Geçen ay başladığımız Meşrutiyetten Cumhuriyete Karikatürlerde Havacılık yazı dizimize 31 Mart vakası ve sonrasında yaşananlarla Kalem dergisi karikatürleri ile devam ediyoruz. Bu dönemde sık sık siyasi olaylar havacılık kavramları kullanılarak açıklanmaya çalışılır. Hükümetin ve kabinenin bu kadar yoğun biçimde “havacılıkla” ilişkilendirilmesinin bir nedeni havacılığın da parlamentonun da yeni kavramlar olması olabilir.

 

Geçen ayki yazımızın sonunda, 31 Mart olayları sonucunda tahttan indirilen II. Abdülhamit hakkındaki karikatürlerin bu olaydan sonra giderek acımasızlaştığını, sabık Sultanın sert bir biçimde eleştirildiğini belirtmiştik. Gerçekten de Meşrutiyetin ilan edildiği 1908 Temmuz’undan 31 Mart vakasına kadar, hala padişah olan II. Abdülhamit’e yapılan eleştirilen en azından “insaf” sınırlarındaydı diyebiliriz. Tahttan indirildikten sonra ise dozu artan bir üslupla eleştirilir dönem basınında... II. Abdülhamit hakkında yayınlanan yüzlerce karikatürden bazılarında eleştiri malzemesi ise “havacılık” olacaktır… Tabii söz konusu karikatürlerde havacılık, ana konuyu destekleyen bir yan öğedir.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, Rumi takvime göre başladığı 31 Mart ismiyle anılan olaylar Miladi takvime göre 13 Nisan’da başlamıştır. 10 gün kadar yaşanan karmaşa sonucu 24 Nisan’da Hareket Ordusu tarafından bastırılır ve hemen ardından büyük bir değişiklik yaşanır: II. Abdülhamit, Hareket Ordusu’nun duruma hâkim olmasının hemen ardından 27 Nisan 1909 günü Ayan ve Mebusan Meclislerinin ortak kararı ile “halledilir”. Ertesi gün de Selanik’e sürgüne gönderildi. İşte II. Abdülhamit’in Selanik’e gönderildiği 28 Nisan 1909’dan sonra Osmanlı mizah dergilerinde bol bol sabık padişah karikatürleri görülmeye başlanır. Bu karikatürlerin bir kısmı da Abdülhamit’in İstanbul veya hürriyet özlemini yansıtır.

 

Ah Senin Kıymetini Bilemedim

31 Mayıs 1325 (13 Haziran 1909) tarihli Kalem dergisinin 38. sayısının kapağındaki karikatür de (Karikatür 1) bu tip karikatürlere iyi bir örnektir. Abdülhamit, Selanik’teki Alatin Köşkünün balkonundan izlediği bir balona bakarak iç geçirir ve şunları söyler:

“Ah senin kadrini, kıymetini bilemedim. Meğer ki sen bin istimbota, milyonlarca ata bedel imişsin!!!!!.....”

Belki karikatürün merkezinde büyük bir kudret sahibi padişahın, sürgün hayatındaki acizliği, hürriyet ve/veya İstanbul özlemi konu edilmektedir ama karikatürün değindiği diğer bir nokta da havacılığın önemine vurgu yapmasıdır.


Dengesi bozulmuş ve düşmek üzere olan uçağın kanat üstünde oturan bir asker, uçağı idare edip uçurmaya çalışan sivillere ve ‘Kabine’ye şöyle seslenir: - Ben size muvazeneyi (dengeyi) bozmayın dedim. Gördünüz mü işte balon başka istikamet aldı, galiba düşüyoruz. (16 Temmuz 1325 (29 Temmuz 1909) tarihli Kalem)

 

Kabineye İstikamet Verenler…

16 Temmuz 1325 (29 Temmuz 1909) tarihli Kalem dergisinin 14. sayfasındaki karikatürde (Karikatür 2) ise 31 Mart sonrası yaşanan siyasi belirsizlikler ve hükumet krizleri konu edilir. Söz konusu siyasi krizler ve hükumetlerin memleketi idare etmesi, bir uçağı “dengeli” bir biçimde uçurmaya benzetilir. İşin ilginç tarafı bu karikatür, muhtemelen askeri iradenin siyasi irade üstündeki etkisinin ilk yansımalarından biridir aynı zamanda. Dengesi bozulmuş ve düşmek üzere olan uçağın kanat üstünde oturan bir asker, uçağı idare edip uçurmaya çalışan sivillere ve ‘Kabine’ye şöyle seslenir:

“Ben size muvazeneyi (dengeyi) bozmayın dedim. Gördünüz mü işte balon başka istikamet aldı, galiba düşüyoruz.”

 

Bu karikatürle ilgili bir başka ilginç nokta da karikatürde bir tayyare olmasına rağmen, metinde ‘balon’ kelimesinin kullanılmasıdır. Karikatürün Fransızca metninde ‘uçak’ kelimesi bulunmasına rağmen Türkçe ‘balon’ kullanımı, basit bir tashih hatası olabilir. Küçük de olsa diğer bir ihtimal de ilk zamanlarda tayyareye de balon denmesidir.

 

Kabine Balonundan Atılan Ağırlıklar

10 Eylül 1335 (23 Eylül 1909) tarihli Kalem dergisinin 54. sayısının kapağında yer alan karikatürde de (Karikatür 3) bir balon bakanlar kuruluna benzetilmiştir. II. Abdülhamit döneminde ve sonrasında aralıklarla 10 ay sadrazamlık yapan Hüseyin Hilmi Paşa’nın muhtemelen en zorlu dönemi 5 Mayıs 1909 - 28 Aralık 1909 tarihleri arasındaki kabinesidir. 31 Mart sonrası İttihat ve Terakki Partisi’nin egemenliği eline alma çabaları dolayısıyla sürekli kabine revizyonları olmuş, bakanlar değişmiştir. Kabine reisi olarak Hüseyin Hilmi Paşa, İstanbul semalarında süzülen ‘kabine balonu’ndan az önce düştüğünde korkunç bir şekilde kazığa saplanmış bir bakanı atmış, diğerini de atmaya hazırlanmaktadır. Cemil Cem imzalı karikatürün üst kısmında “Varan iki” ibaresi görülür. Altta ise Türkçe, Arapça ve Fransızca olarak şu cümle yazmaktadır:

“Balonu sukuttan (düşmekten) kurtarmak için bir torba ağırlık daha atmak lazım.”

 

İki Yeni Kavram: Parlamento ve Havacılık

Hükümetin ve kabinenin bu kadar yoğun biçimde “havacılıkla” ilişkilendirilmesinin bir nedeni havacılığın da parlamentonun da yeni kavramlar olması olabilir. Osmanlı basınında havacılığa yoğun bir ilgi her zaman olmuştur. 1900’lerin ilk yıllarında başlayan tayyare uçuşları da basında geniş yer bulmuştur. Havacılık, hakkındaki haberlerin yanında bol bol karikatürlere de konu olmuştur. Aynı yıllarda siyasi hayatımıza giren parlamento ve seçilmişlerin kurdukları hükumetlerin havacılıkla ilişkilendirilmesi anlaşılabilir bir olgu. Ayrıca siyasetin belirsizliği ve siyasilerin yenilikten gelen acemilikleri ile, nasıl uçtuğuna ve idare edildiğine akıl erdirilemeyen hava araçlarının “hükumet etmeye” benzetilmesine de şaşırılmamalı.

 

Daha önce, 1876’daki birkaç aylık bir dönem dışında, parlamenter sistemle hiç tanışmamış bir toplumun yöneticisinden sokaktaki insanına kadar her bireyi aslında bu yeni sisteme “acemidir”. Bu acemilik, havacılık gibi yepyeni bir konuya olan acemilikle doğal olarak benzeştirilmiş ve havacılık bol bol siyasetle ilişkilendirilmiştir.

Önümüzdeki sayı II. Meşrutiyet dönemi havacılık karikatürlerine devam edeceğiz…


Kabine reisi olarak Hüseyin Hilmi Paşa, İstanbul semalarında süzülen ‘kabine balonu’ndan az önce düştüğünde korkunç bir şekilde kazığa saplanmış bir bakanı atmış, diğerini de atmaya hazırlanmaktadır. (10 Eylül 1335 (23 Eylül 1909) tarihli Kalem)

Önerdiklerimiz

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği