Trier, Almanya’nın en eski şehirlerinden biridir ve tarihi, Roma İmparatorluğu’na kadar uzanır. Moselle Nehri’nin kenarında yer alan bu şehir, M.Ö. 15 yılında Roma İmparatoru Augustus tarafından kurulmuştur. Trier, Almanya’nın batısında, Luxemburg sınırına oldukça yakın bir konumda bulunur.
Almanya’yı çok severim. Trier’i ise bir başka…
Bu ay Almanya’nın en az bilinen ancak en eski, tarihi ve oldukça turistik bir şehri olan Trier’deyim. Trier’e direkt uçuş yok, bu nedenle önce uçakla Luxemburg’a gidiyorsunuz. Oradan trenle Trier’e ulaşabiliyorsunuz.
Trier, Moselle Nehri (Ren Nehri’nin bir kolu) kenarında Roma İmparatoru Augustus tarafından M.Ö 15 yılında kurulmuş ve tarihi Antik Roma İmparatorluğu’na kadar dayanan bir şehirdir. Şehrin tarihi, M.Ö 4. yüzyılın sonlarında Keltlere kadar dayanıyor. Roma İmparatorluğu’nun en önemli şehirlerinden olan Trier’de bulunan birçok tarihi yapı, 1986 yılında UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınmıştır.
Trier’in başlıca gezilecek yerlerine gelince:
Porte Nigra: Latincesi ‘Kara Kapı’ anlamına gelir. M.S 2. yüzyılda yapılmış. Alplerin kuzeyinde yer alan en büyük Roma şehir kapısı burasıdır. Tamamı toplam 4 adet olan kapılardan günümüze kadar tek ayakta kalan kapı işte bu kapıdır. Trier’in ayrı bir özelliği de Karl Marx’ın doğduğu evin burada bulunmasıdır. Üç katlı, oldukça sade bir ev burası. 1727 yılında yapılmış. Karl Marx, 5 Mayıs 1818’de burada doğmuş. Dışı beyaz boyalı ve yeşil panjurlu bir evdir. Evin içinde çok sevimli bir avlu bulunmaktadır. Ev müze olarak kullanılmaktadır. İçeride kişisel eşyaları ve kitapları yer alıyor. Ayrıca evde bulunan birçok panoda Marx’ın hayatı anlatılmaktadır. Üst katta, Berlin Duvarı’ndan bir parça da sergileniyor. Şehirde ayrıca bir Marx anıtı da yapılmış. Anıt, Porta Nigra’nın yanında bulunan şehir müzesinin bahçesinden çıkınca karşınıza çıkar.
Trier ufak bir şehir. Ana meydanının adı Hauptmarkttır. Bu meydanda oldukça tarihi binalar yer almaktadır. Şehrin ara sokakları tam da burada birleşir. Oldukça canlı bir yerdir. Noel pazarları da burada kurulmaktadır. Ayrıca, 1595 yılında Aziz Peter adına yaptırılan renkli bir barok çeşme de burada bulunmaktadır.
Forum Hamamları: Roma İmparatorluğu dönemine ait halk hamamları burada yer almaktadır. Dışı camekanlarla kaplı bir yerdir burası.
İmparatorluk Hamamları: Lüks bir hamam ve eğlence tesisi olan hamam burasıdır. Daha çok Roma elitleri için yapılmıştır. Burada bulunan müzenin önündeki heykel dikkat çekicidir. Konstantin Ayağı adını taşır. Hristiyanlığı ilk kez kabul eden ilk Roma İmparatoru Birinci Konstantin’e ithaf edilmiştir.
Ren Bölgesi Müzesi: Burası, Roma döneminden Orta Çağ’a kadar uzanan bir dönemi kapsayan birçok sergiye ev sahipliği yapmaktadır.
Trier Aziz Petrus Katedrali: Trier’in en eski kilisesidir. M.S 4. yüzyılda yapılmıştır.
Trier Amfi Tiyatrosu: Dünyanın en büyük Roma amfitiyatrosundan birisidir burası. Gladyatörlerin şan için savaştığı bir tiyatrodur. M.S 2. yüzyılda yapılmıştır.
Trier, günümüzde sanat ve ticarete dayalı bir ekonomiye sahip canlı bir şehirdir. Bir diğer özelliği de 2. Dünya Savaşı sırasında müttefik devletlere ait savaş uçakları tarafından bombalanmamış olan nadir Alman kentlerinden birisidir. İlginç bir bilgi de Luxemburg’a bu kadar yakın olduğu için, Trier’de oturup Luxemburg’a çalışmaya giden oldukça çok insan olduğudur.
Trier adeta bir açık hava müzesidir. Tarih yüklü ve çok etkileyici bir Alman kentidir. Mosel Nehri boyunca birçok kafe ve oturma yeri yer alır. Trier’de bir de Römer Express vardır, ona da değinmeden edemeyeceğim. Bu, bir ufak gezinti trenidir. Tüm şehri size 35 dakikada gezdirir. Ücreti de 7 eurodur.
Trier’i ziyaret edin. Kesinlikle öneriyorum. Tüm Almanya’yı baştan başa gezmiş bir kişi olarak, Trier beni hep çok etkilemiştir. Nedeni mi? Tarih yüklü bir kent oluşu, yemyeşil doğası, küçük ama çok dolu bir şehir oluşu. Öte yandan Brüksel ve Luxemburg arasında çok merkezi bir yerde bulunması. Ayrıca, 1970 yılında kurulmuş olan Trier Üniversitesi ile bir üniversite kenti olması da ayrı bir özelliktir.
Gördüğünüz gibi, kendi küçük ama tarihi, kültürü, etkileyici doğası ile oldukça büyük bir kent burası. Trier’i görün, inanın çok beğeneceksiniz.