Stockholm - İstanbul arası 3 saatlik bir uçuş sürüyor. Burası tam bir Viking kenti ve çok etkileyici bir şehir. Malar Gölü ile Baltık Denizi’nin uzantısı olan Tuz Körfezi’nin birleştiği yerde bulunuyor. Şehrin merkezi, Stads, Helgeands ve Riddar adalarından oluşmaktadır. Stockholm’ün bir diğer adı da ‘Köprüler arasındaki şehir’dir. Toplam 57 köprü bulunmaktadır.
En turistik yeri, İngilizcesi ile ‘old town’ olarak adlandırdığımız yer yani ‘Gamla Stan’. Burası en eski yapıların yer aldığı bölgedir. 16. ve 17. yüzyıl yapımı binalar burada yer alıyor.
Burada yer alan Kraliyet Sarayı, Stads Adası’nda bulunuyor. Sarayda 600 oda mevcut. Yangın geçirmiş ve 1700 yılında onarılmış. Günümüzde de İsveç hükümdarının ikametgahı olarak kullanılıyor. Sarayda 3. Gustav’ın Antik Eşya Müzesi ve Gamla Stan’ın tarihini minyatür maketlerle anlatan Zaman Müzesi gibi kısımlar bulunuyor.
Ben ziyarete gittiğimde sarayda muhafızların nöbet değişim töreni yapılıyordu. Çok etkilendim.
Gamla Stan’da bir de dünyaca ünlü bir müze olan ‘Nobel Müzesi’ de yer alıyor. 1901 yılından itibaren verilen Nobel ödüllerini barındırıyor bu müze.
Gamla Stan’ın devamında canlı bir alışveriş caddesi olan Götgatan yer alıyor. Gamla Stan’da sokaklar daracık ve adeta Venedik’i andırıyor. Burada tam bir Orta Çağ mimarisi hakim durumda. Alman Kilisesi, Parlamento Binası, Bonde Sarayı, Tessin Sarayı ve Oxenstierna Sarayı buradaki en ünlü yapılardır.
Alman Kilisesi oldukça ilginç; Orta Çağ’da Almanların hâkim olduğu bölgede bulunduğu için bu ismi almış. İçeride altın süslemeli freskler bulunuyor.
Gamla Stan’da 2 ana cadde var: Västerlånggatan ve Österlånggatan. Burası hediyelik eşya satan dükkanlarla dolu.
En hareketli meydanı ise Stortorget ya da Büyük Meydan. Gamla Stan’ın merkezi işte burasıdır.
1252 yılında İsveç Kralı Birger Jarl tarafından bir kasaba olarak kurulmuş, 1436’da İsveç’in başkenti olmuştur.
Uzun süre Danimarkalılar tarafından işgal edilen kent, 1523’te işgalden kurtulmuştur.
Stockholm, 18. yüzyılda büyük bir yangın geçirmiştir. Kentin büyük bir kısmı yok olmuştur. 19. yüzyılda sanayileşme süreci içinde kent yeniden inşa edilmiştir. Sanayi devrimi sonucunda Avrupa’nın önemli bir ticaret ve sanayi merkezi olmuştur.
Stockholm, ülke nüfusunun beşte birinden fazlasının yaşadığı bir şehirdir.
Stockholm’de yazlar uzun gündüzlerden, kışlar ise uzun gecelerden oluşur. Kentte o kadar çok park ve orman var ki yeşillikten adeta gözleriniz kamaşıyor. Ayrıca sularla çevrili adalardan oluştuğu için ‘Kuzey’in Venedik’i’ olarak adlandırılıyor.
Stockholm’de bir gemi müzesi bulunuyor. Oldukça ünlü bir müze burası; adı ‘Vasa Müzesi’. 1628 yılında çıktığı ilk seferde batan ve yüzlerce kişinin ölmesine neden olan gemi, 1961 yılında battığı yerden çıkartılarak burada sergilenmeye başlamış. 69 metre boyundaki gemiyi müzede görebiliyorsunuz.
Bir ünlü ve uzun alışveriş caddesi de Drottninggatan Caddesi. Burası kafeler, restoranlar ve dükkanların yer aldığı oldukça hareketli bir cadde.
Kuzey ülkelerini severim. Çoğunu gördüğüm bu kuzeyli şehirler arasında, Stockholm beni tahminimde hiç yanıltmadı. Büyülendim ve etkilendim. Düzenli işleyen bir sistem, dakik bir yaşam tarzı, tertemiz bir kent oluşu, dopdolu bir kültür ve sanat şehri olmasının yanında, harika mutfağı ve ünlü biraları ile Stockholm beni çok etkiledi. Üstelik insanlarının kuzeyli olmalarına rağmen son derece sıcakkanlı oluşlarına ve misafirperverliklerine de hayran oldum.
Stockholm asil bir kent, dingin, yemyeşil ve İsveç’in başkenti olmaya çok yakışan bir şehir. Mutlaka görün, çünkü çok beğeneceksiniz.