1985 yılından beri Türk Hava Yollarında çalışan İsmail Avcıoğlu uçak teknisyenliğinde prosedürlerin her zaman ciddiye alınmasının gereğini vurguluyor ve kazanılan tecrübelerin maliyetlerinin yüksekliğini hatırlatıyor.

UTED: Havacılık, hatta uçak teknisyenliği mesleğini nasıl seçtiniz? Hedefleriniz arasında mıydı?
İsmail Avcıoğlu: Aslında hayır. Ben lisede okuduğum motor bölümü gereği, araç teknisyeni olarak çalışmayı düşünüyordum. Hatta stajımı da bir otomobil servisinde yapmıştım. O dönemlerde ufkum otomobille sınırlıydı. Uzak hedeflerim arasında da bir gün bir teknik servis açmak vardı. Havacılık ilgi alanıma girmiyordu. Ancak tevafuklar yönümüzü değiştirdi.


UTED: Nasıl havacılığa yöneldiniz?
İsmail Avcıoğlu: Askerliğimi havacı olarak yaptım. Bu sırada dikkatimi çekti. İlk bindiğim uçak askeri bir uçaktı ve uçaktan paraşütle indim. Kayseri’deki askerliğim sonrası İstanbul’da Man Fabrikası’nda çalışmaya başladım. Man’da çalışırken Türk Hava Yolları’nın elaman almak için sınav açtığını öğrendim ve sınavı kazanarak burada çalışmaya başladım. Hiç aklımda olmayan bir işe girmiş oldum.


UTED: 30 yıldır yaşanan birçok ilginç olay vardır. Sizi en çok etkileyen, en çok tecrübe kazandıran olay hangisidir?
İsmail Avcıoğlu: 1990’lı yılların başında yaşadığımız bir olay benim mesleğe bakış açımı değiştirdi. Prosedürlerin önemini kavramama ve yaptığımız işe daha bir ciddiyetle eğilmeme neden olan bu tecrübemi anlatayım. A310 Airbus uçağının bakımının son aşamasına gelinmişti ve yakıt almak için uçağı dışarı çıkaracaktık.Yakıt kaçaklarıyla oldukça fazla zaman harcadığımızdan uçakta yakıt kaçağı olup olmayacağının önceden tespit edilmesi isteniyordu. Bakım eski hangardaydı. Uçak yerde ve iniş takım emniyet pimleri takılı durumdaydı. Uçağı burun iniş takımından dolly vasıtasıyla bir miktar yukarı kaldırıp,kuyruk hangar dışına çıkana kadar çıkaracaktık. Herşey hazırlandı ve uçağı traktör ile geri itmeye başladık. Yaklaşık 10 metre kadar hareket ettikten sonra burun iniş takımı öne doğru toplanarak dolly üzerine çöktü. Önce müthiş bir sessizlik oldu. Sonra bağırış, çağırış… Herkes çok korktu. Bende kokpitte bulunuyordum. Korku ve endişemiz had safhadaydı. Allahtan hiç kimseye bir şey olmadı.Yapısal hasara ramak kala bu olayı atlattık.

UTED: Uçak neden çöktü?
İsmail Avcıoğlu: Burun iniş takımında teloscopicstrut değişimi sonrası alver testi yapılmamış. Aslında uçak yerde iken iniş takımlarının emniyet pimleri takılı olması, bizlere iniş takımlarının açıkta kilitli olduğunu gösterir.Bizlerin farkında olmadığı şey; burun iniş takımı açıkta kilitli olmadan da emniyet piminin takılabiliyor olmasıydı. Bu uçaklardaki burun iniştakımı açıktakilitleme sistemi hydrolik basıncıyla telescopicstrut içindeki mekanizmanın mekanik kilitlemesini sağlıyor.Telescopicstrut içindeki mekanik kilitleme aynı zamanda uçak tekerleri yerden kesildiğinde burun iniş takımını geriye doğru vereceğiniz belirli bir kuvvet ile kilitleme sesini
duyabilirsiniz. Emniyet pimini dışarıdan takarak ikinci bir emniyet yapmış oluyorsunuz.

UTED: Kıssadan hisse…
İsmail Avcıoğlu: Sonuç olarak bizler AMM bakım prosedürünü sonuna kadar uygulamış olsaydık böyle bir kaza yaşanmayacaktı. Hasar tamiri bir ay gibi sürede yapılıp uçak sefere verilebildi. Bizlerede maliyeti yüksek bir tecrübe kaldı.

UTED: İşiniz aile hayatınızı etkiledi mi?
İsmail Avcıoğlu: Bizim birimimizin hafta sonu tatili bir gün olsun vardır. Bu nedenle vardiya sistemi dolayısıyla hafta içi kaçırdığımız birlikte olma fırsatlarını hafta sonu bulabiliyoruz. Aslında benim revizyonda kalmamın sebeplerinden biri de bu özelliğidir.


UTED: Sizin hafta sonu bir gününüz varsa belki hobi için de fırsatınız olmuştur…
İsmail Avcıoğlu: Zaman zaman balık tutarım. Fırsat buldukça arkadaşlarla Boğaz’da,Saray Burnu’nda ve
Galata Köprüsü’nde balık tutmaya gidiyor ve günün stresi atıyorduk.Oltayı atıp balık gelmesini beklemek tüm stresinizi alır. “Balık geldi,kaçtı”derken güzel vakit geçiriyorsun…Ancak uzun bir süredir zaman ayırıp  gidemiyorum. Benim için ikinci bir meşgalem var. Yazlıkta bahçede kendime bir uğraş bulup birşeyler yapmaya çalışıyorum.Bahardan başlayıp yaz sonuna kadar meyve ve sebze ile uğraşıyorum.Yapacak birşeyler mutlaka çıkıyor.


UTED: Sizin uçak teknisyeni tanımınız nedir?
İsmail Avcıoğlu: Çok kısaca; “yaptığını yazan, yazdığını mühürleyen adamdır…” İşimiz gereği yaptığımız her
işlemi yazmamız ve yazdığımızı da mühürlememiz gerekir. İşi yaptığımıza dair imzamızı atmalıyız. Bu işlemi de yaparken zamanlamaya dikkat ederek “anında” yapmalıyız. Çünkü özellikle uzun süren ve birden fazla vardiya alan işlerde hangi adımda kalındığı ancak bu sayede bilinebilir.


UTED: Peki az önce anlattığınız hatıranızdan da hareketle genç arkadaşlara tavsiyeleriniz nelerdir?
İsmail Avcıoğlu: Mesleğe yeni girmiş teknisyen arkadaşlara tavsiyem sorumluluk almakta kaçınmamaları… Çünkü sorumluluk insanları başarıya götürür.Gerekli emniyet tedbirlerini almaları da çok önemli… Unutulmasın ki çalışırken “birşey olmaz”diye düşündüğünüz herşey, “sorun” potansiyeli taşır ve büyük ihtimalle istenmeyen “birçok şeyler” olur.

 

İSMAİL AVCIOĞLU
1961 yılında Tekirdağ’da doğdu. İlkokulu Tekirdağ’da bitirdikten sonra orta öğrenimine İstanbul’da devam etti. Bayrampaşa Oğuzhan Ortaokulu’ndan sonra Tekirdağ’a dönerek Tekirdağ Endüstri Meslek Lisesi Motor Bölümü nden mezun oldu. 1981 yılında başlayan Kayseri’deki askerliği sırasına havacılıkla tanışan İsmail Avcıoğlu Hava İndirme Tugayı’nda paraşüt atlayışı da gerçekleştirdi. 1983’te biten askerlikgörevi sonrasıİstanbul Topkapı’daki
Man Fabrikası’nda çalışmaya başladı. 1985 yılında Türk Hava Yolları’nın açtığı sınavı kazanarak burada çalışmaya başladı. Yer tesisat atölyesinde başladığı görevi kısa süre sonra uçak teknisyenliğine yöneldi. Aldığı eğitimler sonucu uçak teknisyeni oldu. Uçak Bakım Revizyon Bölümünde başladığı görevinde uçak teknisyenliği, teknik kontrolörlük ve baş teknisyenlik pozisyonlarından sonra üç yıldır BAY 2 Müdürlüğünde vardiya şefi olarak çalışıyor. İsmail Avcıoğlu evli ve iki çocuğu var…

Önerdiklerimiz

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği