Türk havacılık tarihinin önemli isimlerinden Yeşilköy Tayyare Makinist Mektebi Müdürlerinden Avni Okar’ın 1910 ile 1924 yıllarını kapsayan havacılık anılarında Milli Mücadele dönemi ilginç olaylarla dolu… Konya’da tayyare kanatlarını sertleştirmek için paça çorbası kullanımı bunlardan biri…
Milli Mücadele boyunca kullanılan uçakların gösterdiği yararlılıklarda dönemin teknisyenlerinin de katkısı olduğu unutulmamalı. Keşke dönem filmlerinde bu olağanüstü çaba ve olaylara da yer verilse ve konuyla ilgili belgeseller çekilse. Böylece, Milli Mücadele’nin hiç bilinmeyen bir yönü ile de tanınması ve unutulmuş kahramanların hatırlanması sağlanır…

 

Malzeme ve hammadde yok…
Avni Okar’ın Birinci Dünya Savaşı ve işgal dönemi İstanbul’u ile ilgili anılarını aktarmıştık. Bu anılarda Anadolu’ya geçen teknisyenlerin bazılarının isimlerini de aktarmıştık: “Makine Subayı Rifat ve Makinist Eşref” gibi…


İşte bu isimler, Anadolu’daki uçakların uçurulması için mucizeler yaratan bir ekibin üyeleri oldular. Erzurum ve özellikle Konya Tayyare İstasyonlarının önemine dikkat çeken Avni Okar, Erzurum Tayyare İstasyonundaki Ruslardan kalan tayyarelerin pek işe yaramadığını, kısa sürede kullanılamaz hale geldiklerini belirtir. (Türkiye’de Tayyarecilik, sayfa 52)


Konya Tayyare İstasyonunda ise İstanbul’dan gelen teknisyenlerin iki tayyare müfrezesi oluşturduklarını belirten Okar, bu müfrezelerin Birinci Dünya Savaşı’ndan kalan uçak parçalarıyla oluşturulduğunu söyler. Avni Okar eksik parçalarla ilgili ise şunları yazar:


“Bu tayyarelerin yedek aksamı Konya’da bulunmadığı gibi, bütün memleketin hudutları da abluka edilmiş olduğundan, hariçten de bir şey tedarik etmeye imkân yoktur. Fakat memleketi kurtarmak aşkı en büyükten en küçüğe kadar sirayet etmiş bir devirde teknik bile istihkar edilerek (küçümsenerek) Konya’da demirci, bakırcı dükkânlarından istifade edilmiş ve malzemenin mukavemeti nazarı itibara alınmadan yaptırılan bazı parçalar bu tayyarelerde kullanılmıştı.”

İstiklal Harbi esnasında Garp Cephesi sayın komutanı İsmet Paşa’nın Garp Cephesi Tayyare bölüğünü ziyaretleri. (Bu ziyaretten bir gün evvel bölük komutanı Yüzbaşı Fazıl Tayyare ile küçük bir kaza geçirmişti.)

 

Türk heyetinin İtalya’yı ziyareti

 

Avni Okar, dönemin uçaklarında kullanılan malzemeleri de hatırlatarak, hangi bölümde neler kullanıldığı hakkında da bilgi verirken özellikle kanat ve gövde kaplaması konusuna dikkat çekiyor: “Fakat o zamanki tayyarelerin hepsi ahşap olduğundan kanatlar ve gövde üzerine kaplanacak bez ve bilhassa bu bezler üzerine tıla edilecek (sürülecek) emayit (eski uçakların kanatlarının bezle kaplanmasında kullanılan ve bezi sertleştiren bir tür cila) denilen maddeyi bulmak hatta benzerini dahi tedarik etmek imkânı olmamıştır.”


Paça suyu ile kaplanan tayyareler…
Kısaca uçağın uçması için elzem olan dış kaplamayla ilgi soruna vurgu yapan Avni Okar, Milli Mücadele teknisyenlerinin ve Konyalıların “lalettayin bezleri” güçlendirmek için girdikleri “emayit” icadı çabalarını da aktarır:


“Konya manifaturacı mağazalarından tedarik edilen lalettayin bezlerle gövde ve kanatları kapamak mümkün olmuş, fakat emayite benzer bir madde olmadığından bütün havacılar ve hatta bu işe akıl erdirebilen Konya muhiti dahi emayit icadına girişmişlerdir.”


Bu çabalar sonuçsuz kalmaz ve bazı çözümler bulunur:


“Netice itibarıyla mevadı iptidaiyenin (sonuçta hammaddenin) bulunmaması yüzünden patates kabuklarından veya sığır ayaklarından jelatin çıkarılmış ve kısmen de ele geçen muhtelif boyaları karıştırmak sureti ile yapılan bir terkip (karışım) tıla edilmiştir (sürülmüştür).”

Yani Milli Mücadele yıllarında yokluk dolayısıyla, uçak gövde ve kanatlarında, bildiğimiz paça çorbasının ve patates kabuklarının jeli ile yapılan emayit kullanılmış. Tabii pek de verimli olmamış bu çözüm, en azından belirli hava şartları ve irtifalarda:

 “Her ne kadar bu tıla edilen madde sayesinde sıcak havada, bilhassa güneşin bol olduğu saatte hasıl olan (oluşan) gerginlik yüzünden tayyare havada tutunabilmiş ise de süratinden ve irtifaından çok kaybettiği gibi, güneşin ortadan kaybolması ile veya küçük bir bulutun içine girmekle nispeten gerili olan bezler pörsüyordu. Ve tayyare ister istemez mecburi inişe geçiyordu. Bilhassa bu gibi tayyarelerle sabah erken uçmaya imkân yoktu. Hâlbuki emayite ihtiyacı olanların hemen hepsi keşif tayyarelerine inhisar ettiğinden bu tayyarelerle uçuş yapmak ölümü her dakika beklemek demekti.” (s. 53-54)


Bu tayyareler Anadolu’nun her yanında uçtu…

 Yani özellikle keşif tayyarelerinde kullanılan Konya yapımı emayitin sabah uçuşlarında kullanılmak zorunda olan keşif tayyarelerinde bulunması dolayısıyla ölümcül zorunluluklar yaşanıyordu. Çok kullanışlı olmayan bu yöntemle uçurulabilen tayyareler, çeşitli tayyare müfrezelerinde de kullanılır:


“Tayyarelerimizin hem malzemesizlikten ve hem de düşüp parçalanmasından Eskişehir müfrezesinde kısa bir müddet için tek bir A.E.G. keşif tayyaresinden başka (kanatları yukarıda izah edilen jelatinli madde ile tıla edilmiş bir tayyare idi) tayyare kalmamış ve az bir müddet sonra da bu müfreze tamamen tayyaresiz kalmıştır.”


Yine de bu tayyareler kimi noktalarda işe yarıyor ve yararlılıklar gösteriyordu. Öyle ki düşmanın eline geçmemesi için yakıldıkları bile oluyordu: “Afyon tayyare müfrezesi de kanatlarına patates veya paça suyu sürülen A.E.G. keşif tayyaresini Uşak’ın Yunanlılar tarafından işgalinde (uçuş için tayyare kurulurken ve henüz uçuşa izhar edilemeden düşmana kalmaması için) yakmaya mecbur olmuştur. Bu tayyare Konya üzerinden nümayiş ve kanatlarına sürülen acayip mayiin tecrübeleri için oldukça uzun müddet uçmuştu.” (s. 58-59)


Sonuçta Milli Mücadele boyunca kullanılan uçakların gösterdiği yararlılıklarda dönemin teknisyenlerinin bu çabalarının da katkısı olduğu unutulmamalı. Keşke dönem filmlerinde bu olağanüstü çaba ve olaylara da yer verilse ve konuyla ilgili belgeseller çekilse. Böylece, Milli Mücadele’nin hiç bilinmeyen bir yönü ile de tanınması ve unutulmuş kahramanların hatırlanması sağlanır…

 

Halide Edip Hanım ile Dördüncü Kolordu Komutanı Kemalettin Sami Bey,in Garp Cephesi tayyare bölüğü ziyaretleri. O gün ziyaretçiler bölük komutanı Fazıl tarafından uçurulmuşlardır.

Önerdiklerimiz

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği