Thumbnail
  • 04.01.2023

İşinin Ehli Bir Kalite Güvence Teknisyeni (Denetçi)

K. OGÜN EVCİL

 

Bu ay İçimizden Biri sayfamızın konuğu olan Ogün Evcil, 27 yıl sürdürdüğü iş hayatından emekli olduktan sonra da sektörden kopmadı. Evcil, sekiz yıldır UTED yönetim kurulunda görev alarak Uçak Teknisyenliği’ne gönül vermiş. Bu sektörde çalışan meslektaşlarının karşılaştığı sorunlarının çözüme ulaşması ve onların daha rahat çalışması için emek harcıyor.  Evcil, uçak teknisyenliği mesleğinin dünü ve bugününü anlattı.

 

1993 yılında Fethiye’de kendi dükkânında çalışırken, THY Uçak Bakım Teknisyeni alım duyurusunu görüp başvuru yapan, aynı yıl THY AO’da Hat Bakım Arıza Elektrik bölümünde Uçak Bakım Teknisyenliği’ne adım atarak bu meslekte 27 yıl geçiren Ogün Evcil, Uçak Bakım Teknisyenliği’nin önemli prensibini temel bilgi ve deneyim gerekliliği şeklinde tarif ediyor.

 

Ogün Bey, öncelikle bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. İlk sorum “Ogün Evcil kimdir?” olsun. Sizi tanımak isteriz.

Babam Yozgatlı, annem Bulgaristan göçmeni Lüleburgazlıdır. Babamın devlet memuru olması sebebiyle 10 Kasım 1966 yılında Edirne’de doğdum. İlkokulu Ankara’da, ortaokul ve liseyi Aydın’da, üniversiteyi ise Isparta’da okudum. 15 Temmuz 1993 yılında THY AO’da çalışmaya başladım ve 30 Kasım 2020 tarihinde emekliye ayrıldım. 14 Ağustos 1993 yılında evlendim ve iki kız çocuk babasıyım.

Mesleğe başlamadan önce havacılığa ilginiz var mıydı?

Ben aslında elektronik ve haberleşme mühendisliği okumak istemiştim. Lisede Teknik Lise Elektrik bölümünde, üniversiteyi ise Jeoloji mühendisliği bölümünde tamamladım. Belki hayalimdeki ve hedefimdeki mesleği edinebilseydim hayat beni havacılığa direkt yönlendirecekti ama okuduğum branş havacılıkla çok fazla alakalı değildi. Lakin hayat, ne mutlu ki beni Teknik Lise Elektrik bölümü kapsamından havacılığa muazzam bir şekilde bağladı.

Jeoloji Mühendisliği okudunuz. Eğitim hayatınızı tamamladıktan sonra hemen işe başladınız mı? O süreci de biraz anlatır mısınız?

1991 yılında Akdeniz Üniversitesi Jeoloji Mühendisliğini bitirdikten sonra Ankara’da askerlik görevimi kısa dönem olarak yaparak tamamladım. Bu esnada Muğla Fethiye’de hediyelik eşya ve cafe dükkânımızda çalışmaktaydım. Çalışma hayatı devam ederken evlilik hayatına da başlamak üzere hazırlıklar var gücüyle devam ediyordu.

THY’de işe başlama süreciniz nasıl oldu, bizimle paylaşır mısınız?

1993 yılında Fethiye’de kendi dükkânımızda çalışırken THY uçak bakım teknisyeni alım duyurusu (THY’de çalışmakta olan abim S. Alp EVCİL tarafından bildirilmişti) ile (Aydın Teknik Lise Elektrik mezunuyum) işe alım süreci başlamıştı. Ben de başvuru yaptım ve devam eden süreçleri başarılı şekilde geçtikten sonra mülakat sonrasına müteakip iş başvuru ve kabulü sonrasında 1993 yılında THY A.O’da Hat Bakım Arıza Elektrik bölümünde uçak bakım teknisyeni olarak işe alındım. 15 Temmuz 1993 - 27 Şubat 2006 tarihleri arasındaki ilk görevim, Hat Bakım Başkanlığı’na bağlı Hat Bakım Müdürlüğü’nde uçak bakım arıza teknisyeni (B1-B2) olarak çalışmak oldu. Daha  sonra 27 Şubat 2006-01 Temmuz 2014 tarihleri arasında Uçuş Emniyet ve Kalite Güvence Başkanlığı’na bağlı Kalite Güvence (teknik) Müdürlüğü’nde Kalite Güvence Teknisyeni (Denetçi) olarak, 1 Temmuz 2017’den başlayarak emekli olduğum 30 Kasım 2020 tarihleri arasında ise yine aynı müdürlükte, Kalite Güvence Teknisyeni (Denetçi) olarak çalışmaya devam ettim.

1993’lerden 2023’e…. neredeyse 30 yıl geçmiş… Bu sürede nasıl bir değişime şahit oldunuz?

1993’lü yıllarda havacılıktaki gelişime paralel olarak personel, techizat, takım ile dokümantasyondaki değişim de aşikar bir şekilde göze çarpmaktadır.  Ilk senelerimizdeki uçak arıza teşhis ve bakım işlemleri daha ‘manuel’, biraz da mevcut tecrübeye daha fazla dayalıydı. Ama artık gerekli dokümantasyonların daha fazla bilgi içermesi ve iyileştirilmesi ile dokümantasyonun daha iyi kullanabilme kabiliyetine sahip olunması ve bunlarla birlikte olmazsa olmaz tecrübenin de üst seviyeye ulaşması sonucu bugün çok daha iyi ve gerekli zamanında arıza giderme ile bakım işlemleri yapılabilmektedir. Bu süreç yıllar boyu gerekli eğitimleri almalarına rağmen bitmeyen ve her zaman içerisinde güncellenmesi gerekli eğitimlerin tekrardan ama tekrardan ta ki emekli olana dek eğitim alan uçak bakım teknisyenlerinin kendilerini geliştirmeleri ile mümkün olduğu ve denetimlerle de kanıtlandığı gözlemlenmektedir.

THY’de geçen 28 yılın büyük bir bölümünde ‘Kalite Güvence Teknisyeni (Denetçi)’ olarak çalışmışsınız. Bu durum sizde nasıl bir psikoloji yaratıyordu? Sonuçta ‘0’ hata gerektiren bir iş, öyle değil mi?

Evet çalışma hayatımın ilk yarısında uçak bakım teknisyenliği yaptım diğer son yarısında ise Kalite Teknisyeni Denetçi olarak çalıştım. Artık dün yaptığım işin denetlemesini yapıyordum.  Hata aslında her zaman olabilir. İşte belki de Kalite Güvence ve Denetçilerinin de bunun için her daim olması gerekiyor. Çünkü yapılan iş gerçekten çok önemli ve 7/24 çalışan bir sistemde insan hataları, zaman içerisinde değişiklik gösterebiliyor. Bunun da önüne geçebilmek için çalışma sahalarında mükerrer kontroller olmak suretiyle sonrasında yine tarafsız göz olarak çalışma sahasında görev almış ve uçak bakım teknisyenliği yapmış denetçiler gerekmektedir.  Denetçi olarak aslında sıfıra yakın hata kapsamında çalışma hayatım boyunca dile getirdiğim uçak bakım teknisyenliği yapmış Kalite denetçilerinin 7/24 çalışma sahasında olması gerekliliği idi. Ancak bu, gerekli tecrübe ve yeterliliğe sahip personel olmamasından ve/veya temin edilememesinden hayata geçirilmemiştir diye düşünüyorum. Kalite sisteminin ana unsurlarından biri bağımsız denetlemedir. Emniyet her zaman birincil öncelik konusu olarak kabul edilmelidir.

Meslekte yaklaşık 30 yıl çalışmış tecrübeli bir denetçi olarak, karşılaştığınız problemlerin üstesinden gelmek için kullandığınız yollardan, yöntemlerden de biraz bahseder misiniz?

Insanın çalıştığı yerde doğal olarak her daim problem mevcuttur. Bizim camiamızda Uçak Bakımında da her daim problem, arıza vs. insan vücudunda hastalık olması kadar normal karşılanmaktadır. Bu süreç denetim esnasında da meydana gelebilmektedir. Teknisyen kökenli denetçi olarak daha önceden yapmış ve tecrübe sahibi olduğumuz işleri denetlemek de çıkacak problemlerde aslında problemin kaynağını da çok iyi bilmek demektir. Bu sebeple çıkacak problemler bizler için bir sorun değil hangi kurallara uyarak yapılması gerektiğine ait çözüm bularak üstesinden gelmek demektir. Teknik Denetçi olarak kendimiz, işimiz, bağlı bulunduğumuz kurum ve denetleme yaptığımız kurumlar için problemleri ulusal ve uluslararası sivil havacılık kurallarına bağlı kalarak çözümlendirmekteyiz.

90’larda THY’nin durumu, sizlerin çalışma koşulları nasıldı? O yıllardan biraz bahseder misiniz?

90’lı yıllarda THY’de çalışmak bugün de  olduğu gibi bir onurdu ve gururdu yani bu duygularla ise başlamıştım. O zamanlarda THY’de tamamıyla bir aile ortamı olarak çalışılmaktaydı. Tüm çalışanlar bu şekilde işlerine sahip çıkarak özveriyle çalışmaktaydı. B737-400’lerin filoda bakım döngülerinin gelmesi sebebiyle iş yoğunluğu fevkaladenin fevkindeydi. İşten başımızı kaldıramıyorduk. Özellikle biz genç uçak bakım teknisyenleri olarak çok daha fazla çalışıyorduk. Lakin biz bunu ustalarımızla bir yarış olarak görüyorduk. Daha kısa sürede nasıl tamamlayacağımız üzerine o kadar ustalaşmıştık adeta kendimizle yarış içerisine girmiştik. Huzur ve mutlulukla işimizi yapmanın keyfinin verdiği yorgunlukla evlerimize gidiyorduk. Kafamızda işe geldiğimizde sadece iş vardı. Belki bugünkü imkânlar yoktu ama mevcut huzurlu ortamlar sayesinde iş yükünün çok olmasını kimse problem etmezdi. Belki yönetim bizleri öyle motive ediyordu ki, dedim ya aile şirketi gibiydi, biz bir aileydik. İş bize hiçbir zaman ağır gelmezdi. 

Tüm çalışanlar işlerine sahip çıkarak özveriyle çalışır ve yorulmak bilmezdik dediniz. Peki şimdiki meslaktaşlarınız için aynı hissiyat hâlâ geçerli mi? Ne dersiniz?

Çalışma hayatımın son yarısını denetçi olarak geçirdiğim için  bu sorunun cevabını açıklamak için uçak bakımındaki görev alan yetkili teknisyen sayılarına bakılması gerekmektedir. Ancak hatırladığım kadarıyla maalesef bu sayı limitlerde olduğudur. Bu  da bize açık olarak tabi ki özverili bir çalışma yapıldığının göstergesidir. Artan uçak sayıları ile yetkili teknisyen sayısının doğru orantılı artması ve/veya insan kaynakları tarafından planlanmış olması beklenmektedir ama günümüzde bu oranlara bakıldığında bir yerlerde yanlışın olduğunu göstermektedir.

Sizce uçak teknisyenliğinin en önemli prensibi nedir?

Uçak bakım teknisyenliğinin önemli prensibi temel bilgi ve deneyim gerekliliklerine sahip, Hava Aracı Bakım lisansı sahibi, lisansında işli uçak tipinde yetkilendirilmiş ve tüm havacılık ve şirket kurallarına uygun ilkelere göre çalışmak olarak belirtilebilir. Bunun yanında iyi bir hava aracı teknisyeni, her şeyden önce sorumluluk sahibi olan kişidir. Yüzlerce insanın hayatına direkt etki eden bir iş yapmakta ve milyonlarca dolarlık uçaklar kendisine emanet edilmektedir. Analitik düşünebilen ve sorun çözebilme kabiliyeti yüksek, el becerileri iyi, çalıştığı alanda tecrübe sahibi olan ve inisiyatif kullanabilen, İngilizce bilgisi yazılı ifadeyi anlama, yanlış anlaşılmayacak şekilde yazılı raporlama yapabilecek ve sözlü olarak ifade edebilecek yeterli ve ileri seviyede olması iyi bir hava aracı teknisyeninin sahip olması gereken önemli özelliklerdir. Uçakların uçuş operasyonunda olması zaman baskısı oluşturan bir durum, bir durum. Bu baskı altında da işlerimizi soğukkanlı ve uçuş emniyetini sekteye uğratmadan yapmak en temel iş disiplinimizdir.

İşinizin geleceği hakkındaki düşünceleriniz neler? Teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde işler daha da kolaylaşıyor mu yoksa daha da karmaşık bir hal mi alıyor?

Aslında karmaşık olan ya da olacak bir durum mesleğimizde çok kabul edilebilir değildir. Uçak Bakımında teknoloji, günün şart ve durumuna göre hızla değişebilir. Ancak kurallar ve mevzuat her zaman bize yol gösterecek ve bizler de buna çok çabuk ayak uydurabilecek potansiyele sahip olduğumuzdan uçak bakım teknisyenliği ve denetçiliği hiçbir zaman karmaşıklığa müsaade etmeyecektir. Bilgi ve tecrübeye sahip personeller ve sistemler her zaman mevcuttur.

Geçmişle bugünü kıyasladığımızda teknisyenliğin daha da kolaylaştığını söyleyebilir miyiz?

Kolaylaşmak biraz göreceli olsa da adına kolaylaşmak diyemeyiz.  Farklı bölümlere ayrılmış görev dağılımı yapılmış, kişilerin hangi işi yapacağı belirlenmiş sınırları çizilmiş olarak nitelendirebiliriz.  Geçmişte teknoloji bugüne göre fazla gelişmediğinden teknolojik olarak bilgiye ulaşmak çok daha kolay olmuştur. Eskiden kitaplardan arayarak yaptığımız defterlere yazdığımız iş takipleri şimdi bilgisayarlar aracılığıyla çok daha kolay, rahat ve hızlı yapılmakta, ulaşılmaktadır.

Yurt dışı deneyiminiz oldu mu? Oralarda mesleğiniz ile ilgili benzerlikler ve ayrılan noktalar nelerdir?

Uçak bakım teknisyeni, hat bakım teknisyeni olarak öncelikle uçak arızalarında veya görevli olarak bulunduğum seferlerde görev aldım. Ancak yurt dışındaki farklılıkları ancak Denetçi olarak çalıştığım zamanlarda Yurt dışı denetimlerinde görebiliyor veya tespit edebiliyorduk. Türk Uçak Teknisyenleri olarak bizlerin yaptığı bakım ve arıza giderme işlerinin birçok firmadan daha kaliteli ve iyi olduğunu görebiliyorduk.

Emekli olduktan sonra da çalışmaya devam etmişsiniz, nerelerde çalıştınız?

Emekli olduktan sonra özel bir kargo şirketinin kuruluş aşamasında kısa süre görev aldım ancak sonrasında şirketten kendi isteğimle ayrıldım.

Bu mesleği seçmek isteyen gençlere tavsiyeniz ne olur, neler söylemek istersiniz?

Uçak bakım teknisyenliği gerçekten çok ama çok severek yaptığım bir meslekti. Sonrasında yaptığım işi denetlemek ise tamamen farklı bir pencere, farklı bir bakış açısı. Aslında tüm pencerelerden bakışı görebileceğiniz bir yer. Her iki konumda da yeteri kadar çalışılarak geçirilecek çok ama çok güzel meslek olarak tanımlayabilirim. Birincisi severek, zaman içerisinde kazanılan tecrübeyle daha güzel bir aşk ile yapılacak. Tabii ki İngilizcesiz de olmayacak. Kısaca vazgeçilemeyen bir meslek.   

Yani “Bir daha dünyaya gelsem yine bu işi yaparım” diyorsunuz...

Uçak bakım teknisyenliği gerçekten doğası gereği yine yaparım denilecek mesleklerden olduğuna inanıyorum. Ama şu var ki tabiki eğitim hayatımda daha önceden alınması gerekli eğitimleri alarak yani bu işin okulunda eğitim alarak gelmeyi daha doğrusu uygun olduğuna inanıyorum. Söz kosunu uçak bakım teknisyenliğine hazır olarak yeterli eğitim, bilgi, deneyim ve tecrübe verebilecek yetkinlikteki okuldan tam teşekküllü yetişerek bu mesleği yapmayı tercih ederdim. 

Her gün mesai başlangıcından sonra bir sürprizi de beraberinde getirebilen bir iş yapıyorsunuz. Yaşadığınız sürprizlerden bahsetmenizi istesem neler söylersiniz?

Bu kapsamda eskiden hat bakımda çalıştığım yıllarda hani dedim ya aile gibiydi o yıllar diye, işte bir sabah işe geldiğimizde, Van’da bir uçağımızın düştüğü haberini almıştık inanın o zaman yer yarılsa içine girsek diye düşünüyorduk, her çalışan başlar öne eğik herkes düşünceli herkesin kafasından kim bilir neler geçiyor uçak içindeki ekip personeller vefat edenler, ya yaptığı bakım ya değiştirdiği komponent hepsi bir film şeriti gibi haftalarca böyle geçti günler. Yıllar sonra Adana’da uçağımızın düştüğü haberini aldık aldık. İşe geldik sanki hiçbir şey olmamış gibi normal çalışma devam ediyor tamam kimse gülüp oynamıyor ama iste o zaman aidiyetin o uçakla adının profesyonelleşme olarak değişime uğradığını gördüm.

Mesleğin geleceği konusunda neler öngörüyorsunuz?

Havacılığın gelişmesine müteakip uçak bakım teknisyenliğinin geleceği de çok parlak ve saygın mesleklerden olmaya  devam edecektir. Ancak bu konuda karamsar olunabilecek nokta uçak bakım teknisyeni yetiştiren okullarımızın yetkinlikleri ve yeterlilikleri ile mezunlarına ne verebileceği konularının geliştirilmeye fazlaca ihtiyaçlarının olduğudur. Bu, göz ardı edilmemelidir. Çünkü mesleğin geleceği yetiştirilen kişilere de  bağlı olmaktadır.

Uçak üreticilerin önümüzdeki 10-20 yıllık periyotlarda  sürdürülebilir şekilde yönetilebilmesi için Uçak teknisyenlerinin de içinde olduğu nitelikli insan kaynağı ihtiyacı ile ilgili raporlar yayınlandı ve yayınlanmaya da devam edecek. Bu öngörüleri takip edince dünyadaki havacılık alanında gençlerimizin kendilerini iyi yetiştirmesi halinde sınır tanımayan mesleğimizin olduğunu ve dünyanın her yerinde iş imkânı olduğunu göreceğiz. Belki de ulusal alanda bir plan ile tüm ülkemizin kazanacağı sonuçlar elde edilebilir.

Üç dönem UTED’de de görev yaptınız. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

Çalışma hayatımda edindiğimiz bilgi ve tecrübelerimizi mesleki sorunların çözümü için kullanabileceğimizi beraber yola çıktığımız arkadaşlarla beraber gördük ve 2015 yılında yönetime aday olduk. 2006 yılında Avrupa Birliği  müktesebatı kapsamında yapılan lisans dönüşümü sonrasında ortaya çıkan sorunların çözümü için SHGM ve sektör paydaşları ile birlikte çalıştık ve istediğimiz sonuçta da başarılı olduk. Lisans alma sürecinde Deneyim kayıtlarının güncellenmesi için derneğimiz ile birlikte büyük emek verildi ve alınan sonuçta dernek olarak çok büyük katkı sağladık. Bizler 1993 yılında şirkete girdiğimizdeki bizden önce de sonra da ne zaman sonraya kadar devam etti bilmiyorum, UTED’e üyelik şirkete girer girmez mecburdu. Mecburiyet doğru yanlış tartışılabilinir ancak benim kanaatim her uçak bakım teknisyeni mecbur olmasa da koşa koşa üye olması gerekir. Ben üç dönemdir Mali Sekreter olarak görev alıyorum. Üyelik aidatı 2022 yılında olmamıza rağmen ne yazık ki çok komik rakamlarda ve güncellenemiyor! Derneğimizin geleceği için acilen güncel bir aidat belirlenmesi gerekmektedir. Üçüncü dönemimizin maalesef pandemiye denk gelmesi sebebiyle fazlaca faaliyet gösterilmemiş gibi gözükse de (tüm mali kısıtlamalar getirildiği için) unutulmamalıdır ki maalesef bu dönemde tüm dünyada faaliyet gösterilememiştir.

Unutmadan sormak istiyorum, ‘0’ hata gerektiren işinizde denetçi olmak mı, Uted’de yönetici olup meslaktaşlarınız için faydalı işler yapmaya çalışmak mı? Hangisi daha zordu?

Denetçi olarak yapmış olduğum işimde kurallar yazılıdır ve bu kurallara tabi olarak çalışmalarınızı sürdürürsünüz. Bu size kurallar dışına çıkmamanız çıkamayacağınızı belirtir. Siz istesenizde kurallar dışında hareket edemezseniz de gelişim sağlanmaktadır. UTED’de çalışmak, görev almak aslında gönüllülük esasına dayanmaktadır. Onun da kendine göre bağlı olduğu kurallar, yönetmelikler mevcuttur ama izin ve yetki alarak geliştirebilirsiniz. Lakin bu yetki ve izin zaman almakta, bu da gelişmeyi biraz zamana yaymaktadır. Bu süreç içinde izin ve yetkiler kendi bünyenizin dışına taştığı zamanlarda ise zaman geçip gitmektedir. UTED’de gönüllü olarak Necdet AKSAÇ (Dernek Başkanı) ile beraber bu yola çıkışımız daha dün gibi geliyor ama geride kalan üç dönemde her zaman faydalı işler yapmaya çalıştık. Lakin dediğim gibi  zaman su gibi geçip gidiyor. Daha nice faydalı işlerin genç arkadaşlarımız tarafından yapılması dileğiyle…  

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

30 yıllık meslek hayatım boyunca örgütlü mücadelenin sonuç verdiğini gördüm. Genç arkadaşlarımızın derneğe çok daha fazla sahip çıkarak, mesleki alandaki sorunların çözümü için bu gücü ve olanağı bizlere sunmuş olan dernek kurucularımıza derneğimizi daha ileriye götürmeleri ve büyütmeleri için gerekli desteği vermeleri gerekmektedir.

 

Önerdiklerimiz

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği