birlikte çalıştığım ilk yöneticim; çok başarılı bir kadın liderdi. Ondan çok ilham aldığımı söyleyebilirim. Diğer rol modellerim ise annem ve babam... Annemin güçlü duruşu ve kendine olan saygısı; babamın kararlılığı, başarı azmi, hırsı, gelişime ve öğrenmeye açıklığı beni hep etkilemiştir. Bugünkü “Güliz”in oluşmasında ikisinin de çok büyük etkisi var
Türkiye’deki sivil havacılık sektörünün durumunun diğer ülkelerle karşılaştırdığınızda yorumunuz ne olur?
Türk Sivil Havacılık Sektörü 2003’ten bu yana hızlı bir şekilde gelişti ve modernleşti. Türkiye, her geçen gün gelişmeye ve büyümeye devam eden sivil havacılık sektörüyle, dünyada parlayan bir yıldız konumunda. Biz de Türk Sivil Havacılığının bütün paydaşları olarak, sektörümüzün sürdürülebilir gelişimi ve dünyada yükselen konumunun güçlenmesi için var gücümüzle çalışıyoruz.
Üst düzey bir yönetici olarak, uçak teknisyenliğini değerlendirmenizi istesem neler söylersiniz?
Uçak teknisyenliği çok sofistike bir iş. İçinde olmayan birinin bunu kavraması zor olabiliyor. Kapsamlı bir akademik eğitimin ardından modül sınavları, tip eğitimleri, yetkilendirme süreçleri çok detaylı. Yetki alınca iş bitmiyor, uçaklar ve teknoloji geliştikçe buna adapte olmak, yaşam boyu öğrenme ve kendini geliştirme gerekiyor. Sadece teknik beceri de değil, aynı zamanda problem çözme yeteneği, detay odaklı çalışma ve ekip çalışması gibi önemli beceriler de var.
Bu meslekte herkesin işini dikkatli yapması ve yaptığından emin olarak uçağı sefere vermesi şart. Hata kabul etmeyen bir meslek. Uçaklarımızın emniyetli bir şekilde uçuşa verilmesini teknisyenlerimiz sağlıyor. Öte yandan, verimliliğe de etkisi büyük. AOG ve teknik gecikmeleri azaltmak konusunda teknisyenlerin büyük etkisi var. Başarı, uçağı zamanında ve emniyetli bir şekilde sefere verebilmekte. Bu anlamda emniyet ve verimlilik odakları nedeniyle teknik ekibimizle gurur duyuyorum. Zaman buldukça sahaya çıkıp ekiplerle sohbet etmekten büyük keyif alıyorum.
UTED olarak uçak teknisyenlerinin sesi olmaya, onların sorunlarını dile getirmeye, onların başarılarını görünür kılmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda, derneğimiz ile ilgili neler düşünüyorsunuz, dergimizi takip edebiliyor musunuz?
Sivil havacılık sektöründe çok kritik bir rol üstlenen uçak teknisyenlerimizin sesi olan UTED dergisini takdirle takip ediyorum ve yayın hayatında başarılar diliyorum.
Pegasus’ta kaç uçak teknisyeni çalışıyor, bu alandaki ihtiyacınızı hangi yollarla temin ediyorsunuz?
Halihazırda başta Sabiha Gökçen olmak üzere Antalya, İzmir, Ankara ve diğer istasyonlarımızda toplam 498 teknisyenimiz var. Havacılık, ülkemizde ve dünyada hızla büyüyen bir sektör. Nitelikli iş gücü temin edebilmek önemli bir konu, önümüzdeki yıllarda da ihtiyaç artmaya devam edecek. Pegasus Hava Yolları olarak, genç teknisyen ihtiyacımızı üniversite iş birlikleriyle karşılamaya çalışıyoruz. Üniversitelerle iş birliği yaparak öğrencilerin eğitimlerinin bir veya iki dönemini bizim tesislerimizde, aktif uçak bakımı ortamında çalışarak geçirmelerine fırsat tanıyoruz. Bu sayede gelişim ve pratik deneyim kazanmalarına katkıda bulunuyor, mezun olunca daha hazır ve ne istediğini bilen, mesleği deneyimlemiş gençler olmalarına yardımcı oluyoruz. Bu anlamda genç teknisyenlerde İngilizce bilgisi ve teknolojik becerilerin ileride daha da önemli hale geleceğini ve gençlerin bunlara eğilmeleri gerektiğini söyleyebilirim.
Bir kez daha dünyaya gelseniz seçeceğiniz meslek ne olurdu?
Ben açıkçası bire bir tüketiciye değen, iletişimin yüksek olduğu ve farklı coğrafyalardan insanlarla iş yapabileceğim bir gelecek hayal ediyordum. Elimde çantam, sürekli seyahatte olduğum… Öyle de oldu. Havacılık sektörüyle üniversitede okurken tanıştım. Havacılığın dinamik ve her gün yeni şeyler öğrenmeye açık yapısı beni çok etkiledi ve sonraki yıllarda da havacılık sektöründen neredeyse hiç kopmadım. Herhalde bir kez daha dünyaya gelsem yine havacılığı seçerdim.