Değerli Teknisyenlerimiz,
Şubat ayında dernek yönetim kurulu üyemiz Hakan Kurt ile birlikte Dubai’de gerçekleşen MRO Middle East fuarına UTED’imizi ve Hava Aracı Bakım Teknisyenlerini temsilen katıldık. Havacılık bakım, onarım ve revizyon (MRO) sektörü, küresel ölçekte büyümeye devam ederken, bölgesel pazarların dinamiklerini anlamak ve yeni iş birlikleri geliştirmek giderek daha da önemli hale geliyor. Bizler de fırsat buldukça bu ve benzeri fuar ve organizasyonlarda çok değerli Hava Aracı Bakım Teknisyenlerimizi layıkıyla temsil edebilmek için elimizden geleni yapmaya gayret gösteriyoruz. Yakaladığımız başarı ve ivmeyi devam ettirmekte kararlıyız. Özellikle UTED International dergimizin yurtdışı dağıtım firma çeşitliliğinin üç yüzlerin, dijital erişimin de yedi binlerin üzerine çıktığını büyük bir gurur ve mutlulukla ifade edebilirim. Önümüzdeki ay da MRO Americas ve WATS 2025 organizasyonlarına katılarak Amerika kıtasına ulaşacağız. Fuar ile ilgili detayları dergimizin içerisindeki fuar yazımızda bulabileceksiniz.
Son dönemde gündemde olan ve Havacılık sektörünü yakından ilgilendiren bir hususa da dikkat çekmek istiyorum. Şu anki kanunlar çerçevesinde sağlık çalışanları, güvenlik çalışanları ve turizm çalışanları günlük yaklaşık 12 saat çalışabiliyorlar. Bu noktada havacılık sektörü işverenleri de tüm sektörü kapsayacak bir çalışma ve beklenti içerisindeler. Konu ile ilgili ilk olarak Kasım 2024 yılında gerçekleşen TOBB Sivil Havacılık Meclisi, daha sonrasında da 2025 yılında gerçekleşen ilk komisyon toplantılarına iştirak ettik. Bu toplantılarda konuya mesleki olarak bakıp gerçek ihtiyaç analizini, teknisyenlerimizin çalışma zorluklarını, büyük metropollerdeki trafik ve zaman problemlerini ileterek akademik veriler ışığında raporlarımızı sunduk. Avrupa’da ve dünyanın çeşitli yerlerinde benzer örnekleri olan (4 gün çalış - 4 gün dinlen sistemleri gibi) çalışma formüllerinin bizim ülkemizde ne denli verimli olabileceği, şirketlerimizin süreçleri ve oluşabilecek riskleri ne oranda sahipleneceği konusunda çekincelerimizi ilettik. Sektöre destek olacak her çalışmayı özenle inceleyip desteğimizi sürdürürken, teknisyenlerimizin mesleki gelişimleri aleyhine olabilecek tüm süreçler karşısında da tavrımızı net bir şekilde ifade etmeye devam edeceğiz. Konu sadece teknisyenleri değil, tüm havacılık çalışanlarını ilgilendirdiğinden, umuyoruz ki diğer sivil toplum kuruluşlarımız da konuyu detaylı bir şekilde inceler ve ona göre hareket ederler.
Dergimiz baskıya çıkmadan hemen önce, 6 Mart 2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan İş Yerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi ile İlgili 2025/3 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile aslında sektörümüzde de yaşanan mobbing vakaları ile ilgili önlemler alınması gerekliliği daha da ön plana çıkmıştır. İş yerlerinde gerçekleşen psikolojik tacizin hem personel üzerinde yarattığı negatif etki hem de iş performanslarında düşüşe sebep olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir. Bu noktada işverenlerin alacağı önlemlerin yanında, ilgili sivil toplum kuruluşlarının da çalışan personeli bilgilendirmesi, süreç yönetimi için destek olması gerekmektedir.
Değerli Kadınlarımız,
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne yaklaşırken, cinsiyet ayrımcılığı, bireylerin toplumsal cinsiyet rolleri ve normları nedeniyle hak ve fırsatlardan eşit şekilde yararlanamaması katlanılamaz bir hal almaktadır. Kadınlar, eğitim, çalışma hayatı ve siyaset gibi birçok alanda ayrımcılığa maruz kalmakta; kaynaklara erişimde, karar mekanizmalarına katılımda ve ekonomik bağımsızlıklarını sağlamada erkeklere kıyasla dezavantajlı konumda bulunmaktadır. Geleneksel toplumsal roller, kadınların eğitimde belirli meslek alanlarına yönlendirilmesine neden olurken, iş hayatında düşük statülü, düşük ücretli ve güvencesiz işlerde çalışmalarına yol açmaktadır. Ayrıca, kadınlar iş yerinde psikolojik taciz (mobbing), eşit işe düşük ücret ve terfi engelleri gibi sorunlarla sıkça karşılaşmaktadır. Maalesef sektörümüzde de benzer sıkıntıların yaşandığı aşikardır. Cam tavan engeli, kadınların üst yönetim kademelerine ulaşmasını zorlaştırırken, ekonomik kriz dönemlerinde işten çıkarılmalarda da öncelikli olarak kadınlar tercih edilmektedir. Cinsel taciz ve saldırı, kadınların iş yaşamındaki en büyük sorunlarından biri olup, çalışma hayatından uzaklaşmalarına veya kariyerlerinde ilerlemelerinin önüne geçilmesine neden olmaktadır. Bu sorunlarla mücadelede, hukuki düzenlemelerin güçlendirilmesi, toplumsal farkındalığın artırılması ve kadınların ekonomik ve sosyal hayatta daha güçlü bir konuma gelmesini sağlayacak politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir.
UTED olarak her zaman eşitlik ilkesinde hareket ederek, cinsiyet ayrımcılığının sadece bireysel bir sorun değil, toplumsal bir eşitsizlik meselesi olarak ele alınması ve toplumun tüm kesimlerinin ortak mücadelesiyle ortadan kaldırılması gerektiğini savunmaktayız. Bu bağlamda tüm kadınlarımızın 8 Mart Kadınlar Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum.
Saygılarımla;