Thumbnail
  • 01.01.2022

İYİ BİR KONUŞMACININ SAHİP OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLER

 

İletişim belirli bir niyet ve amaca hizmet eden bir süreçtir. Bu süreç, özellikli ve belli bir amaca yönelmiş spesifik eylemler serisidir. İnsan iletişimi diyebilmemiz için, retorik ya da hitabet sanatı içerisinde iletişim mesajlarını düzenlediğimiz birer strateji olarak da kullanılan etos, patos ve logos kavramlarını, iyi bir konuşmacının sahip olması gereken özellikler olarak değerlendirmek gerekir.

 

ETOS

İyi bir konuşmacının söyledikleri ile yaptıklarının kişiliği ile çelişmemesi anlamına gelmesidir. Kişilik, dinleyicileri etkileyen önemli bir faktördür. Konuşmak işteş bir fiil olarak karşımıza çıkar. Dolayısıyla konuşma yaparken dinleyicilerin ne denli önemli olduğunu anlıyoruz. Doğru sergilenmeyen bir kişilik dinleyici karşısında cevap bulamaz.

 

PATOS

Duygularla ilgilidir. Kaynak alıcının yani dinleyicinin duygularını anlayabilme ve yönlendirebilme yetisi olarak düşünülebilir. Patos sahibi bir konuşmacının referans çerçevesi ile uyumlu olması gerekir.  Konuşmacının, dinleyicinin farklı sınıflandırma ve algılama biçimleri olduğunun bilincinde olduğunu bilmesi gerekir. Ayrıca dinleyicilerin kendisini ve konuşmasını nasıl değerlendireceğini önceden değerlendirmesi gerekir yani duygudaşlık kurması izlenecek ilk yol olmalıdır. Konuşma sırasında kaynak alıcının duygularını ve coşkularını iyi gözlemlemek ve yönlendirebilmek için anlamak çok önemlidir. Anlamakta onların referans çerçevelerini nasıl algıladıklarını tahmin etmek,  ancak bu şekilde yapılan bir konuşmanın birlikte bir bütüne yapılan bir eylem olmasının hakkını verebilir.

 

LOGOS

Konuşmacının sahip olduğu bilgidir. Bir konuşmacı Konuştuğu konu hakkında ne kadar bilgi sahibi ise dinleyicinin algısını o derece kolay yönlendirir. Bilgi, temelinde hiyerarşik düzeylerden oluşur. Konuşmacı bilgi olarak konuşmasının hiyerarşik düzenine hâkim olduğunu dinleyicilerine geçirir. Bu dinleyiciye hem güven verir hem de konuşmacı etkili ve başarılı bir konuşma sunmuş olur.

 

GÖZLEM YETENEĞİ

İyi bir konuşmacı gözlem yeteneği geliştirmiştir. Konuşmacının dış dünyayla bağlantısı açıktır, bu sayede yaşamı daha net gözlemler. Etrafında olan ilginç kişileri, fotoğrafları, resimleri, sesleri, yazıları tüm duyularıyla yakalar. İyi bir yaşam dinleyicisidir. İnsanların şivesini, gündem olaylarını, güncel paylaşımları, televizyonda, ya da basılı medya da Gündemi kaçırmaz. Böylece dinleyicilerinin ilgisini çekebilecek onlara tanıdık gelecek örnekleri,  yaşantıları konuşmasında kullanarak ilgilerini çekebilir.

 

FİZİKSEL ÖGELERİN ÖNEMİ

İyi bir konuşmacı, fiziksel ögelerin önemini bilir. Yalnızca sözel içerikten oluşan bir konuşmanın etkili bir konuşmayı beraberinde getirmeyeceğini bilir. Ne söylendiğinin nasıl söylendiği ile de doğrudan ilişkilidir. Ses yüksekliği, tonu, frekansı, jestler, bakış, duruş, yüz ifadesi gibi dıştan görünen faktörler de anlamın oluşmasına katkı sağlayan diğer iletişim ögeleridir. Kaliteli bir konuşmanın konuşmacısı mutlaka daha iyi fiziksel özelliklere sahip olmalıdır.

İyi bir konuşmacı, seçtiği konuşma konusunda geniş bir bilgi birikiminin desteğinden faydalanır. Yani logos sahibi olmalıdır. İyi bir konuşmacının yalnızca duygusal tepkilerini aktarması insanlarda fazla bir etki bırakmayacağı gibi güvenilir bir izlenim de yaratmayacaktır.

“Doğruyu söylemek değil, anlatmak güçtür.”  Cenap Şahabettin

 

GÖRSEL YARDIMCILARDAN DESTEK ALIN

Kullanılan görsel teknikler, sunum sırasında göze hitap ederek bilgiyi hafızada tutmayı kolaylaştırır. Ayrıca görsel kullanımı daha kısa sürede daha fazla bilgiyi anlaşılır bir şekilde aktarabilmenizi sağlar. Sunumun ana amacı sunumu ilgi çekici hale getirmek, konuyu daha sade bir dilde karşı tarafa aktarmaktır. Sunum içerisinde, dinleyicinin dikkatini ve ilgisini çekecek tablolar, istatistikler, fotoğraflar ve filmlerden kısa kesitler kullanabilirsiniz.

 

ANLAŞILIR BİR HİYERARŞİ

İyi bir konuşmacı, amacına uygun yönde ve mantıklı bir akış içinde düşünme yeteneğini geliştirmiştir: Bu bilgileri düzgün biçimde aktaramadığınız sürece anlattıklarınız karşı tarafın anladıkları hatta anlayamadıkları ile sınırlı kalır. Elbette aktarmadan önce kendi zihninizde düşüncelerinizi belli bir sıraya ve hiyerarşiye sokmalı, anlaşılır ve tutarlı bir yapı hâline getirmeli, tutarlı bir bütün halinde sunmalısınız.

İyi bir konuşmacı kendi yeteneklerini değerlendirmeyi, sınırlarını saptamayı bilir: Burada daha genel olarak bahsedilen patos konusuna da bir gönderme yapabiliriz. İyi bir konuşmacı kendisinin bilincindedir. Dinleyicilerin ve hatta dünyadaki diğer insanların kendisinden farklı yaşam, eğitim ve yaşantılardan geldiğinin farkındadır. Bu açıdan kendi ön yargılarının, inançlarının ve bakışının da konuşmasını etkileyeceğinin bilincindedir. Diğer insanları yok saymamak için konuşmasında kesin yargılardan, katı kalıplardan kaçınarak, “bence”, “bana öyle geliyor ki”, “benim düşünceme göre” gibi anlatımlara daha fazla başvurur. Böylece dinleyicilerini de kendi görüşleri doğrultusunda baskı altına almamış olur.

İyi bir konuşmacı konuşma yapacağı topluluk hakkında, eğitim düzeyleri, yaşantıları, sosyal statüleri, beklentileri gibi konularda mümkün olduğunca bilgi sahibi olmalıdır. Konuşmasını da bu yönde belirleyerek içerik çerçevesini dinleyicileriyle buluşturacak biçimde düzenlemelidir.

 

İyi bir konuşmacı, iletişimde ve konuşmada kişiliğin önemini göz önünde bulundurur: Kişilik ile konuşma arasındaki ilişki etos konusunda derinlemesine ayrıca gözlemlenebilir. Kişiliğin dinleyicileri etkilemede büyük önemi vardır. Kişinin karşılaştığı durumlara verdiği tepkiler de yavaş yavaş onun kişiliğini oluşturacaktır. İyi bir konuşmacı yaşantısındaki her olayı da bu olaylara verdiği tepkileri de kişiliğinin ortaya çıkması için bir fırsat olarak düşünebilir.

İyi bir konuşmacı kendisini gözlemleyebilmelidir. Bu gözlem sayesinde olası hataları minimize etmesinde büyük kolaylık sağlayacaktır. Kendi konuşmasını videoya almak ya da bir ses kaydı almak bile iyi bir başlangıç sayılabilir. Böyle bir kayıtta algıladığımız ben ile orada görünen arasındaki farkların olduğunun gözlemleyebilir, böylece kendimize özeleştiri getirebilir ve bu eleştiriyle daha iyi bir konuşmacı olmaya yaklaşabiliriz.

İyi bir konuşmacı ahlak kurallarını iyi bilmelidir.  Ahlaktan yoksun bir konuşma, konuşmacının dürüstlük, doğruluk, vb. değerlerinin sorgulanmasına sebep olacaktır. Konuşmacı için de vazgeçilmez bir kuraldır. Böylece hem kendisine saygısını muhafaza edebilir hem de dinleyicisi ile arasındaki güveni pekiştirmiş olacaktır.

İYİ BİR KONUŞMANIN STRATEJİSİ

Bir konu belirleyip, bunun üstüne beyin fırtınası yaparak anahtar noktaları da belirleyip bu yönde bilgiler de toplayarak konuşacak sürece gelmiş olunur. Konuşmayı yazılı bir şekle getirmek konuşmacının konuşmasını bir düzen içinde görmesine ve bir ön kontrol sürecine kolaylık tanır. Konuşmanın en etkili hâli belirlenmiş olur. Bir plan dâhilinde hazırlanan konuşmayla dinleyicilerinize anlatmak istediklerinizi örgütlü bir biçimde aktarabileceksiniz. Dinleyicilerinizse dikkat çekmek istediğiniz noktaları ve tartışmaları aynı dikkatle ve net bir şekilde algılayabilecekler. Konuşma stratejinizi planlarken üç parçalı bir yapıda düzenlemeniz basit ama geçişleri anlaşılır olacaktır. Giriş, ana metin ve sonuç olarak hazırlayacağınız metinler dinleyicisine kolay ulaşacaktır. Fakat bu yapıya geçmeden önce etkili sunumda sahneyi kullanma konusunu bilmek, konuşmayı yarı yarıya kazanmanız anlamına gelir. Konuşmanızı hazırladınız, her şey olması gerektiği gibi... Şimdi sıra onu dinleyicilerinizle buluşturmaya yani sunuma geldi. Bu noktada çoğu konuşmacıların yaşadıkları ortak bir sıkıntı devreye giriyor. Sahne korkusu!

SAHNE KORKUSU

Birçok insanın önünde konuşmak, insanlar arasında bilinen en yaygın korkulardan biridir. Haklı olarak zor bir sürece adım attınız ama bilmelisiniz ki yalnız değilsiniz. Sakin kalmak, heyecanınızı kontrol altına almak sahne korkunuzu kontrol altına tutmanızı sağlayacaktır. Korku esnasında vücudun salgıladığı kortizon ve adrenalin seviyeniz yükselir bu da düşüncelerin akışını bulanıklaştırır. Stres birçok olumsuz fiziksel semptomlara neden olabilir. Olumlu duygularınızı kaybedebilirsiniz. Eller hatta tüm vücut titreyebilir, kalp çarpıntısı ve kan dolaşımı da hızlanır. Davranışların kontrolü güçleşir, eller terler, ağzı kurur, ses titremeleri oluşur. Unutmamanız gereken konuşma sırasında heyecanlanmak son derece doğaldır. Heyecanı kontrol ederek kullanmak başarılı bir konuşmayı sunmanızı sağlayacaktır. Sakinliğinizi muhafaza etmezseniz kısır döngüye düşersiniz. Stresi yenmenin etkili yollarından biri de dinleyiciler arasında bulunan tanıdık yüzlerle göz teması kurmak orada olduklarını bilmektir. Bu sizi mutlak ölçü de rahatlatacaktır.

AÇILIŞ

İzleyicinizin dikkatini ilk anda yakalamanız açısından, içeriği merakla beklemelerini sağlamanız açısından en önemli geçiş noktasıdır. Bu bölümde dikkatini cezbettiğiniz sorgulama sürecine sevk ettiğiniz dinleyici artık sizi odak noktasına almış demektir. Sizi engelleyen ileriye götürmeyen cümlelerden kaçının! Bu cümleler sizin ileriye gitmenizde engelleyen kısır cümlelerdir. Bilinmezi bilinir kılarak aşabilirsiniz. Bir örnekle açıklamak gerekirse “izleyicinin filmin ilk beş dakikasın da oluşan izlenimi” demek sanırım yeterli olacaktır.

ANA METİN

Birçok fikrinizin ve anahtar noktalarınızın tartışıldığı, stratejik ve etkili bölümdür. Sahip olduğunuz tüm bilgi ve yetileri ustaca sergileyeceğiniz yükseliş bölümüdür. Güncel bir olayı referans göstererek başlamanız faydalı olacaktır. Konuşma sırasında olmuş ya da daha yakın zamanda olacak olan haber hikâyeleri, güncel trendlerden örnekler, önemli bir güne atıfta bulunarak veya istatistik verileri referans göstererek dinleyicilerin ilgili olduğu bir konuya taşımanız ve onlarla en başta ortak bir paydadan paylaşımlar yapıyor olmanız dinleyiciyi kazanmanızı sağlayacaktır. Kaos biçiminde sunulmamalıdır. Bu durum dinleyicilerin kolaylıkla dikkatlerini dağıtabilir.  Belli bir mantık çerçevesinde ilerleyen ve sonuca doğru örülmüş bir metin hazırlamanız isabetli olacaktır. Büyük bir jüri önünde savunma yaptığınızı düşünün! Sırasıyla kanıtları sıralarken en güçlü kanıtı sona saklayarak en güçlü etkiyi yaratabilirsiniz.

KAPANIŞ

Anlattıklarınızın, anahtar noktalarınızın ana fikirlerini kapsayan sonuç bölümüdür. Güçlü cümlelerinizle de bitirmek, En etkili sunum olacaktır. Çünkü dinleyicilerin en çok hatırlayacakları sözler de bunlardan oluşacaktır. Baştan itibaren anlattığınız her şeyin en kısa ve net ifadelerini bu bölüme ayırmalısınız. Dinleyiciler konuşma boyunca anlatılan konuyu enine boyuna dinlemiş oldukları için tekrar tüm ayrıntıları dinlemeleri gerekmez.

Özetle; tüm detaylar anlatıcı ile dinleyici arasındaki bağın anlaşılabilir olmasını sağlayacaktır. En etkili sunum ayrıntıları kaçırmadan sunuma hakim olmaktan geçer. Konuşma süresince dinleyicinin siz de kalmasının anahtarının elinizde olduğunu unutmayın ve sadece sunumuza odaklanın.

Önerdiklerimiz

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği