Thumbnail
  • 15.08.2024

Bulutların ardında veya gecenin karanlığında, pilotlar nasıl güvenle uçaklarını piste oturtabilir? İşte bu noktada Aletli İniş Sistemi (Instrument Landing System) devreye giriyor. Peki, ILS nedir, nasıl çalışır ve havacılıkta neden bu kadar önemlidir? Bu yazımda, ILS sisteminin tarihini ve bileşenlerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

Aletli İniş Sistemi, iniş için yaklaşma sırasında pilotlara dikey ve yatay kılavuzluk sağlamak için radyo dalgaları kullanan hassas bir yardımcı seyrüsefer sistemidir. ILS testleri 1929 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde başlamış, Jimmy Doolittle kokpitten dışarı referansları olmadan sadece aletleri kullanarak bir uçağı havalandıran, uçuran ve indiren ilk pilot olmuştur. Amerika Birleşik Devletleri Sivil Havacılık Kurulu, 1941 yılında sistemin altı noktada kurulmasına izin vermiştir. ILS kullanan tarifeli bir ABD yolcu uçağının ilk inişi ise 26 Ocak 1938’de PennsylvaniaCentral Havayollarına ait Boeing 247-D’in Washington D.C.’den Pittsburgh’a uçması ve yalnızca ILS sistemini kullanarak kar fırtınasında gerçekleştirilmiştir. II. Dünya Savaşı sonrası, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün (ICAO) kurulmasıyla birlikte ILS, alternatiflerine kıyasla standart bir radyo seyrüsefer sistemi olarak kabul edilmiştir.

Şimdi gelelim bu sistemin nasıl çalıştığına. ILS toplamda dört ayrı bileşenden oluşmaktadır. Bunlardan ilki localizer (LOC) azimut kılavuzluğu sağlarken, glideslope (GS) doğru dikey iniş profilini göstermektedir. Diğer sistemler ise marker beacon ve yaklaşma ışıklandırma sistemidir.

Localizer (LOC)

Localizer sinyalleri 108.10-111.95 MHz frekans aralığında yaklaşma yönüne göre pistin sonuna yerleştirilen verici sistemlerinden gelmektedir. Uçağı yatay olarak yönlendirerek pilotların kendilerini piste göre hizalamasını sağlar.

Glideslope (GS)

Glideslope, ILS içerisinde pilota dikey rehberlik sağlayan kısımdır. Bu sinyal, uçağın threshold noktasına uygun açıda alçalmasını sağlamak için 329 ve 335 MHz arasında bir frekansta yayın yapar. Glideslope açısı frekansları, localizer ile eşleştirilir; bu da pilotun yalnızca tek bir frekans ayarlaması anlamına gelir.

Marker Beacon

Marker Beacon Marker sistemi, uçak ve threshold arasında mesafe belirlemek için kullanılan radyo seyir sistemidir. Eğer uçak marker üzerinden geçerse, bu sistem uçuş ekibine mors koduyla oluşan sesli sinyaller ve renkli görsel uyarılar verir. Bu görsel uyarılar sırasıyla:

• Outer Marker: Mavi

• Middle Marker: Sarı

• Inner Marker: Beyaz sinyaller verir.

Approach Lighting System (Yaklaşma Işıklandırma Sistemi)

Yaklaşma ışıklandırma sistemi, aletli uçuştan görerek uçuşa güvenli geçiş için pilota pist ortamını görsel olarak tanımlamasına ve bir yaklaşmada belirtilen bir noktaya vardığında uçağı pistle hizalamasına olanak tanır.

Ayrıca, ILS sistemleri farklı kategorilere ayrılır. Her kategori, farklı minimumlarla ilişkilendirilir:

CAT I

a. 60 m’den (200 ft) daha düşük olmayan bir karar yüksekliği; ve

b. 800 metreden az olmayan bir görüş mesafesi veya 550 metreden az olmayan bir pist görüş mesafesi.

CAT II

a. 60 m’den (200 ft) daha düşük, ancak 30 m’den (100 ft) daha düşük olmayan bir karar yüksekliği; ve

b. 300 m’den az olmayan bir pist görüş mesafesi.

CAT IIIA

a. 30 m’den (100 ft) daha düşük bir karar yüksekliği veya karar yüksekliği olmayan; ve

b. 175 m’den az olmayan bir pist görüş mesafesi.

CAT IIIB

a. 15 m’den (50 ft) daha düşük bir karar yüksekliği veya karar yüksekliği olmayan; ve

b. 175 m’den daha az ancak 50 m’den daha az olmayan bir pist görüş mesafesi.

CAT IIIC

Karar yüksekliği ve pist görüş menzili sınırlaması yok.

Sonuç olarak, ILS havacılığın her alanında kritik rol oynayan, uçuş güvenliğini artıran, havalimanı operasyonlarını optimize eden ve pilotlara doğru yönlendirmeyi sağlayan bir sistemdir. ILS teknolojisi, sürekli gelişen havacılık sektörüyle birlikte yeniliklere açık bir alandır. Gelişmiş dijital ve uydu tabanlı sistemlerin entegrasyonu, ILS’nin hassasiyetini ve güvenilirliğini daha da artıracaktır. GNSS (Küresel Navigasyon Uydu Sistemi) gibi alternatif sistemlerle birlikte kullanıldığında, uçuş operasyonlarının esnekliği ve verimliliği artacaktır.

Önerdiklerimiz

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği