Fransızca kökenli performans (performance) kavramının sözlük anlamı, verim gücü, üstesinden gelme, muvaffak olma ve hedefe ulaşma olarak özetlenebilir. Bir çalışanın ortaya koyabileceği maksimum performans için, işine ne kadar hâkim olduğu, meslek alanında ne kadar yeterli olduğu önemli olmakla birlikte kendi performansını etkileyen ve sınırlayan faktörlerin farkında olması, performansını ve sınırlarını bilmesi, daha sağlıklı, nitelikli ve doğru bir şekilde çalışmasına neden olur.
Performansı gerçek performans ve ideal performans olmak üzere iki gruba ayırarak değerlendirmemiz mümkündür. Gerçek performans, özel yaşantımızda ve iş hayatımızdaki mevcut şartlar altında gösterilebilen çabanın ve becerinin tümüdür. Diğer taraftan ideal performans ise özel yaşantımızda ve iş hayatımızdaki mevcut şartları kontrol altına alabildiğimizde gösterebileceğimiz azami çaba ve becerinin tümüdür. İdeal performansı yakalamak ve sürekliliğini sağlamak öncelikle performansımızı etkileyen faktörleri kontrol altına almaktan geçmektedir. Bunun için bu faktörlerin bilinmesi ve yapılan işe ne gibi olumsuz etkilerinin olabileceğinin farkında olunması gerekir.
İnsan performansını etkileyen ve sınırlayan konuların bir kısmı biyolojik ritim, görme ve duyma problemleri, yorgunluk, stres, motivasyon gibi kavramlarla ilgilidir. Bu yazıda üzerinde durmak istediğimiz konular biyolojik ritim, görme ve duyma problemlerinin performans üzerindeki etkileri üzerine olacaktır.
Biyolojik Ritim (Circadian Rhytm)
Biyolojik ritim, yirmi dört saaatlik süre içerisinde fiziksel, zihinsel ve davranışsal değişimlerdir. Bir günlük performans göz önünde bulundurulduğunda, performansı etkileyen en önemli faktörün biyolojik ritim ile ilgili olduğu görülür. Kalbin çalışma düzeni, hormonların salgılanması ve uyku hali gibi bir çok biyolojik olay belirli bir ritimde gerçekleşir. Uyku düzeni, beslenme alışkanlıkları ve sosyal yaşam biyolojik ritmin belirleyici faktörleridir.
Biyolojik saat ise, insan vücudundaki hormonların ne zaman salgılanacağı gibi metabolik işlemleri düzenler. Biyolojik ritme uygun olmayan bir çalışma düzeninde, biyolojik saatin yeni zaman dilimine uyum sağlaması için gerekli olan dinlenme zamanı yeterli değilse yapılan işin kalitesinin düşmesine ve performansın olumsuz etkilenmesine sebep olur.
Görme Problemi
Görme performansının doğruluğunun ve görme hızının belirlenmesinde, adaptasyon, keskinlik, uzaklaşma ve yaklaşma gibi beynin kumanda ve kontrolünde olan içsel değişkenler ile; ışık yoğunluğu, kontrast, ölçü, yerleşim, renk, hareket gibi dışsal değişkenler etkili olmaktadır.
Gözün, farklı seviyelerdeki ışığa uyum sağlama yeteneği vardır. Göze gelen ışınların etkisiyle göz bebeği büyüyüp küçülerek, gözün ışığa duyarlı bölümü olan retinayı korur. Kişi karanlıkta görmeye çalışırken göz bebeği büyür, aydınlık bir ortamda ise küçülür. Nesnelerin farklı mesafelerden görülebilmesi için gözün odaklanması ve göz bebeklerinin o nesne üzerine yoğunlaşması gerekir. Karanlık bir ortamdan aydınlık bir ortama geçildiğinde veya uzak mesafeye bakarken birden yakın bir mesafeye bakmaya başlandığında gözün buna uyum sağlaması için belli bir süre geçmesi gerekir.
Bir Uçak Teknisyeni, kendi görme performansının hangi seviyede olduğunu çok iyi bilmesi gerekir. Görme performansının düşük olduğu durumlarda, yapılan işin kalitesi olumsuz etkilenir. Bundan dolayı özellikle “inspection” gibi işlemler yapılırken bulunulan ortamın aydınlatma seviyesi görme performansını düşürmeyecek yeterlilikte olmalıdır.
Diğer taraftan, beyin, algılanan görsel mesajları daha önceden hafızaya kaydedilmiş bilgiler ile karşılaştırdığından dolayı, hafıza ve görüntü arasında fark varsa göz yanılabilir ve görme performansı bu durumdan olumsuz etkilenebilir.
Duyma, Ses ve Gürültü
Duyma sorunlarının nedenleri çok çeşitlidir. Örneğin, soğuk algınlığı sonucu, orta kulak ve ağız-burun bağlantısının tıkanması duyma yeteneğini azaltır. Ayrıca orta kulakta bulunan küçük kemiklerde kireçlenme ya da sıvı toplanması sonucu, ses iletimi engelleneceğinden, yine işitme sorunu yaşanabilir. En önemli neden ise, kulağın uzun süre yüksek şiddette seslere maruz kalmasıdır. Böyle bir ortamda uzun süre çalışmak, yorgunluğa da neden olur.
Gürültü, konuşmayı etkiler, iş performansını düşürür ve sağlık sorunlarına neden olur. Kulağın, yüksek gürültü seviyesi denebilecek koşullardan birine maruz kalması son derece sakıncalı bir durumdur. Bu durumdan korunmak için kulak tıkacı veya kulağı tamamen örten tipte kulaklıklar kullanılmalıdır. Sonuç olarak, çalışanın performansını etkileyecek ve yapılacak işin kalitesini düşürecek sınırların bilinmesi çok önemlidir. Görevlendirme yaparken çalışanın sınırları dikkate alınmadığında hatalara davetiye çıkarılmış olur. İş paylaşımı yapılırken “Bu iş yapılabilir mi?” yerine, “Bu iş ilgili kişi tarafından emniyetli ve düzgün yapılabilir mi?” olmalıdır.