İtalya’nın Dokuz Kanatlı, Sekiz Motorlu Devasa Deniz Uçağı : “Caproni Ca.60”
Günümüzdeki modern uçak teknolojisinin oluşmasını sağlayan basamaklarda 1900’lü yılların başlarında havacılık tutkunu cesur öncü insanların olağanüstü gayretleri vardır. Bazı çılgın havacılık tutkunları uçabilmek adına aklın alması zor işler için emek ve para harcamışlar. Bu yazımda okurlarıma başarısız olmuş devasa bir deniz uçağını ve onun havacılık tutkunu olan üreticisini tanıtmak istiyorum.
Giovanni Battista Caproni, 1908’de, henüz 22 yaşında iken, “Societa Italiana Caproni” adındaki uçak üretim şirketini kuran bir İtalyan havacılık öncüsüydü. Çevresinde kısaca ‘Gianni’ olarak bilinen 1886 doğumlu Caproni, üniversiteden inşaat mühendisi olarak mezun oldu. Ancak Caproni havacılığa tutkun olduğu için, bina değil, uçak üretmek istiyordu. Kurduğu şirketin geliştirdiği ilk uçak prototipi “Caproni Ca.1” idi ve ilk uçuşunu 1910’da yaptı. Gianni Caproni’nin şirketi, Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında çok sayıda askeri uçak tasarlayıp üretti. Ca.6 sayılı uçak 1911 yılında üretildiğinde bir yenilik olarak yerde ayarlanabilen pervane palleri hatve açısını getirmişti (variable-pitch propeller).
Caproni’nin başarılı şirketi birinci dünya savaşından sonra, mevcut askeri uçakları sivil maksatlara uyarlamak yerine yeni uçaklar tasarlamanın daha iyi olacağına inandı ve sivil uçak tasarımına geçti. Tasarlayıp ürettiği tüm uçakların tip adı “Ca.1”den başlayarak numaralanıyordu. Ca, Caproni adının ilk iki harfinden geliyordu. Cumhuriyetten sonra Türkiye’de uçak üreten Merhum Nuri Demirağ da ürettiği uçakları “Nu De” olarak numaralandırarak adlandırıyordu.
“Ca.60 Transaereo” bunlardan 60. olanıydı yani, bunun gerisinde 59 değişik tip uçak üretiminin deneyimi vardı. Ne yazık ki, bu ilginç devasa deniz uçağı Ca.60, ilk deneme uçuşunda talihsiz bir kazanın kurbanı oldu. Ca.60, yolcuları Akdeniz ve Atlantik boyunca taşımak için tasarlanmış bir uçan tekneydi. Aynı zamanda “Capronissimo” olarak da biliniyordu. 100 yolcu kapasiteli, sekiz adet 400 beygir gücündeki “Liberty L-12” motorlarıyla güçlendirildi. Bu, Amerikan üretimi V-12 silindirli, 27 Litre’lik bir motordur. Dokuz adet 3 katlı kanatları 30 metre açıklığa sahipti. Uçak, temel olarak su üzerinde stabilite sağlamak için ana gövdenin sol ve sağındaki iki şamandırası vardı. Yüksekliği 9 metreden fazlaydı ve boş ağırlığı 15.000 kg, maksimum kalkış ağırlığı 25.000 kg idi. Saatte 87 mil (140km/s) maksimum hıza ve 68 mil (110km/s) seyahat hızına sahip olacağı hesaplanmıştı. Gövdedeki ana yakıt deposu, yakıtı motorların yerçekimi ile besleyeceği, besleme tanklarına pompalanıyordu. Yolcular, ana kabinin içinde bölünmüş kapalı kabinlerde (kompartman) ahşap sıralara oturtulmuş olacaklardı. Her kabinde, birbirine bakan iki sıra ile yapılandırılmış dört koltuk bulunuyordu. Çok karmaşık, iddialı, görenleri hayrete düşüren ilginç bir tasarım olmasına karşın, ilk uçağın üretimi sadece 18 ay sürdü. Milano’nun kuzey-batısındaki Maggiore Gölü kıyısındaki bir hangarda inşa edildi ve 1921 Ocak ayının sonunda tamamlandı. Kısa bir süre sonra göl üzerinde denemelere başlandı. Teknik olarak, ilk uçuşu Şubat 1921’de yapıldı, ancak bu, su üzerinden 3-5 metre kadar havalanan çok kısa bir denemeydi. Bu ve diğer denemelerde bir takım teknik sorunlar tespit edildi ve bu sorunları giderecek gerekli teknik değişiklikler yapıldı.
İlk gerçek deneme uçuşu 4 Mart 1921’de yapıldı. Ne yazık ki, bu ilk uçuş C.60’ın son uçuşu da oldu. Deneme uçağın içinde bir pilot ve iki mühendis olmak üzere sadece üç kişi vardı. Pilot Federico Semprini, askeri pilot eğitmenliği yapmış deneyimli bir pilottu. Uçağa, yaklaşık 60 yolcunun ağırlığını karşılamak için kum torbaları (balast) yüklendi. Motorlara tam gaz verilince göl üzerinde hızlanarak havalandı. Ne var ki, uçağın ağırlık merkezi geriye kaymıştı, burun kumanda edilemez şekilde yukarıya kalkıyor, pilot bunu kumandalarla önleyemiyordu. Yaklaşık 60 - 70 feet yüksekliğe ulaştı. Sonunda stall’a giren uçağın önce kuyruğu sonra ana gövdesi suya çarparak hasarlandı. Batmaması için önceden hazır bekleyen romörkör ve diğer tekneler hızla uçağın yanına gelerek halatlarla bağlandı ve kıyıya çekildi, ancak bu çekme operasyonu sırasında da ilave hasarlar aldı.
Kazadan sonra şirketin pilot ve mühendisleri kaza nedeni olarak birkaç teori üretti:
Balast için yüklenen kum torbaları, uygun şekilde sabitlenmediği için, kalkış için hızlandığında arkaya kayarak uçağın dengesinin bozulmasına ve sonunda stall’a girip düşmesine neden olması.
Yapının yeterli stabiliteyi sağlayamadığı ve güçsüz olduğu, bunun bazı tasarım hatalarından kaynaklandığı.
Çok hızlı tırmanması nedeniyle buna dayanamayan bazı ana yapı bileşenlerinin kırılması.
Ca.60 sadece bir adet üretildi ve ilk uçuş kazasında ve kaza sonrası çekilmesi sırasında ekonomik olarak onarılamayacak kadar ağır hasar gördü, bu yüzden bir daha asla uçamadı.
Ca.60’ın bazı parçaları Venedik’in kuzey batısındaki Trento şehrinde “Gianni Caproni Havacılık Müzesi”nde (Museo dell’Aeronautica Gianni Caproni) sergileniyor. Bu müze, 1927 yılında Bay Caproni ve eşi Timina Caproni tarafından kurulmuş olup İtalya’nın en eski havacılık müzesidir. Müzede sergilenen Ca.60 deniz uçağının parçaları arasında bir motor, kontrol paneli ve şamandıralar da yer alıyor. Societa Italiana Caproni şirketi 1950’de kapanana kadar, başarılı bir şekilde çok sayıda, taşıma, deniz, askeri ve eğitim uçakları tasarlamaya ve üretmeye devam etti. Şirketin kurucusu ve patronu olan Bay Giovanni Caproni, şirketin kapanmasından 7 yıl sonra Ekim 1957’de 71 yaşında iken öldü.
Kaynak:https://simpleflying.com/caproni-ca-60-italy-floating-triplane-story/