Son yıllarda uçak koltuğu imalatçıları, ‘business class’da koltuğun konforunu artırarak, ‘ekonomi class’da ise koltuğun ağırlığını azaltarak havayolları için cazip olmaya çalışıyorlar.

 

Dünyada son 20 yıldır, geniş gövde uçakların business koltuk mesafesi iki katına çıkarılırken, yeni slim (ince arkalı) koltuklar gerekçe gösterilerek ekonomi koltuk mesafesi 10 cm kadar daraltılmıştır. Kabinde en çok inovasyon gören business koltukları ve IFE (uçak içi eğlence sistemi) iken, konfor anlamında ekonomi koltukları ‘en ihmal edilen’ olmuştur. Ekonomi koltuk tanıtım broşürlerine baktığımızda, asıl vurgunun ‘konforu düşürmeden ağırlık azaltımı’ olduğunu görüyoruz, sanki konfor olabilecek maksimumdaymış gibi. Demek ki ekonomi koltuk konforu artışı, artık imalatçılar için hedef olmaktan bile çıkmış.

 

Oysa, ne servis edersek edelim, ne en iyi IFE, ne en lezzetli yemekler; özellikle uzun uçuşlarda yolcuların uyumaya, koltuk üzerindeki pozisyonlarını değiştirmeye ihtiyaçları var. Yolcu memnuniyeti için, sertifikasyon konuları, ağırlık/maliyet artışı, ilave bakım ve operasyon problemleri vb tüm zorluklarına rağmen tasarım konularının önceliği, ana gelirimiz business yolcuları olmasına rağmen, ‘uzun yol ekonomi class yolcuları’ olmalıdır. Koltuklarda ağırlık azalmasıyla tasarruf ediyoruz ancak bunun yolcuya dönüşü olmuyor. Yolcu, koltuğun ağırlığıyla ya da bakım zorluğuyla ilgilenmiyor, yolcu yalnızca özellikle uzun yol ekonomi koltuklarında konfor talep ediyor. Koltuk ağırlıklarındaki azalma, bize konforu artırma ve yaygın yolcu şikayetlerini çözecek dizayn alanları yaratıyor. Maliyeti başka kazanımlarımızla dengeleyerek, ekonomi koltuklarında endüstriye katma değer getirmeliyiz. Yolcu sayısını düşürmeden, makul maliyetler içinde kalarak, sertifikalı ve üretilebilir koltuklar ile, ekonomi yolcularımızın konforunu artırabilir, endüstride ses getirecek atılımlar yapabiliriz.

 

Koltuk konfor özellikleri

Konfor artışı için yolcuların uçağa gelirken yanlarında taşıdıklarına bakarak, uçuşta en çok neye ihtiyaç duyduklarını gözlemleyebiliriz; mesela uzun yolda boyun yastığı taşıyorlar; zaten endüstride mevcut koltuk başlıklarının özellikle uyuyan yolcunun başını ve boynunu desteklemediği bir sır değil. Demek ki koltuk başlığını boyun yastığı şeklinde sunarsak yolcu konforunu artırabileceğiz: Adına U-Başlık diyelim: U şeklinde olsun, havayla şişirilsin, boyuna göre ayarlanabilsin, hatta farklı açılarda kilitlenip başa yandan da destek verebilsin.

 

Mevcut bel destekleri de yetersiz; çok derinde olduğu için hissedilemiyor, dolayısıyla yolcular tarafından verimli kullanılamıyor. Dağıtılan yastıklar ise oturma minderine oturduğundan zaten yolcunun en büyük şikayeti olan dar diz mesafesini daha da daraltıyor. Bel desteğini derinlere gömmeyelim, koltuk sırtının içinde boşluk bırakıp, dışarıdan ayrı parça olarak monte edelim, adına da Dış-Bel Desteği diyelim : Dış-Bel Desteği şişirilmediğindeki min boyutlarıyla sırt minderi ile aynı hizada olsun. Kıvrılabilen yan kanatları ise yolcunun belini yanlardan da desteklesin. Görmek inanmaktır mantığıyla, koltuk kılıfından ayrı bir dizayn ile yolcunun dikkatini daha oturmadan Dış-Bel Desteği’nin varlığına çekelim.

 

Mevcut kabin şartlarında yolcu konforunda yapabileceğimiz bir iyileştirme daha var ki yalnız konforla da sınırlı değil; hayati bir öneme sahip: Literatürdeki adı Ekonomi hastalığı /Pulmonary Thromboembolism olan. Uzun uçuşlarda kanın aşağıda göllenmesi nedeniyle bacak toplardamarlarında oluşabilen pıhtı (staz), koparak kalbe ve oradan da akciğere giderek ölüm riski yaratması durumuna verilen isimdir. Hekimler, bacaklardaki kasların kasılarak kanı yukarı doğru pompalaması için yolculara yürümelerini önermektedir. Ancak diğer yandan bildiğiniz gibi, operasyonel ve güvenlik sebepleriyle, yolcuların uçakta gezinmeleri de havayolları tarafından teşvik edilmemektedir.

 

Bu durumda piyasada oturduğu yerde yürüme egzersizi yaptıran aletlerden ilham alarak, pedal ya da aynı işlevi görecek benzer direnç aletlerini platform içine gömerek uçak zeminindeki raylara bağlayabilir ve yolcularımızın üst kayar kapağı kendilerine doğru çekme suretiyle açığa çıkacak pedallarda dilediği zaman yürüme egzersizi yapmalarını sağlayabiliriz.

 

Kabin

Açıkçası çok uzun zamandır, endüstride beni heyecanlandıran bir kabin inovasyonu olmadı; kabinde herşey birbiriyle içiçe, kayda değer bir değişim domino etkisi yapıyor ve diğer alanlarda da değişiklik gerektiriyor, ki endüstrideki değişimi kısıtlayan tutuculuğun asıl sebebi de budur. Koltuğu etrafındaki yapılardan ayrı tutamayız. Tüm kabin üniteleri -mutfaklar, tuvaletler, mutfak ekipmanları- inovasyona dahil edilmeli. Biz, havacılık işindeki herkes bir araya gelmeli ve uçağın dörtte üçünü baştan tasarlamalıyız. Uzun yolda kan dolaşımını desteklemenin, yeni konforlar sunmanın, yolcuya geniş alanlar vermekten daha kolay yolları olmalı. Koltuktan beklenti yol boyu değişiyor, demek ki koltuğun sürekli değişebildiği bir dizayna ihtiyaç var; yani esnek koltuk. Ancak bütün bunlar, uzun yol ekonomi yolcularının konforunu gerçek anlamda artırmak için koltukların da ötesinde, uçak kabin yerleşiminde iyileştirme gerektiriyor. 30, 40 yıldır aynı koltuk konsepti, aynı ikram konsepti kullanılıyor, artık değişim zamanı geldi geçiyor.

 

Özellikle geniş gövde uçaklarda yolcu bagajları kargo bölümünde kısıtlı bir alanı kaplıyor; kabinde 1cm için binbir mücadele verirken, kabinin altındaki boş alanlar: mutfak, belki tuvaletlerin dahi kargo bölgesine taşınması gerektiğini düşündürüyor. Eğer mutfak ekipmanlarını yalnız uçuşun 2-3 saatinde kullanıyorsak, neden tüm uçuş süresince onları koltuk koyabileceğimiz lokasyonda tutuyoruz ki? Ayrıca trolley’ler servis için ideal mi, yoksa yiyecek dağıtmanın daha farklı ve daha kolay başka yolları da olabilir mi; yeni kabin dizaynında çıkış noktamız yeni ikram konsepti olmalı. Kabinde hiçbir şey depolanmamalı, kirli ya da yedeklerin yolcu koltuğu takılabilecek alanları kaplaması yanlış.Tüm geniş gövde uçaklarda kargo bölgesine taşınmış ve daha az ekipmanın yeterli olduğu mutfaklar, uçak imalatçıları tarafından standart opsiyon olarak sunulmalı. EASA hem mutfak hem tuvaletlerin, FAA ise yalnız mutfakların kargo bölgesine taşınmasına izin veriyor. Böylelikle havayolları, yolcularını sıkıştırmadan, mevcut kabine daha çok koltuk koyabilecek ve geliriyle de ekonomi koltuklarının iyileştirilmesi için kaynak yaratabileceklerdir.

 

Türk havacılık sektörünün bugün geldiği nokta, yolculara rahat edecekleri kabinleri sunmak için endüstrideki dizaynlar ile sınırlı kalmadan, inovasyon konusunda imalatçılarla işbirliği yaparak, dünya havayolları içinde başı çekmenin mümkün kılınmasıdır. Kısa vadede, endüstride ses getirecek atılımlara, yolculara dünyada eşi olmayan konforu sunan, özel uzun yol ekonomi koltukları sunarak başlanabilir.

Önerdiklerimiz

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği