Thumbnail
  • 20.06.2023

KABUSUN BAŞLANGICI...

OBEZİTE AMELİYATLARI, MİDE BALONU VE MİDE BOTOKSU

 

Dünyada ve ülkemizde hızla yayılan obeziteye paralel olarak ciddi bir artış gösteren obezite  cerrahisi ya da metabolik cerrahi ameliyatları, ölüme kadar varan birçok ciddi yan etkisine rağmen yaygın bir şekilde uygulanmaktadır.

 

Bariatrik cerrahi olarak da adlandırılan bu tür operasyonlar, aslında bir tesadüf eseri fazla kilolu kişiler için uygulanmaya başlanmıştır. Bariatrik kelimesi, Yunanca ‘’Baros’’ yani kilo anlamına gelmekte ve bu ameliyatlar kısaca kilo verme ameliyatları olarak da anılmaktadır. Son zamanlarda “diyabet ameliyatları“ olarak da adlandırılmaktadır.

Obezite ameliyatları nasıl ortaya çıktı?

Amerika’da 1960’lı yıllarda, mide ülseri olan hastalarda ülserli mide kısmı cerrahiyle alındıktan sonra hastaların kilo verdiği görüldü. Ülserler midenin diğer bölümlerinde tekrarladığından pek başarı sağlanamasa da, hastaların kilo vermesi bu cerrahi yönteminin kilo verme için kullanılmaya başlamasına sebep oldu. Ve on yıllar içinde en az on farklı cerrahi yöntem geliştirildi.

Obezite ameliyatları sonrası… Yani kabusun başlangıcı…

Fazla kilolu veya obez kişilerin kısaca “öncesi ve sonrası” fotoğrafları ile hızlıca ikna edilip bu ameliyatların yapılması, aslına bakarsanız o kişilerin hayatında tam da bir dönüm noktası ya da kabusun başlangıcıdır.  Çünkü “obezite ameliyatları“ da denilen bu ameliyatların hepsinde çok ciddi yan etkiler ve komplikasyonlar olabilmektedir. Hastalarda daha hastaneden çıkmadan yüzde 20 oranında, takip eden 6 ay içinde yüzde 40 oranında komplikasyonlar ortaya çıkmaktadır.

Cerrahi bölgesinde sızıntı,

Yemek sonrası bulantı, kusma, su içememeye bağlı susuzluk,

Enfeksiyon, zatürre, fıtık,

Hızlı kilo vermeye bağlı safra kesesi problemleri,

Kalsiyum ve diğer minerallerin emilimi yapılamadığından kemik dokusu zayıflaması ve kırıklar,

Vücutta asit-alkali dengesi bozukluğu,

Vitaminlerin emiliminde yetersizlik,

Böbrek yetmezliği,

Psikolojik dengenin bozulması ve intihar.

Operasyona bağlı ölüm bu tür ameliyatların sonuçları arasındadır.

Mide balonu ve mide botoksu da hiç masum değil!

Son zamanlarda yine yaygın olarak uygulanan mide balonu ve mide botoksu uygulamalarının da vücuda son derece olumsuz etkileri bulunmaktadır. Mideye yapılan bu travma benzeri işlemler sonucunda sindirim sisteminin dengesi bozulmakta ve bu da vücudun genel sağlık durumuna dolaylı olarak kısa zamanda yansımaktadır.  Mide balonu uygulamasında ortaya çıkan ciddi riskler hayatı tehdit eden boyutlara ulaşmaktadır.

Bu işlemde mideye balon yerleştirildikten hemen sonra vakaların yüzde 30‘unda sürekli ağrı ve mide bulantısı ve kusmalar görülmektedir. Bir haftaya kadar uzayan bu şikayetler, ilaçlarla bastırılmaya çalışılır.

Balonun patlaması da potansiyel bir risk teşkil eder. Balon sönerse veya patlarsa, sindirim sistemine yani bağırsaklara geçme riski de vardır. Bu da, balon artıklarının çıkarılması için ek bir işlem veya ameliyat gerektirebilecek bir tıkanıklığa neden olabilir. Bunun dışında, balonu aşırı şişirme, akut pankreatit (sıvı dolu balon uygulanan hastalarda balonun mideyi aşırı büyütmesi sonucu ince bağırsak ve pankreasa bası yaparak pankreası tahrip etmesi ile oluşur), ülserler, yemek borusunda veya mide duvarında delinme gibi oldukça yüksek riskler taşır. Bunlar da yine acil ameliyat yapılarak düzeltilmesi gereken durumlar olabilmektedir.

Mideyi bakteri zehiriyle felç etmek… Ya da diğer adıyla mide botoksu

Cerrahi operasyonlara göre daha masum uygulamalar gibi anlatılmasına rağmen, özellikle mide botoksu uygulamasında mide kaslarının bir çeşit bakteri (C. Botulinum bakterisi) toksini yani zehiri ile felç edilerek midenin çalışması adeta durdurulmaktadır. Bu da midedeki besinlerin gerekenden daha fazla midede kalarak kokuşmasına yol açmaktadır. Bu bozuk içeriğin bağırsaklara geçmesi, bağırsaklarda çok büyük öneme sahip olan mikrobiyal dengeyi çok olumsuz yönde etkilemekte ve bağırsak iç yapısında tahribatlara sebep olmaktadır. Araştırmalarda “Leaky Gut Sendromu” (Sızıntılı Bağırsak Sendromu) olarak tanımlanan bu durum, kısa ve uzun vadede alerjiden ülserlere, migrenden fibromiyaljiye, kalp damar-hastalıklarından kansere kadar birçok hastalığın bağırsaklarda başlayan kökenini oluşturur.

Mide kaslarına zehir enjekte edildikten sonra, kişide bulantı, hazımsızlık, mide kanaması, toksine karşı alerjik durum gelişmesi, göğüs ağrısı, deri döküntüleri, midede ekşime ve yanma, ateş, eklem ağrıları, karın ağrısı, ishal, ağız kuruluğu, aşırı yorgun hissetme, kusma ve yutma güçlüğü gibi ciddi yan etkiler görülebilir. Özellikle yutma güçlüğü 10 güne kadar uzayabilmektedir.

Aslında çözüm hücrelerimizde

Obezite, fazla kilo ve bunlarla bağlantılı şikayetlerde yapılacak ilk şey, vücudun temel hücresel düzeydeki eksiklik, ihtiyaç ve problemlerini belirlemektir. Bu tespitlere uygun bir beslenme düzeni ve destek programları uygulayarak
(www.emineakin.com) fazla kilo ve obezite problemlerini kolaylıkla çözümlemek mümkündür. Çünkü hücreler vücudun temel yapı taşıdır. Bu temele yönelik çözümler bütün vücutta iyileşme sağlar. Kişi hem kolayca ideal kilosuna döner ve hem de diğer şikayetleri iyileşir. Bunun örneklerini, merkezimizde kişiye özel uyguladığımız programlarda çok net bir şekilde görmekteyiz. 

Vücudumuzdaki dengelere saygılı olmanın önemi

Vücudun çalışma prensiplerini temelden öğrenip, (bkz. İdeal Vücudun Sırları kitabı) buna uygun yaşam ve beslenme düzeni sağladığında kişi, hiç yorulmadan ve strese girmeden hem kilo verir, hem de vücut sağlığı daimi olur. Ancak mideyi kesip atma, balon yerleştirme veya mide kaslarını felç etmek gibi vücudun işleyişine ters bir takım uygulamalar yapıldığında, bu stresi vücut iç ortamı kaldıramaz ve ciddi sağlık problemlerine, hatta ölüme sebebiyet verir.

Şunu önemle belirtmek gerekir ki, insan vücudu yapısı ve özellikleri itibariyle çok özeldir.  Ayrıca insan vücudunun çalışma prensiplerinde hız ve acele yoktur. Her hücrenin bir ömrü ve yenilenme hızı, her metabolizma olayının gerçekleşme süresi ve uygun zamanı vardır. Bu döngüleri bilerek, saygı duyarak vücudun iç düzenlerine uygun olan yöntem ve uygulamalar her zaman sağlık ve mutluluk getirmektedir.

Önerdiklerimiz

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği