Thumbnail
  • 15.02.2025

Havacılık, emniyetin en üst seviyede tutulması gereken endüstrilerin başında gelmektedir. Modern hava araçları, binlerce parçadan oluşan karmaşık mühendislik harikalarıdır ve her bir bileşenin en yüksek emniyet standartlarına uygun şekilde çalışması gerekir. Ayrıca güvenli ve kesintisiz bir operasyon sürdürebilmek için karmaşık bakım süreçlerini içerir. Ancak, uçakların emniyetli bir şekilde çalışmasını sağlamak sadece teknolojik sistemlere değil, aynı zamanda bu sistemlerin bakım, onarım ve denetim süreçlerinden sorumlu insanlara da bağlıdır.

İnsan faktörleri, hava aracı bakımında büyük bir öneme sahiptir. Bakım teknisyenleri, mühendisler ve denetçiler, uçakların operasyonel gerekliliklerini karşılayabilmesi için kritik bir rol oynar. Uçak bakımında meydana gelen hatalar, sadece teknik ve operasyonel riskler oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda ciddi ekonomik kayıplara da yol açar. Motor arızaları, bakım kaynaklı uçuş gecikmeleri ve iptaller, havayollarına milyonlarca dolara mal olabilir. Peki, bakım süreçlerinde insan hatalarını azaltmak ve emniyeti artırmak için neler yapılabilir? Teknolojinin hızla geliştiği bir dönemde, geleneksel bakım uygulamalarını ileri teknolojilerle nasıl entegre edebiliriz?

Bu yazıda, havacılık bakımında insan faktörlerinin rolünü, en yaygın hata türlerini, bu hataların yönetiminde kullanılan yöntemleri, ve gelişen teknolojinin bakım süreçlerine nasıl entegre edildiğini ele alacağız.

İnsan Faktörleri ve Hava Aracı Bakımındaki Önemi

Hava aracı bakımında insan faktörleri, teknisyenlerin fiziksel, psikolojik ve çevresel koşullardan nasıl etkilendiğini ve bunun iş performanslarına nasıl yansıdığını inceler. Bakım süreçleri, çoğu zaman zaman baskısı altında çalışan teknisyenlerin karmaşık sistemler üzerinde titizlikle çalışmasını gerektirir. FAA’ye (Federal Aviation Administration) göre uçak bakımındaki insan hataları, havacılık kazalarının yaklaşık %15’ine doğrudan katkıda bulunmaktadır. ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü) tarafından yapılan çalışmalara göre, hataların büyük bir bölümü, bakım teknisyenlerinin çalışma ortamındaki stres ve zaman baskısı ile doğrudan ilişkilidir. Teknik personelin zamanında yetiştirilmesi gereken işlere odaklanması, prosedürlerin göz ardı edilmesine neden olabilmektedir.

Örneğin, Boeing’in 122 bakım hatasını analiz ettiği bir çalışmada, hataların şu dört ana başlığa ayrıldığı görülmüştür:

Atlamalar (Omissions): Yapılması gereken bir bakım adımının atlanması veya unutulması.

• Örneğin, bakım esnasında yapılan bir test kartında bir adımın eksik yapılması sebebiyle çıkan sonuçların güvenilir olmaması. Test edilecek alanın gölgede kalması.

• Yanlış montajlar (Improper Installations): Parçaların hatalı takılması veya eksik montaj yapılması.

• Örneğin, bir mod işlemi esnasında bir civatanın pulunun eksik takılması neticesinde uzun kalan parçanın hasara yol açması.

Yanlış parçalar (Wrong Parts): Yanlış bileşenlerin takılması veya bir parçanın başka bir model için uygun olmaması.

• Örneğin, bir uçağın motoruna uçakla uyumlu olmayan yanlış bir parçanın takılması.

Diğer faktörler: Hatalı dokümantasyon, prosedürlerin yanlış uygulanması ve eksik iletişim.

• Vardiya değişimlerinde eksik bilgi aktarımı, büyük bakım hatalarının nedenlerinden biridir.

Yapılan başka bir çalışmaya göre ise Hava Aracı bakımındaki insan hataları, teknisyenlerin bilgi ve beceri düzeylerine göre üç ana kategoriye ayrılmaktadır:

• Beceriye dayalı hatalar (%48):

• Günlük rutin işlerin otomatik hale gelmesi nedeniyle yapılan hatalar.

• Örneğin, tecrübeli bir teknisyenin farklı bir prosedürü aynı olarak değerlendirmesi ve işlem sırasını yanlış yapması.

• Kurala dayalı hatalar (%28):

• Prosedürlerin yanlış uygulanması veya yanlış kuralın takip edilmesi.

• Örneğin, bir teknisyenin bir bileşeni değiştirirken uygun aracı kullanmaması.

• Bilgiye dayalı hatalar (%24):

• Tecrübe veya eğitim eksikliğinden kaynaklanan hatalar.

• Örneğin, tecrübeli bir teknisyenin yeni bir uçak modeli üzerinde tecrübesine güvenerek yeterli eğitim almadan bakım yapmaya çalışması.

Bu sınıflandırmalar, bakım süreçlerindeki hataların büyük ölçüde insan faktörlerinden kaynaklandığını ve çoğunun önlenebilir olduğunu göstermektedir.

Bu hataların birçoğu, uygunsuz çalışma koşullarından, vardiya değişimlerinden, yorgunluktan ve iletişim eksikliklerinden kaynaklanmaktadır.

Bunlara ek olarak, hataları daha detaylı sınıflandıran James Reason’ın "Swiss Cheese" modeli, kazaların genellikle birçok küçük hatanın bir araya gelmesiyle gerçekleştiğini gösteriyor. 

Model, sistemde birçok savunma hattı olsa da, hatalar bu savunma hatlarındaki açıklar nedeniyle ciddi sonuçlara yol açabiliyor.

İnsan Faktörlerinden Kaynaklanan Kazalar ve Ekonomik Etkiler

Havacılık tarihindeki en büyük kazalardan bazıları, bakım süreçlerindeki insan hatalarından kaynaklanmıştır. İşte bunlardan bazıları:

American Airlines DC-10 Kazası (1979):

American Airlines’a ait bir McDonnell Douglas DC-10, 25 Mayıs 1979'da Chicago O'Hare Havalimanı'ndan kalkış sırasında sol motorunu ve pylonunu kaybederek düştü. Kazanın temel nedeni, bakım ekibinin motor ve pylonu ayrı ayrı sökmek yerine tek parça olarak sökerek zamandan tasarruf etmeye çalışmasıydı. Bu işlem sırasında pylon bağlantı noktalarında mikro çatlaklar oluştu ve uçuş sırasında bu bağlantılar tamamen koptu. Sonuç olarak uçak sol motorunu kaybetti, kontrol edilemez hale geldi ve 273 kişi hayatını kaybetti.

Japan Airlines Flight 123 (1985):

12 Ağustos 1985'te, Japan Airlines’a ait bir Boeing 747, Tokyo’dan Osaka’ya gitmek üzere havalandıktan sonra uçuş sırasında yapısal bir arıza yaşadı ve dağa çakıldı. Kazada 520 kişi hayatını kaybetti. Kazanın nedeni, 1978 yılında yapılan hatalı bir bakım işlemiydi. Kuyruk bölmesinde yapılan onarımda, uçak üreticisi Boeing tarafından önerilen onarım prosedürü yerine, daha hızlı bir işlem uygulanmıştı. Bu hatalı tamir, yedi yıl sonra metal yorgunluğu nedeniyle uçağın kabin basınç duvarının parçalanmasına ve parçaların uçağın kontrolünü kaybetmesine neden olmasından dolayı gerçekleşti

Southwest Airlines Flight 1380 (2018):

Southwest Airlines’a ait bir Boeing 737, 17 Nisan 2018’de, New York’tan Dallas’a giderken motor arızası yaşadı. Motorun fan kanadı, metal yorgunluğu nedeniyle koptu ve parçalar gövdeye çarparak bir camı patlattı. Yolculardan biri camdan dışarı çekildi ve hayatını kaybetti. Kazanın sebebi, bakım sırasında metal yorgunluğu belirtilerinin fark edilememesi ve motor bileşenlerinin zamanında değiştirilmemesiydi.

Bu olaylar, insan faktörlerinin havacılık bakımında ne kadar kritik olduğunu ve hataların ciddi sonuçlar doğurabileceğini göstermektedir. Boeing’in yaptığı bir maliyet analizine göre, bakım hatalarından kaynaklanan motor arızaları, her bir olayda ortalama 500.000 dolar maliyete neden olmaktadır. Ayrıca, uçak bakım hatalarından kaynaklanan gecikmeler hava yolu şirketlerine saatte ortalama 10.000 dolar kaybettirmektedir.

Havacılıkta Hataları Önleme ve Yönetme Yöntemleri

Havacılık sektöründe insan hatalarını en aza indirmek ve operasyonel emniyet ve verimliliği artırmak amacıyla çeşitli stratejiler ve programlar geliştirilmiştir. Bunları aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz.

1. Reaktif Hata Yönetimi (Sonuç Odaklı Yaklaşım)

Reaktif hata yönetimi, meydana gelen hataların ve kazaların analiz edilerek, gelecekte benzer olayların önlenmesine yönelik tedbirlerin alınmasını hedefler. Bu yaklaşım, geçmişteki olaylardan ders çıkararak sistematik iyileştirmeler yapmayı içerir.

Başlıca reaktif hata yönetimi araçları şunlardır:

• Kaza ve Olay İnceleme Kurulları: Ulusal ve uluslararası havacılık otoriteleri, meydana gelen kazaları ve ciddi olayları detaylı bir şekilde inceleyerek, kök neden analizleri yapar ve emniyet tavsiyeleri yayınlar.

• Hata Raporlama Sistemleri: Havacılık personelinin gönüllü veya zorunlu olarak hataları raporlamasını sağlayan sistemlerdir. Bu raporlar, gizlilik prensipleri çerçevesinde analiz edilerek, sistematik sorunların tespitine yardımcı olur.

• İç Denetim ve Gözden Geçirme: Havacılık işletmeleri, kendi iç denetim mekanizmaları aracılığıyla operasyonel süreçlerini ve prosedürlerini düzenli olarak gözden geçirir, hataları tespit eder ve düzeltici önlemler alır. 

2. Proaktif Hata Yönetimi (Önleyici Yaklaşım) 

Proaktif hata yönetimi, hataların meydana gelmeden önce önlenmesine yönelik stratejileri kapsar. Bu yaklaşım, potansiyel risklerin ve tehlikelerin önceden tanımlanması ve ortadan kaldırılması üzerine odaklanır.

Proaktif hata yönetimi kapsamında uygulanan başlıca yöntemler şunlardır:

• Risk Değerlendirme ve Yönetimi: Operasyonel süreçlerdeki potansiyel riskler belirlenir, analiz edilir ve kabul edilebilir seviyelere indirilir. Bu süreç, sürekli izleme ve iyileştirme döngüsünü içerir.

• Eğitim ve Farkındalık Programları: Personelin insan faktörleri konusunda bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi, proaktif hata yönetiminin temel taşlarından biridir. Eğitimler, personelin potansiyel hataları tanımasını ve önlemesini sağlar. İletişim ve Ekip Çalışmasının Teşviki: Etkili iletişim ve ekip çalışması, hataların önlenmesinde kritik bir rol oynar. Açık ve net iletişim kanalları oluşturmak, ekip üyelerinin birbirleriyle uyumlu çalışmasını sağlar.

3. Bakım Kaynakları Yönetimi (Maintenance Resource Management - MRM) 

Bakım Kaynakları Yönetimi (MRM), uçak bakım süreçlerinde insan hatalarını azaltmak amacıyla geliştirilen bir eğitim ve yönetim programıdır. MRM, ekip içi iletişim, liderlik, durumsal farkındalık ve karar verme süreçlerini iyileştirmeyi hedefler. 

MRM programının temel bileşenleri şunlardır:

• Ekip İçi İletişim: Etkili iletişim, bakım ekiplerinin koordinasyonunu artırır ve hataların önlenmesine yardımcı olur.

• Liderlik ve Karar Verme: Liderlik becerileri ve doğru karar verme süreçleri, bakım operasyonlarının etkinliğini artırır.

• Durumsal Farkındalık: Personelin mevcut durumu doğru bir şekilde değerlendirebilmesi ve potansiyel riskleri öngörebilmesi, hataların önlenmesinde kritiktir.

• Stres ve Yorgunluk Yönetimi: Stres ve yorgunluk, insan performansını olumsuz etkileyebilir. MRM, bu faktörlerin yönetilmesine yönelik stratejiler sunar.

4. İnsan Faktörleri Analiz ve Sınıflandırma Sistemi (Human Factors Analysis and Classification System - HFACS)

HFACS, insan hatalarını analiz etmek ve sınıflandırmak için geliştirilmiş bir modeldir. Bu sistem, hataları dört ana seviyede inceler:

1. Güvenlik Kültürü ve Organizasyonel Etkenler: Organizasyonun genel güvenlik anlayışı, politikaları ve prosedürleri.

2. Denetim ve Yönetim Uygulamaları: Yönetim kademesinin denetim ve kontrol mekanizmaları.

3. Çevresel ve Durumsal Faktörler: Çalışma ortamı, ekipman durumu ve çevresel koşullar.

4. Bireysel Hatalar: Personelin bilgi eksikliği, deneyimsizlik veya dikkatsizlik gibi bireysel hataları.

HFACS’in uygulanması, organizasyonların insan hatalarının kök nedenlerini daha iyi anlamalarına ve bu doğrultuda önleyici tedbirler almalarına yardımcı olur.

5. Teknolojik Destek ve Otomasyon 

Teknolojinin gelişimiyle birlikte, bakım süreçlerinde insan hatalarını azaltmaya yönelik çeşitli otomasyon ve destek sistemleri geliştirilmiştir. Bu sistemler, bakım personeline rehberlik eder ve potansiyel hataları önceden tespit etmeye yardımcı olur.

Öne çıkan teknolojik destekler şunlardır:

Dijital Bakım Kılavuzları ve Kontrol Listeleri: Geleneksel kağıt tabanlı bakım kılavuzları ve kontrol listeleri, insan hatalarına açık manuel süreçlere dayanmaktadır. Dijitalleşme, bakım süreçlerini daha güvenilir hale getirmek için büyük bir fırsat sunmaktadır. Elektronik bakım kılavuzları, teknisyenlerin en güncel prosedürlere erişmesini sağlar ve yanlış dokümantasyon kullanımının önüne geçer. 

Havacılıkta mobil tabletler ve akıllı cihazlarla entegre edilen dijital sistemler, bakım kayıtlarının hatasız tutulmasına olanak tanır. Uçak üreticileri ve havayolları, bu sistemleri kullanarak yanlış bileşen veya prosedür seçimini önlemektedir.

Örneğin; Lufthansa Technik ve Boeing, teknisyenlerin her bakım adımını dijital olarak kontrol etmelerini sağlayan elektronik bakım yönetim sistemlerini (e-Maintenance Systems) yaygınlaştırmaktadır. Bu sistemler sayesinde yanlış parçaların kullanımı veya eksik bakım prosedürleri tespit edilerek uyarılar verilmektedir.

Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR) Tabanlı Eğitimler: Havacılık bakım teknisyenleri için en büyük zorluklardan biri, karmaşık sistemleri hatasız bir şekilde tamir edebilmek ve yeni uçak modellerine hızla adapte olabilmektir. Artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR), teknisyenlerin bu süreçleri daha verimli ve hatasız bir şekilde yönetmesine yardımcı olur. AR tabanlı bakım sistemleri, teknisyenlerin canlı rehberlik alarak karmaşık bileşenleri doğru bir şekilde onarmasını sağlar. VR simülasyonları, teknisyenlerin bakım prosedürlerini risk almadan öğrenmelerini ve gerçek dünyada hata yapmadan önce pratik yapmalarını mümkün kılar. Örneğin; Airbus ve Boeing, bakım teknisyenleri için VR tabanlı eğitim sistemleri geliştirmiştir. Airbus’ın “HoloLens” projesi, teknisyenlere gerçek zamanlı AR destekli bakım süreçleri sunarak hataları en aza indirir.

Yapay Zeka (AI) Destekli Bakım ve Tahmine Dayalı Analiz (Predictive Maintenance): Yapay zeka ve büyük veri analitiği, uçak bakımında devrim yaratabilecek yenilikler sunmaktadır. Geleneksel bakım yöntemleri genellikle reaktif veya planlı bakıma dayalıdır, ancak tahmine dayalı bakım (predictive maintenance), bileşenlerin arızalanmadan önce değiştirilmesini sağlayarak hata riskini azaltır. Sensörler, motorlardan, hidrolik sistemlerden ve uçuş bilgisayarlarından gerçek zamanlı veri toplayarak bakım gereksinimlerini öngörür. AI tabanlı analizler, bakım gereksinimlerini belirleyerek teknisyenleri yönlendirir ve yanlış teşhislerin önüne geçer. Örneğin; Rolls-Royce’un “Engine Health Monitoring” sistemi, uçak motorlarının çalışma verilerini analiz ederek potansiyel arızaları önceden tahmin eder ve havayollarına raporlar, GE Aviation ve Pratt & Whitney, yapay zeka destekli motor analiz sistemleri geliştirerek arızaları öngörme oranını %30 artırmıştır.

Robotik ve Otomatik Hata Tespit Sistemleri: Robotlar, insan kaynaklı bakım hatalarını en aza indirmek için giderek daha fazla kullanılmaktadır. Özellikle insansız hava araçları (dronlar) ve tırmanıcı robotlar, uçak yüzeylerinde gözle tespit edilmesi zor olan çatlakları, boya aşınmalarını ve yapısal kusurları belirlemek için kullanılmaktadır. Dronlar, uçak gövdelerini tarayarak yüzey hasarlarını ve boya aşınmalarını tespit edebilir. Otonom robotlar, iniş takımları ve motor bileşenleri gibi karmaşık parçaların incelemesini gerçekleştirebilir. Örneğin, Airbus, gelişmiş bakım drone sistemleri ile uçak gövdelerini otomatik olarak inceleyen bir yapay zeka destekli sistem geliştirmiştir. Invert Robotics tarafından geliştirilen manyetik tırmanıcı robotlar, teknisyenlerin ulaşamadığı alanlardaki çatlakları tespit ederek bakım sürelerini %50 azaltmıştır.

Blockchain Tabanlı Bakım Kayıtları: Blockchain teknolojisi, uçak bakım kayıtlarının güvenli ve değiştirilemez olmasını sağlamak için kullanılmaktadır. Geleneksel bakım kayıt sistemlerinde, kayıtların değiştirilmesi veya yanlış bilgilerle güncellenmesi mümkündür, ancak blockchain tabanlı sistemler, bakım geçmişini şeffaf ve güvenli hale getirerek hata riskini azaltmaktadır.Tüm bakım işlemleri, şifrelenmiş ve doğrulanabilir bloklar halinde saklanır.Havayolları, bakım süreçlerinde hatalı kayıtları tespit ederek yanlış bilgilerle yapılan işlemleri önleyebilir.Honeywell Aerospace, uçak bileşenlerinin bakım geçmişini blockchain tabanlı bir sistemde saklayarak, kayıt hatalarını %40 oranında azalttığını açıklamıştır.

Havacılık bakımında insan hatalarını en aza indirmek için geliştirilen yeni teknolojiler ve hata yönetim sistemleri, sektörü daha güvenli ve verimli hale getirmektedir. Dijitalleşme, yapay zeka, artırılmış gerçeklik ve otomasyon teknolojileri, insan faktörlerinden kaynaklanan hataları önlemeye yardımcı olacak en önemli araçlar arasında yer almaktadır. Önümüzdeki yıllarda, havacılık bakım endüstrisinde blockchain tabanlı bakım kayıtları, tahmine dayalı bakım sistemleri ve robot destekli denetimler yaygınlaşarak, insan hatalarının büyük ölçüde azaltılması hedeflenmektedir.

 

Önerdiklerimiz

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği